KÜLTÜR ve sanat konusunda yapılan çalışmalar basın ve medyada yeterince yer bulmadığından bu alanda istenen seviyede etkili olunamamaktadır. İnsanların sanal gündemlerle meşgul edilmesi elbette çeldirici bir projedir. Buna rağmen kültür sanat ve edebiyat alanında gayretlerini çoğaltan hamiyet ehli vatanperver insanlara da rastlanmaktadır. Bu kişiler medeniyetimizin kültür dinamiklerini harekete geçirmeye çalışan görünmeyen kahramanlarımızdır. İşte bunlardan biri olan yazar ve televizyoncu Resul Orman ile siz İstiklal Gazetesi okuyucuları için Gebze İpekyolu Kültür ve Sanat Festivali üzerinde konuştuk.
UĞUR CANBOLAT
————————-
Geçen hafta üç gün süren Gebze İpekyolu Kültür Sanat Festivalini gerçekleştirdiniz. Nasıl bir niyetle başladı ve neyi açamadınız?
-Aslında geçiş şehri eski ve asıl ismi ile bir menzil durağındaki geçmişine değinmek, şehrimizde yaşayıp bu tarihi yerlerden haberi olmayanı haberdar etmek, İpekyol’unun ekonomik gücü kadar sosyal ve kültürel noktalarına değinmeye çalıştık burada. Aziz Nesin çocukluk yıllarındaki Gebze Kültür ve Sanat faaliyetlerinden bahsediyordu ve buna seyyahların anılarını da ekleyerek sanayinin merkezi konumda bulunan eskilerin söylemi ile yıkık bir şehrin molozlarını atıp, tekrardan Kültür ve Sanat merkezi haline getirmek istedik.
Şu hâlde sizinle beraber teşekkürü hak eden başkaları da olmalı…
-Tabi. Burada başta Gebze Belediyesine ve Başkanı Sayın Zinnur Büyükgöz olmak üzere Başkan Yardımcısı Mücahit Biber, Kültür Müdürü Hasan Güler ve ekibine, Gebze Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Aslantaş ve ekibine teşekkür etmek istiyorum desteklerinden ötürü.
Yine de ulaşamadıklarınız oldu mu? Genellikle bu nevi etkinliklere burada olmaz, bizden olmaz şeklinde yaklaşımlar olur. Varsa bu yöndeki kanaatlerde değişme oldu mu?
-Bu tür yaklaşımlar sizin de belirttiğiniz gibi olur. Bütünüyle bu yaklaşımları değiştirememiş olsak bile artık değişime ikna olmaya yakınlaşmaları bizim için iyi bir ilk adım oldu. Gönüllerde yeni bir menzil açabildik çok şükür. Gerisi de gelecektir.
Evrensel Kültür ve Sanat Derneğinin bir etkinliğiydi bu. Dernek hakkında bilgi verir misiniz?
-Derneğimiz için ilk etkinlik değil aslında. Derneğimiz her ne kadar Gebze bölgesinde etkili görünse de yaptığı projelerle ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmalara imza attı.
Nelerdi onlar?
-İran’da gerçekleşen iki şiir festivaline katılım sağladı. Yazarlarımız buradan dereceler aldılar. Ayrıca Türkiye’de ilk defa uhdesinde yayınevi olmayan, kitapevi bulunmayan, derneksiz bir durumda iken bireysel olarak yazar ve okuyucuyu buluşmaları yaptık. Yazar ve okuyucuyu bir kılan “Gebzeli Yazarlar Kitap Tanıtım Günleri” ve “Bizim Yazar Kitap Tanıtım Günlerine” imza attık. Geziler tertip ettik. Eğitim kampları düzenledik. Şimdi derneğimizle beraber yoğun biçimde gelişimimizi artırmaya devam ediyoruz. Evrensel olup milli ve hisli olmak kolay değil. Bunu başardık. Ayda bir veya iki etkinlik yapan bir kuruluş olduk. Bunun haklı gururunu yaşıyoruz ve bu da bizi mutlu kılan bir husus.
Yerel doku ile evrensel anlayışı nasıl bir potada mezcediyorsunuz diyebilir miyiz?
