Beden Dilinin Doğru Kullanımı Nasıl Olmalı?

Farkında olsak da, olmasak da yaptığımız her hareketimiz bir mesaj taşır. Yüzümüz, ellerimiz, gözlerimiz, kollarımız, oturuş şeklimiz, jest ve mimiklerimiz, kıyafetimiz, makyajımız beden dilimizi oluşturur. Beden dili iletişimde ne kadar önemlidir? Duygularımız bedenimize nasıl yansır? Psikolojik korunma sınırımız nedir? Beden dili sözel iletişimi ne kadar destekler? Kişiliğin, kültürün, cinsiyetin beden dili kullanımında bir önemi var mıdır? Bu ve benzeri pek çok sorunun cevabını Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin’den aldık.

___

Beden dili için “Bir ifade biçimidir” diyebilir miyiz?

-Tabii ki. Romalı filozof Cicero beden dilini “ruhun tutkularının ve duyguların beden hareketleri ile ifade edildiğini” söyleyerek incelemeye başlamış; sağlıklı ve iyi bir iletişim kurmak için beden dili ile kelimelerin birlikte, paralel olarak kullanılması gerektiğini görmüştür. Beden dilimizle duygu ve düşüncelerimizi ifade etme olanağı buluruz. Örneğin, yakamıza taktığımız rozetle mesleğimizi, başımızı sallayarak bir görüşü onaylamadığımızı, dostumuzun elini tutarak onu sevdiğimizi ifade edebiliriz. Ayrıca beden dili ile sözlü iletişimi destekleyip onun akıcılığına katkıda bulunabiliriz.

Beden dili denildiğinde ne anlaşılması gerektiğini alanı daraltarak biraz daha somutlaştırabilir miyiz?

-Beden dili derken aklımıza gelmesi gereken şey şunlardır: Beden duruşu, jestler, mimikler, göz teması, başın kullanımı, ayakların kullanımı, oturma biçimi, oturmak için seçilen yer, mesafe, giyim, kullanılan aksesuarlar, bakım ve makyaj.

Beden dili ne zaman devreye girer?

-Beden dilinde en önemli nokta bilgi akışının sürekli oluşudur. İki ya da daha çok insan bir araya geldiğinde devreye girer. Mesajlar karşılıklı olarak gönderilir ve alınır. Gönderdiğimiz mesajlar sürekli olarak karşımızdakine ulaşır ve karşımızdaki kişide bizimle ilgili bir kanaat oluşur. Aynı zamanda biz de karşıdan sürekli mesaj alır ve değerlendiririz.

Hayatımız boyunca çoğunlukla farkında olmaksızın günlük beden dilini son derece etkili olarak kullanırız. Bedenimiz olaylara ve durumlara karşı kendiliğinden çok daha fazla tepkiler verir.

“Bana bu kişi güven verdi” dediğimizde bize bu kanaati veren şey karşımızdaki kişinin beden dili midir?

-İletişim kurduğumuz kişilerle ilgili düşüncelerimizin oluşmasında beden dilinin rolü büyüktür. İlk kez karşılaştığımız ve hiç konuşmadığımız bir kişi için “Duruşundan hiç hoşlanmadım” veya “Bir görüşte kanım ısındı” diyebilir, “İlk görüşte vuruldum”, “Ben onu gördüğüm an işe yaramaz biri olduğunu anlamıştım” gibi değerlendirmeler yapabiliriz. Bu değerlendirmeler ilk 30 saniye içinde oluverir, birbirimiz hakkındaki kararlarımızın yüzde 80’ini o süre içinde veririz. Edindiğimiz bu ilk izlenim kolay kolay değişmeyeceği gibi o kişi ile gelişecek iletişimimizin de temelini oluşturur. Bu yüzden ilk 30 saniye içinde beden dilinin kullanımı büyük önem taşır. 

İfade bakımından beden dili mi daha güçlüdür, sözel dil mi?

