SAĞA baksan öyle, sola baksan öyle… Her yerde acı var.
Ve ne çok acı var, ne çok.
Mazlumlar dünyanın kantarında ağır basar evladım.
Zalimden değil, mazlumdan yana olmak gerekir. Yüreğini, duanı, gözyaşını, emeğini mazlumdan yana koymak gerekir.
Bunun mazlumlara pratikte bir yararı olur mu?
Rahmeti celbetmek için duanın da, duyumsadığımız acının da, gözyaşının dozunu da arttırmak gerekir.
Belki de acıyı duymakta gerektiği noktada değilizdir.
Yeterli değildir.
Sahih değildir.
Acısı sahih olmayandan başka hususlarda samimiyet beklenebilir mi?
Duası sahte olanın kulluğu gerçek midir?
Düşün bunları evladım, düşün. Çokça düşün.
Düşün ki; diri kalsın ruhun.
Acının çok yönü var, bilesin. Çeken açısından durum farklı, gören açısından farklı.
Çekenin terazisini doldurur. Bunu sunar Hakk divanında.
Ayrıca acı, açı demektir evladım.
Acı çekenin açısı geniş olur.
Bakışı kavrayıcı olur.
Hissiyatı güçlü olur.
Gözyaşı yakıcı olur.
Niyeti gerçekçi olur.
Duası yanık olur.
Merhameti kapsayıcı olur.
Öfkesi yakıcı olur.
Hüznü derin olur.
İnlemesi inletici olur.
Acı çekenin acıması kurtarıcı olur.
Sen dışarıdan bakan birisi olarak dikkatli ol.
Küçümseme kimsenin acısını. Anlamaya çalış. Saygılı ol.
Acının öğretisine açık ol.
Acıyı öğretmen sayan kazanır. Başkasının acısına saygı duyan, saygıdeğerdir.
Bunları söyledi ve kalktı. Dilinde şu cümleler vardı.
Ne çok acı var, ah ne çok.
Yüceler yücesi Rabbim. Güzel Allah’ım. Celalinde cemalini sırlamış olan ulu yaratıcım.
Bizi acıya duyarsızlardan kılma.
Bizi zalimlerden yazma. Mazluma seyirci kılma.
Acılarını duymaya muvaffak eyle.
Amin!
15.05.2018