-Elbette. Gayretimiz bu istikamette. Aslında en zor olan hususta bu. Hem yerel hem de evrensel olmak. Bunu vizyoner kimliğimizle birlikte birçok farklı alanda kalem erbabına sahip olmamızla başarıyoruz.
Örnekleyebilir misin?
-Tabii. Gebze İpekyolu Kültür ve Sanat Festivali yönetmen, yazar, danışman, koordinatör, sunum ve ulaşım gibi tüm ayakları gerçekleştirebilecek bir ekibi kendi içimizde oluşturduk. Bu bizim için olmazsa olmaz hususların başında geliyor. Derneğimiz uluslararası 4 derece çıkarıp, yerel ve ulusal alanda birçok ödül alarak emeklerinin sonucunu gösterdiği başarısı ile elde etti ve bunu azimle sürdürüyor.
Biraz bahsettiğiniz ama festivale kurumlarını ardına alıp desteği ile teşekkürü hak eden kişiler kimlerdi?
-Bize yer tahsisi ve birçok noktada destek olan Gebze Belediyesi oldu. Bunun için tekraren Başkanımız Sayın Zinnur Büyükgöz’e, Başkan Yardımcısı Mücahit Biber’e, Kültür Müdürü Hasan Güler ve ekibine Tarihi Su Dolabında Abdülhamid dostumuza, her hususta bize destek ve imkân sunan Gebze Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Aslantaş’a ve ekibine bir defa daha teşekkür etmek istiyorum. Her hususta bizi ve çalışmalarımızı özel kıldığı için tabi ki Gebze Ticaret Odası’nda desteğini eksik etmeyen Bülent Apaydın’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Tarihi su dolabında bu etkinliği yapmanızın nasıl bir alt mesajı var?
-Şehrini tanı ve değerlerinle büyü gayesi vardı. İnsanlar bu yeri bilmiyor veya böyle bir tarihi değerin farkında bile değildi. Bu vesile ile adeta keşfedilmiş olduk desek yeridir.
İsmine dönersek İpekyolu’nun bilinmesi gereken çağrışımları nelerdir?
-İpekyolu aslında ekonomik gayelerle kurulmuş tüccarların kazanım yolları diye bir anlatım vardı lakin işin aslının böyle olmadığını biliyoruz. Bunun bir kolunun Kültür ve Sanat olduğunu anlatmaya çalışmadık. İpekyolu ile yollar, köprüler, hanlar, kervansaraylar, çeşmeler gibi birçok yapı inşa edildiğini dile getirebilirim. Bir de insan faktörü var tabi. Bunların başında da tanışmak ve sosyal etkileşim sağlamak. Bu da bence en önemli noktalarından biriydi. Bu festival ile birbirimizle farklı özelliklerimiz üzerinden daha yakın bir tanışıklık gerçekleşti. Ekip yeteneklerini açığa çıkardı. Ayrıca katılan yeni birçok kişi ile tanış olduk, yakınlık kurduk diyebilirim.
Sergiler de vardı ve ilgimi çekti. Bunlar nelerdi ve destek verenler kimlerdi?
-Sergiler en önem verdiğimiz hususların başında geliyordu. Burada Koleksiyoner Mehmet Emin Ada’ya başta teşekkür etmek gerekir. Su ile ilgili birçok özel koleksiyonunu bizle paylaşarak bizleri tarihin izlerine götürdü adeta. Yazar-Yönetmen Uğur Tatar resim sergisi de çok ilgi gördü ve fark oluşturdu. Bölgemizin sanatçı yönünü çok fazla bilmedikleri bir isim var, Sariye Koca hocamız. Bir sanatkar lakin eserlerini bu program vesileyle birçok kişi tanıdı ve daha hangi çalışmaları var acaba diyerek eserlerin hakkını teslim etmeye çalıştılar.
Uğur Tatar’dan “Diyar-ı Saye” fotoğraf sergisinde neler vardı?
-Burada Uğur Tatar farklı açılarla çektiği bizi, doğayı ve diğer canlıları anlatan, gözlerimize ve gönüllerimize iz bırakan bir sergi ortaya koydu resimleriyle.