-Sorunuzu bir söz aktararak cevaplayayım: “Ruhun gizemi bedenin hareketleri ile açığa çıkar” der Michelangelo. Karşımızdakilerin beden hareketleri, mesafe ve alan kullanımları, dokunuşları ve seslerini kullanışları beden dillerinin en önemli parçalarıdır. Biz bunlara bakarak birtakım kararlar veririz. Beden hareketlerinin hepsi o anki ruh halleri ile ilgili bilgi verir. Bazen bir hareket bin söze bedeldir. İstemeden oluşan bir şaşkınlık ifadesi ya da kızgınlık gösteren bir kaş hareketi sözle ifade etmese de kişinin neler hissettiğini bize bağırarak anlatabilir.

Beden dili verilen mesajın ne kadarını oluşturur?

Beden dili insanlık tarihi açısından en eski iletişim aracı olup duygu ve düşüncelerimizin bir yansımasıdır. Beden dili ile ilgili yapılan araştırmalarda yüz yüze kurulan ilişkilerde kelimelerin yüzde 10, ses tonunun yüzde 30, beden dilinin ise yüzde 60 oranında önem taşıdığı tespit edilmiştir.

Dil düşüncenin hızına yetişemez. Öyleyse beden dilinin daha avantajlı bir durumda olduğunu söyleyebilir miyiz?

-Evet, bunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Normal konuşma hızı dakikada ortalama 100-120 kelimedir. Buna karşın aynı süre içinde ortalama bir insan yaklaşık 800 kelime düşünür. Beden dili işte bu söze dökülemeyen düşünce ve duyguların dışavurum şeklidir. Beden dilimizle verdiğimiz mesajlar karşımızdakilerle anlaşmamızda en temel araçtır. Hem yakın çevremizde, hem daha geniş sosyal hayatımızda, hem de farklı ülke insanları ile ilişkilerimizde öncelikle beden dilimizi kullanırız ve onların beden dilleri ile anlattıklarını çözmeye çalışırız.

Lisanını iyi kullanabilen, dilin imkânlarını daha iyi değerlendirenlerin beden dilini de iyi kullanmaları onlara neler kazandırır?

-Sözel ve sözsüz iletişimi bir bütün olarak düşünmek gerekir. Birinin eksikliği iletişimi de olumsuz etkiler. İyi bir konuşma yeteneğine sahip olmak tabii ki büyük bir avantajdır. Ancak buna beden dilini de eklersek başkaları üzerinde olumlu bir etki yaratarak amacımıza ulaşabiliriz. Karşımızdakileri daha iyi anlayarak etkili bir iletişim kurabiliriz. Kendi beden hareketlerimizi denetleyerek sosyal ortamlara daha çabuk uyum sağlayabiliriz. Başkalarının gerçekte ne söylemek istediğini anlayabiliriz.

Beden dilinin inandırıcılığının yüksek olması tam olarak nereden kaynaklanıyor? Biraz açabilir misiniz?

-Gerçek duygu ve düşüncelerimizi kelimelerin arkasına gizlemek belki mümkündür ama beden dilini gizlememiz çok kere mümkün değildir. Biz ne kadar saklarsak saklayalım, beden dilimiz doğruyu söyler. İnsanlar ne söylediğimizden çok onu beden dilimiz ile nasıl söylediğimize, ne kadar doğruladığımıza bakarlar; kulaklarından çok gözlerine inanırlar. Gördükleri ile duydukları arasında bir uyumsuzluk sezinlerlerse gördüklerine inanırlar, ancak bunu farkında olmadan yaparlar. Sezgilerinin, altıncı hislerinin kuvvetli olduğundan, insan sarrafı olduklarından dem vurmalarının sebebi farkında olmadan beden dilini değerlendirmeleridir.

Beden dilinin doğru veya yanlış kullanılması da mümkün, değil mi?

