KELAM EMANETİNİN İDRAKİNDE OLMAK

UĞUR CANBOLAT

KADİR GECESİNİ idrak edebilmişsek eğer bu kelam emanetinin bilincinde olduğumuzdandır.

Eğer kelam emaneti hususunda hiç düşünmemiş, bir karara varamamışsan eğer kadir kıymet bilmek meselesinde iddialı olman beyhude bir avuntudan öteye gidemez.

Eğer bu şuura ulaşma gayretini yeterince gösterememişsen niyetini bozma.

Bozma ki, bayramı hak edebilesin.

GÜZEL ahlâkın güzel temsilcilerinin en önemli duyarlılıklarının birisi “Kelam emaneti” bilincidir.

Onlar söz israfında bulunmazlar.

Vara yoğa konuşmazlar.

Boşboğazlık etmezler.

Söz eridirler.

Bu sebeple sözün kıymetini bilirler.

Bilmediklerini konuşmadıkları gibi bildiklerini de yerli yerinde kullanırlar.

Yerine varmayacak kelamı etmezler.

Onlar sarf ettikleri kelimelere verdikleri nefesi asla heba etmezler.

AHLÂK-I HASENE erleri sözü cilalama eğilimi taşımazlar zira bunun şeytanın elemanı olan münafıklara ait bir hususiyet olduğunun idrakindedirler.

Sözü sade söylerler. Yerinden söylerler. Yerinde söylerler.

Muhataplarının psikolojik durumunu hesaba katmadan konuşmazlar. Çünkü kalplerinden dillerine düşürdükleri sözün yere düşmesine razı olmazlar.

“KELAM EMANETİ” bilincine ulaşan erdemliler yüksek ruh seciyesine sahip olduklarından doğru muhatabı arayıp bulurlar ve onlara kutsal bir miras gibi emanet ederler.

Zira onların sözleri renkli boncuk değildirler.

Onlar hakikatin inci mercanını dudaklarından kulaklara, oradan da gönüllere salıverirler.

Yeme, içme, üreme ve ses çıkarma gibi özellikler diğer varlıklarda da mevcut iken kelama mazhar olanın insan olduğunu ve bu sebeple de sorumluluk gerektirdiğini bilir ve sohbet ederlerken iliklerine kadar titrer, sorumluluk bilincinden asla sapmazlar.

Mütekellimi Ezelî olan Cenab-ı Hakkın kendilerine ihsan etmiş olduğu kelam kudretinin bir ilahi hibe olduğunun şuurunda olduklarından heba etmezler.

EY HAKİKAT yolunun kelam emanetine müdrik hakikatli yolcusu!

Kelamını zâyi etme.

Sözün en güzelini dinle ve yine ona en güzel biçimde uy.

Yükselen sözlerin sahibi ol.

Zira her söz ulviyet makamına yükselemez.

İçinde hakikat barındırmayan sözleri sakın söz olarak görme.

Onların ses çıkarmak kâbilinden lakırdılar olduğunu unutma.

Öyle bir söz söyle ki, akıllara ziya olsun.

Öyle bir kelam et ki, gönüllere hakikatin coşkusunu taşısın.

Öyle bir cümle kur ki, önce kendine olmak üzere çevrene şifa kuşları gibi ruhlara merhametle dokunsun.

Ki, hayat bulsun.

SÖZLERİN en güzeli olan Kur’an-ı Kerime aykırı tek bir kelamın bile olmasın.

Fahr-i Kâinat Efendimizin mübarek örnekliğine mugayir bir tek hecen bile bulunmasın.

İnsan gerçeğine ters cümleler kurmayasın.

İncitici olmaktan kaçın.

Allah’ın kullarını incitmeye hakkın yok. Zira Sevgili Peygamberimizden inciten, örseleyen tek bir kelime bile asuman işitmemişken sen onun tebliğinin alıcısı bir inanmış olarak bunun tersine nasıl hareket edebilirsin?

Kelam emanettir.

Güzel ahlâkı hayatında yansıtmak istiyorsan “Kelam emanetini” ciddiye al.

Gerekli değilse söyleme.

Gerekliyse de usulünce söylemekten çekinme.

Kelam emanetini bihakkın bilmek Hakk kelamını bilmek, anlamak ve gereğini yapmaktır.

Ya Selam.

07.04.2024

https://www.istiklal.com.tr/kelam-emanetinin-idrakinde-olmak

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir