EVLADIM tok ol. Başkalarının da tok olmalarını gözet. Elinden geldiği kadar açlık gidermeye çalış.
Ama sakın diye devam etti dedem.
Sakın tok sözlü olma.
Bu cümleyi gelene kadar ilk duyduklarımı sadece midenin açlığı gibi algılamıştım.
Yanılmışım.
En büyük açlık ruhun açlığı değil mi?
Zihnin fukara oluşu en acınılası durum sayılmaz mı?
Kendi aklımızı aydınlatmak, gönlümüzü zenginleştirmek için fikri beslenme elbette en mühimi.
Ama önceliklerimiz ne yazık ki, buna uygun değil.
Vücudumuzun beslenmesini ve nasıl göründüğü hususunu genellikle önceliyoruz.
Ve yaman yanılıyoruz.
Kaybediyoruz.
Düşünüyorum da aradan geçen bunca zamana rağmen dedemin öğüdünün haklılığı devam ediyor.
Birbirimize en büyük ikram söz ikramı olmalı.
En güzel hediyelerimiz cümlelerimizdir.
Lakin hatır gönül yıkmadan.
Muhatabımızda meydana getirebileceği etkileri dikkate alarak kurduğumuz cümleler.
Ben haklıyım ve doğruyu söylüyorum mazeretine sığınıp söylediğimiz tok sözler yaralar.
Sînelerde yaralar açar.
Açmayalım.
Tok sözlü değil hoş sözlü olalım.
Dedelerimize kulak verelim.
Bu dünyanın kıyameti zaten açları anlamayan tok sözlü, tok tavırlı kimseler yüzünden kopmayacak mı?
26.03.2018