-Tabii ki. Diğer insanlarla ilişkileri şekillendiren ve ilişkilerin geleceğini belirleyen en önemli faktörlerden biri de beden dilinin doğru kullanıp kullanamamadır. Doğru kullanamayanlar için beden dili bir iletişim kara kutusudur ve ancak o kara kutuyu bulup çözebilen insanlar iletişim bilgisine layıkıyla ulaşabilirler.

Peki, doğru kullanmanın esasları nelerdir?

-Beden dili gelişi güzel bir şey değildir, belli kuralları vardır. Bu, sözsüz iletişimi hem tahmin edilebilir, hem de yorumlanabilir kılar. Mesela göz teması hem fiziksel uzaklık, hem konu, hem de kişilik gibi unsurlara bağlıdır. Fiziksel uzaklığı asansörlerde çok yakın duran kişiler bakışlarını birbirlerinden kaçırarak gösterirler. Utanma ve mahcubiyet azalan göz teması ile belli olur. Sevilen kişilere daha çok bakılır. Kişilik olarak da dışadönük olanlar, içedönüklerden daha çok göz teması kurarlar.

Beden dilinin öğrenilmesi ve doğru kullanılmasında yaş faktörü önemli midir?

-Hayır. Beden dilini öğrenmenin, doğru kullanmanın yaşı yoktur. 7 yaşında da olsanız, 70 yaşında da olsanız öğreneceğiniz ve uygulayacağınız çok şey vardır.

Beden dili değerlendirilirken bulunulan yer ve zaman ne kadar önemlidir?

-Çok önemlidir. Davranışlarımızı, jest ve mimiklerimizi tam yerinde ve zamanında kullanırsak bir anlam kazanır. Aşırı el kol hareketleri, mimiklerin fazlalığı dinleyenin dikkatini azaltacağı gibi konu da dağılır. Örneğin, eli belinde veya elleri arkada kenetlenen bir duruş düşünün. Böyle bir duruş insanlara itici gelebilir. Yapmacık bir yüz ifadesini karşı taraf fark eder. Bilinçaltında negatif düşünceler varken olumlu bir görüntü oluşturulmaz. Bu yüzden karşımızdaki ile sözel iletişim içindeysek, beden dilimizi doğru kullanabilmemiz için her şeyden önce dikkatimizi o kişiye ve konuşulan konuya vermemiz gerekir.

Beden dilinin kullanılması kişiden kişiye değişir mi?

-Evet, beden dilinin kullanımı kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bir kişi beden dilini çok az kullanırken bir başkası abartılı bir biçimde kullanabilir. Beden dili konusuna ilgili ve kendisini bu konuda geliştirmiş kişilerin bu dili uygun zamanda ve doğru bir şekilde kullanmaları beklenir.

Beden dilinin kullanımında kişiliğin önemi var mı?

-Tabii, kişilik özellikleri de önemlidir. Bu konuda kendine güvenip güvenmemek, içedönük veya dışadönük olmak, sosyal ilişkilerdeki beceri düzeyi, kişinin entelektüel seviyesi gibi faktörler beden dilinin nasıl kullanılacağı konusunda etkilidir.

Beden dilinde bir homojenlikten bahsedilebilir mi? Aynı davranış kültürel bakımdan her yerde aynı anlama gelmese gerek…

-Beden dilinin, içinde yetiştiğimiz ve yaşadığımız toplumla olan ilgisinden bahsetmezsek olmaz. Her kültür kendi inançları, değerleri ve yaşam tarzı çerçevesinde iletişim araçlarını oluşturur. Sembollerin, hareketlerin, renklerin, beden dilinin mutlaka içinde bulunduğunuz ülke ya da toplum dikkate alınarak yorumlanması gerekir. Uzakdoğu gibi beden dilinin az kullanıldığı bir toplumda, Türkiye’deki kadar çok mimik ve jest kullanımı sizin saygınlığınızı gölgeleyecektir. Diğer taraftan bir Akdeniz ülkesinde beden dilinizi az kullandığınız takdirde o zaman da muhtemelen soğuk, donuk bir kişi olarak nitelendirileceksinizdir. Bu sebeple başka ülkelerle iş yapıyorsanız ya da yabancılarla çalışıyorsanız bu konuda kendinizi yetiştirmeniz gerekir.

