UĞUR CANBOLAT
DEPREM ÂFETİ sebebiyle son bir aydır en çok duyduğumuz kavramlardan biri “Yapı Analizi” oldu.
Ne kadar önemli olduğuna dair uzmanlar çarpıcı açıklamalarda bulundular.
Yıkılan binaların en mühim eksiklerinden birisi “Yapı analizi”nin olmayışı veya yeterli titizlikle gerçekleştirilmiş olmaması.
İhmali gerçekten felaket.
Acı üstüne acı…
…
YAPI ANALİZİ sadece başımızı sokmak için yaptığımız binalarla mı ilgili?
Ya da altında iş ürettiğimiz alanlarla mı sınırlı?
Hayır.
Vücudu için ne kadar gerekliyse insanın kişiliği ve psikolojisi için aynı derecede zaruri.
“Yapı analizi” hayatımızın her evresinde çok hayatî kısacası…
Asla sarf-ı nazar edilemez.
Görmezden gelmek büyük kişilik yıkımlarıyla sonuçlanır.
…
YAPI ANALİZİ için doğru verilere ihtiyacımız var.
Yanı sıra gerçekçi yöntemlere.
Bitmeyen bir isteğe, aşınmayan bir gayrete, sönmeyen bir sebata…
Evvele doğruya sadakat gerekir. Acıtmasından ürkerek alan terk edilmemeli.
İlme iştiyak, yeniliklere aklın ve kalbin açık olması ön şartlarından…
Bunun için kişinin bildiklerinin ne kadar sahih olduğunu sürekli sorgulaması, yanlışını bulduğunda acımadan onu atıp yerine doğruyu ikame edebilecek cesareti elde etmesi gerekiyor.
…
AKIL en başta geliyor.
Geliştirilmediğinde veya kullanımı terk edildiğinde belalar üstümüze yağmak için sıraya giriyor.
Zekâ yabana atılmamalı.
Kalp ihmal edilmemeli.
Güdüler analiz edilmeli.
Algılar ile olgular arasındaki farklar dikkatten kaçırılmamalı.
Akıl ile kalbimiz arasındaki mesafeyi nasıl kapatmaya çalıştığımız hesaba katılmalı.
Bunlar YAPI ANALİZİ için başat konulardır.
…
DÜŞÜNCELERİMİZİN nereden beslendiği ve filizlenmek için nasıl bir yol ve yöntem izlediği çok mühim.
Tutum ve davranışlarımızın buna göre belirlediği istikâmetler bağlayıcı.
Yeteneklerimizin objektif kriterlere uygun tahlil edilmesi kaçınılmaz.
Nelerle aşırı derecede ilgili ve nelere tamamen duyarsız olduğumuz haritalandırılmalı.
Başarı konusundaki hissiyatımız ve bunu elde etmek için gösterdiğimiz çaba ve uğruna neleri heba ettiğimiz yine aynı şekilde bir kenara not edilmeli.
…
UYARANLAR sağlıklı bir yapı analizi için kilometre taşı gibidirler.
Hangi uyaranlara karşı ayak diriyor hangi uyaranlara karşı havucun peşinden koşar gibi koşuyoruz belirlenmeli.
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in uyarılarına karşı takındığımız tutum nedir?
Şanlı Nebi’mizin sakındırmalarına karşı gönülsüzlüğümüzün temelinde neler yatmaktadır?
Kalbimizin reddettiği, vicdanımızın onaylamadığı hususlarda belirleyicilerimiz neler?
Şeytanın, nefsimizin ve bunların bilumum teşkilatı ve üyelerinin bizim istikâmetimizi bozmamız için yaptığı salvolara karşı geliştirdiğimiz savuşturucularımız ne kadar güçlü?
Tüm bunlar kendi “Yapı analizi”ni hilesiz yapmak isteyenler için çok kıymetli.
…
VAHYE meylimiz ile hurafeye olan iştikakımızı “Yapı analizi”ne tâbi tutmalıyız.
İlme olan zayıf isteğimiz ile malumata olan sınırsız arzumuzu tartıya çıkarmalıyız.
Sevdiklerimizi yanlışta olsalar bile yüceltmemiz ile sinir olduklarımızı doğruluk üzere yaşasalar da yermelerimizi elekten geçirmeliyiz.
Ezcümle; insana verdiğimiz değer, kadın erkek ilişkilerimiz, hayvanlara bakışımız, tabiat ile olan hoyrat münasebetimiz, sorumluluk alış biçimiz, gayret gösterme tarzımız, üretim şekillerimiz, konfora olan mahkûmiyetimiz, tefekkürden kaçışımız, para ile olan şehvetli alakamız, soyut ve somut ilişkisindeki kafa karışıklığımız, sinir sistemimizin dayanıklılığı, şükür ve isyan arasındaki gelgitlerimiz, inkâr ve reddediş biçimlerimiz, şirke bulanmış imanımız, ibadetlerin içini boşaltıp sayısal hâle getirişimiz ile sevap avcısı oluşumuz gibi nice hususlar değişkenler de dikkate alınarak “Yapı analizi”ne tâbi tutulmalıdır.
Bu konular depremde yıkılıp altında kaldığımız binaların “Yapı analizi”nden daha az önemli değildir.
Zira ebedî hayatımızı tehdit etmektedir.
Ya Selâm!
12.03.2023