Hat Sanatı Sergisine ilgi nasıldı peki?
-Bu konuda Sariye Koca hocamıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Birçok kişinin bilmediği ama gönüllere tat bırakan hassas konular üzerine muazzam bir çalışma yaptı. Bütünüyle bizlerin kalbine dokundu. Sanatıyla var olsunlar.
Mehmet Emin Ada Özel Koleksiyon Sergisi de ilgi çekiciydi. İlginç mataralar vardı. Biraz bahseder misiniz?
-Aslında bu husustaki en çok merak edilip, fotoğraf çekilen bölüm oldu. Yerin önemine göre seçilen eserler olmasının burada büyük payı olduğunu soyulabilirim. Birçok tarihi döneme ait matara, çeşitli ürünler vardı ki bu ilk kez burada sergilendi. İlklerin festivali diyebiliriz bu anlamda.
Açılış Konuşmasını sizinle Gebze Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Aslantaş’ın yapması onlar tarafından da önemsendiğini mi gösteriyor?
-Evet, ama önemsemesi kadar sahip çıkılması işin önemini arttırdı ve değerli kıldı. Başkanımız her programda bizlere destek veriyor. Proje hazırlanmasına öncülük ediyor. Biz ekonomik siz kültür boyutusunuz diyerek bizleri değerli kılıyor.
Festivalde tarihi İpekyolu üzerine konuşan Dr. Başak Kuzakçı nelere dikkat çekti?
-Başak hocamız ismi gibi sunduğu bilgilere adeta yeni insanların içinde başaklar ekti. Tarihi süreci ve bugün ki durumu hakkında detaylıca bir sunum gerçekleştirip. İzleyicilerden tam not alıp, bir sonraki konferansı ne zaman diyecek kadar etkili bir sunum ile hafızalara kazındı.
Kültür Sanat Meclisi icra edildi ayrıca değil mi?
-Evet. Kültür ve Sanat Meclisi benim çok üzerinde durduğum husustu. Program için ne kadar faydalı olduğunu bir kez daha gördüm ve iyi ki bu oluşumun öncüsü olmak nasip oldu diyerek şükrettim. Katılımcı yirmi şairimiz birbirinden kıymetli şiirlerini seslendirip dinleyicilere güzel anlar yaşattılar.
Yeşilçam oyuncusu Yavuz Karakaş’ın katılımı nostaljik hatıralar açısından nasıldı?
-88 yaşında bir çınarımızı ağırladık ve 88 ödülü bizden olmasına vurgu yaptı. Hocamız çok memnundu ilgi ve alakadan ötürü. Özellikle Kemal Sunal, Cüneyt Arkın ve Türkan Şoray ile oyunculuk anıları büyük bir ilgi oluşturdu.
Âşıklar Gecesi de dikkat çekiciydi. Katılan âşıklar kimlerdi?
-Kocaeli Milli Kuruluşlar Başkanı Yücel Alpay Demir sunumuyla birlikte Âşık Marsavi ve Âşık Ercan Can‘ın ses ve enerjileriyle birlikte adeta yapı dile geldi. Katılımcıların parçalara eşlik ettiği ses getiren dışarıdan insanları getirecek kadar iz ve coşku oluşturdular.
Emekli Öğretim Görevlisi Tarihçi-Yazar Muhsin Bozkurt’un katkısı ne yöndeydi?
-Kıymetli hocamız şehrimizin büyük bir değeridir. Lakin hocamızı ismen bilip okuyan ama görmeyen birçok kişi vardı. En başta bu merak giderildi. Kelimelerin tesiri ortaya çıktı. Eski Bab-ı Ali üzerine sohbet edildi. Ergün Göze, Eşref Edip Fergani, Mehmet Akif Ersoy, Muzaffer Deligöz, Ali Gürbüz, Ahmet Kabaklı, Gürbüz Azak, Necip Fazıl, Abdurrahman Şeref Laç ve yakın zamanda vefat eden Mehmet Şevket Eygi gibi birçok üstad konuşuldu sizin moderatörlüğünüzde. Ayrıca Ahmet Cevdet Paşa’nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa üzerinde değerlendirmeler yapıldı. Eskinin izi ve keyfi, yenin hasretini idrak ettik adeta.