Belli yerlerde homojenlikten bahsetmek de mümkündür. Son dönemlerde insanlar teknolojinin sunduğu olanaklardan yararlanarak ortak beden dilleri kullanmaya başlamışlardır. İnsanlar hangi toplumda yaşarsa yaşasınlar, benzer şekilde asansöre biner, tenis oynar, bilgisayar ve araba kullanırlar. 

Beden dili nereden öğrenilir?

-Beden dilinin önemi özellikle son yıllarda daha iyi anlaşıldığı ve birçok kişinin ilgi alanına girdiği için bu konuda çok sayıda yayın ve eğitici faaliyetler mevcuttur. Beden diline yönelik ülkemizde yazılmış birçok kitap vardır. Yabancı yazarların Türkçeye çevrilmiş kitaplarını bulmak veya internet üzerinden bu konuda bilgi edinmek mümkündür. Konuya daha derinlemesine hâkim olunmak isteniyorsa,  şahıs ve kurumlarca bu konuda verilen eğitimlere katılabilinir.

Peki, beden dili mi sözleri onaylar, yoksa sözler mi beden dilini doğrular?

-Bedenimiz ile dilin dışarıya her zaman aynı mesajı verdiğini söyleyemeyiz. Örneğin, yalan söyleyen bir kişide alın terlemesi, göz bebeği küçülmesi/büyümesi, yüz kası seğirmeleri, yanakların kızarması gibi vücut hareketleri onu rahatlıkla ele verir. Bir onaylama varsa, burada beden, dilin yalan söylediğini onaylar. Gerçi insanlar yalan söyleme, burun kaşıma, eli yüze götürme gibi makro hareketleri kontrol edebilirler, ama mikro hareketlerine engel olamayarak yine gerçeği dışa vururlar. İdeal olanı söylenenler ile beden dilinin uyum içinde olması, birbirini destekleyerek karşı tarafa aynı mesajı verebilmesidir.

Beden dilinin sezgisel bir yanı da var mı? Yani muhatap olunan kişiye göre bir düzenleme yapılır mı?

-Evet, yapılır. Kiminle ilişkiye girdiğimiz konusu beden dilimizi de etkiler. Örneğin bizi her zaman çok seven dedemizle ilişkilerimizde daha açık, güven verici jest ve mimikler kullanır, çok daha rahat davranır, ilişki mesafesini kısa tutarız. Buna karşın işyerindeki patronumuzla ilişkimizde kıyafetimize, oturup kalkmamıza daha çok dikkat eder, jest ve mimiklerimizi çok daha kontrollü ve doğru kullanmaya çalışır, iletişim mesafesinde özel alana girmemeye özen gösteririz. 

Duygu durum değişikliklerimiz beden dilimize yansır mı?

-O andaki duygumuz neyse yüzümüzdeki mimiklerle, ellerimizle, bacaklarımızla, duruşumuzla bu duygularımızı dışarıya yansıtırız. Örneğin, işyerinde çok sevdiğimiz bir arkadaşımıza öfkelenip bağırmamız, sırtımızı dönüp gitmemiz gerçekleştirilmesi çok zor bir iş yükünün etkisi altında kaldığımızı gösterebilir.

Beden dilini iyi kullanan kişi kendisini kamufle edebilir mi? Kötü niyetli bir kişi bunu ustaca kullandığında nelerle karşılaşılabilir?