Gebze Belgeseli gösteriminden umduğunuzu buldunuz mu?
-Evet, şehrimizi tanıtmakta dönemin en iyi yapımını o gün ki şartlarda muazzam bir şekilde anlatılmış.
Yönetmen Mesut Uçakan ile Söyleşi yapıldı? Nelere dikkat çekti?
-Üstadımız sinema ile bugün insanlara ulaşmada en büyük araçlardan biri olduğuna ve istenilen gençlik etkilenmesine hem iyi hem de kötü noktada etkileyiciliğine dikkat çekerek şöyle dedi: “Sanat destek görmezse gider ve sıradanlık başlar.” Sanatın önemi ve kavrayıcılığı üzerinde duruldu.
Gazze Ezgileri festivale nasıl bir anlam kattı?
-Gazze insanlığın kanayan bir yarası, modern çağın soykırımı hem de göz göre göre yapılıyor. Ezgilerde ne şartta olursa olsun yılmayan ve yıkılmayan milletimizin daim desteğiyle, her durumda yanındayız vurgusu yapıldı. Eserler ile kalbe ve kulaklara, sözler ile akıllara işlenen emsal oluşturan bir program oldu.
“Gümüş Yıl” Kısa Film Gösterimi ve yönetmen Uğur Tatar ile söyleşi nasıl karşılandı?
-İzleyicilerden tam not alan bir film oldu. İzleyicide birçok anlam akla getiren, güzel ve nezih çbir alışma ürünü olmuş. Aileler arasında yıllar içeresinde yaşanan olaylara kısa ve öz bir bakış olmuş.
Bu festivalin ilk yılıydı. Sonraki yıllarda nasıl bir akış düşünüyorsunuz?
-Bunlardan dahasını ekleyerek devam ettireceğiz. Konser, gösteriler ve daha fazlasını ekleyeceğiz. Gayemiz bunu İstanbul ve İzmit ayağını oluşturmaktır. Nasip olur inşallah.
RESUL ORMAN KİMDİR?
1988 Kars- Digor doğumlu olup, İlk, orta ve lise eğitim hayatını kendisinin değimi ile Fatihler Şehri Gebze’de tamamlamıştır. Namık Kemal Üniversitesinde okumuştur. Yurtdışı ve yurtiçi birçok araştırması bulunan Resul Orman’ın Derin Tarih, Mukadderat, Mevzu Bahis dergilerinde yazmaktadır. Birebir TV kurucusu ve Genel yayın Yönetmeni olup, Gazete Gebze’de haftalık köşe yazarı olarak araştırmalarını devam etmektedir. “Fatihler Şehri Gebze” çalışması 2016’da bölge araştırma envanteri adına ödüle layık görülmüştür. Yine 2017’de Serhat Diyarı Sultan Alparslan Mirası Kars çalışması ödüle layık görülmüştür. 2018 yılında KKTC Eski Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu röportajı yılın röportaj yazısına aday gösterilmiştir. 2017 yılı Türk Tarih Başkanı Prof. Dr. Refik Turan tarafından araştırma ve sunumları ile gelecek vadeden yazar alanında ilk sırasında gösterilmiştir.
“Tarihe Yön Veren Adam Çoban Mustafa Paşa” adlı çalışmasını 2021 yılında, “Telgraf Yazışmaları Işığında Millî Mücadele Döneminde Gebze” çalışmasını 2022’de kaleme almıştır.
“Kıtaların Geçiş Hattı Üzerinde Bir Kent: Gebze”, “Önde Gidenler Üsküdar Velileri ve Şehitleri” , “Gebze Nüfus Defterleri”, “Gebze Zafer Koşuları”, “Emir Timur ve Nasrettin Hoca Fıkraları”, “Gebze Şiir Antolojisi” , “Gebze’den Gazze’ye Gönül Köprüsü” “Fatihler Şehri Gebze” kitaplarının editörlüğünü yapmıştır.
13.08.2025