-Bedenimiz olaylara veya durumlara karşı kendiliğinden çok daha fazla tepkiler verir. Gerçek duygu ve düşüncelerimizi kelimelerin arkasına gizlemek belki mümkündür, ama beden dilimizi gizlememiz mümkün değildir. Yani beden esastır. Sosyal hayatta birçok durumda insan kendi gerçek duygularını gizlemek ister, ancak bir şekilde kendisini ele verir. Bir topluluk içinde kişi sinirli, gergin ve hatta korkuyor olabilir, fakat yüzüne iliştirdiği bir gülümseme ile mutluluk maskesi de taşıyabilir.

Dikkatli bir gözün algılayabileceği bazı küçük ipuçları iç ve dış dünyalar arasındaki bu farkın anlaşılmasına yardımcı olur. İnsanların yalan söyledikleri zaman en başarılı şekilde kontrol ettikleri beden dili unsuru yüz ifadeleridir. Çünkü yalan söyleyecekleri zaman yüz mimiklerini kontrol etmek için bilinçli bir çaba harcarlar. Hiç şüphesiz dikkatli bir gözlemci veya uzman için yalan söyleyenler mimikleriyle de çok sayıda ipuçları verirler. Ancak genel olarak düşünüldüğünün aksine, bir kişinin yalanını yüzüne veya gözüne bakarak anlamak pek kolay değildir.

İş dünyası beden diline yeteri kadar önem veriyor mu?

-Son dönemde çok farklı mesleklerde, değişik sektörlerde ve özellikle de büyük şirketlerde yöneticiler iş verimliliği adına, personelinin kişisel gelişimine önem veriyorlar ve bu çerçevede çalışanlarının beden dili konusunda eğitim almalarını sağlıyorlar. Özellikle görsel sanatlar (sinema, tiyatro, televizyon), politikacılar, pazarlamacılar, insan kaynakları birimi, kişisel gelişim alanında çalışanlar, psikologlar beden diline ilgi gösteriyorlar.

Kadın ve erkekler beden dilini farklı mı kullanırlar?

-Kadın ve erkeklerin beden dili hormonal nedenler, toplumsal roller, vücut yapısı gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak farklılık gösterir. Erkekler mekân kullanımında kadınlara göre daha geniş davranırlar, beden dilini daha sert kullanırlar. Kendini ifade etme becerisi her iki cinste de avantaja dönüşebilir, ama kadınlar beden dilini erkelerden daha iyi yorumlarlar. Yani kadınların karşısındaki kişiyle iletişimi daha başarılıdır. Bu durum karşı cinsle olan ilişkilerde daha belirgin bir hal alır. Her iki cinste de saça dokunma, giysileri düzeltme, bir veya iki elini kalçasına koyma, uzun bakışlar, artan göz teması vardır.  Kadınlarda saç atma, bilek gösterme, bacak açma ve atma, omuz üzerinden yan bakma, ayakkabı ile oynama gibi davranışlar görülürken erkeklerde de kravat, yaka veya kol düğmesini düzeltme, elini kemerine sokma gibi davranışlar gözlenebilir. Görüldüğü gibi kadınlar beden dili kullanma açısından daha yaratıcı ve şanslıdırlar.

PSK. İHSAN ÖZTEKİN KİMDİR?

1963 yılında Balıkesir’de doğdu. 1980’de Haydarpaşa Lisesinden, 1984 yılında da İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun oldu. Yüksek lisansını Klinik Psikoloji alanında yapmıştır.

Stajını GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi’nin Psikiyatri servisinde tamamladı. Bu dönemde psikolojik testler konusunda eğitim aldı.

2003-2007 yılları arasında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde klinik psikolog olarak görev yaptı. 2007 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden ayrılıp  NPİstanbul Beyin Hastanesi’nde göreve başlamıştır ve halen devam etmektedir.

21.09.2022

https://www.istiklal.com.tr/haber/beden-dilinin-dogru-kullanimi-nasil-olmali/713017

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir