Ayışığım Selen

UĞUR CANBOLAT

ÜSKÜDAR FM radyosunun yayın yönetmeniydim.

Dergicilikten geldiğim için siyaset programlarından daha çok kültür ve medeniyet eksenli programlarla hizmet etmeyi önceliyordum. Bu sebeple gelen program teklif dosyalarını bu açıdan değerlendiriyordum. Denemelerini beğendiğim bir arkadaşım yeni görevimden haberdar olunca hem tebrik ziyaretine gelmiş hem de “Yağmur” ismiyle bir program teklifinde bulunmuştu.

Kendi adının da Yağmur olması sebebiyle “Bu nasıl olacak diyerek?” karşı çıktığımda programda ismini “Selen Yağmur” olarak kullanmak istediğini ifade etmişti. Öyle mi olur, böyle mi olur derken muhabbet kaynayıp akmıştı.

YAĞMUR bereketi temsil ediyor malum.

Yağışı ifade ediyor ve semadan düşen ve bizlere rahmet olarak lütfedilen su damlacıklarını hatırlatıyor. Tabiatta hayatiyetin devam etmesi bu rahmet damlalarına bağlı. Tazeliği betimliyor. Hayatın sürekliliğine işaret ediyor. Köy çocuğu olduğumdan yağmurun işlevselliğini biliyordum.

Arkadaşım Yağmur çevresinde yenilikçiliği ile bilinen bir kişiydi. Bağımsızdı. Kendi fikrini her ortamda usulünce savunacak bir özgüvene sahipti. Herkesle iletişim kurabilecek bir cana yakınlığı mevcuttu. Empati yeteneğini de hesaba katarsak dinleyicilerin ihtiyacını karşılayabilecek bir program ortaya çıkabilirdi. Zaten bir bölümü “Serbest İyilik” başlığını taşıyordu ve hayır hasenat önerilerinde bulunacaktı.

GÜÇLÜ bir karakter olduğu için beni ikna etmeye çalışıyordu. Mantık dizgesiyle yaptığı bu savunu onun analitik düşünceye sahip olduğunu gösteriyordu. Maksadım biraz da bunu açığa çıkartmaktı zaten. Liderlik potansiyeli taşıması sebebiyle radyoma bir aktivite ruhu kazandırabilirdi ve bu çok önemliydi. Hedefine ulaşmak için azimle çalışacağından hiç kuşkum yoktu. Zira öncesinde yaptığı işlerde hep kararlılığını test edip görmüştüm. Beğenmediğim yazılarını tekrar tekrar yazıp getirmekte hiç usanç göstermiyordu. Hedefine koyduğu işlerden hiç vazgeçmiyordu.

Merhametini bildiğimden programın liderliğinde yardımseverlik hissini aktif ederek yoksullar yararına kermesler yapmayı da planlıyorduk. Toplumsal duyarlılığı harekete geçirmeyi radyo olarak zaten görevimiz sayıyorduk. Uyumlu sosyal bir kişiliğe sahip olması iyi neticeler verebilirdi.

MÜCADELEMİZ epeyce sürmüştü.

En sonunda benim önerim program isminin “Ayışığım” olması yönünde olmuştu. Gece saatlerinde yayınını planladığım için duygusal bir merhamet ekseninde akması insanların hayır yapma hissini şiirlerle destekleyerek yapmanın iyi neticeler vereceğini düşündüğümü ifade etmiştim.

Yağmur birden ağlamaya başlamıştı. Zaten yağmur bir merhamet ağlaması değil miydi aynı zamanda?

Sakinleşmesini bekledim. “Ne oldu arkadaşım dediğimde?” kalbini dökmüştü.

MERHUM babası kendisini “Ayışığım Selen” diye severmiş.

Akşamın serinliğinde evlerinin önündeki eski kanepeye kurulurlar ve gecenin ilerleyen zamanlarında birlikte yıldızlara bakıp söyleşirlermiş. Başını dizlerine koydurur ve saçlarını okşayarak ona hayatı çözümleyen ibretli hikâyeler anlatırmış. Sözlerinin arasına da sıkça “Ayışığım Selen” demeyi sıkıştırırmış. Farkında olmadan kalbinin en hassas noktasına dokunmuşum meğer. Ağlaması bundanmış.

AYIŞIĞI mâlum… Hepimizde nice çağrışımları var.

Selen kelimesinin bir anlamı da zaten ayışığı idi ama havadaki tatlı kokuya da işaret ediyordu. Tabiatın tüm güzelliklerini hatıra getiren bu isim çiçek kokusuyla simgeleniyordu. Yani güzellik demekti, zarafet demekti. Merak ettiğim ise bu şehirli kullanımı babasının nasıl bildiğiydi. Sonradan geleneksel ailelerin de kullandığı sıkça görülmüş olsa da evvelinden bunun tercih edilmesi babasının iyi bir okuma serüveninin olduğuna işaret ediyordu.

SONRADAN yaptığım araştırmalara göre Türkçe kökenliymiş. Sel kelimesiyle bağlantılıymış. Rabbimizin kevni âyetler olarak yarattığı doğadaki su akıntılarını ifade ediyor ve hayatın kılcal damarlarına sirayet edebilmek için oradaki gücü fark edip korkulması gerekenden usulünce korkmak ve buna göre işlem tesis etmek gerektiğini fısıldıyordu. Hayat yağmur gibi bereketi barındırıyordu ama doğru konumlanma gerçekleşmediğinde bunun korkutucu sellere de sebebiyet vereceğini unutmamak gerektiğini işaret ediyordu. Popüler olunca roman kahramanlarına verilen isimlerden biri oldu. Şiirlerde de kendisine bulduğu yer azımsanmayacak seviyede.

HAYAT bize nice mânâ analizleri sunuyor. Yeter ki, anlam okuyucusu olalım, dikkatle bakalım, ibretle yorumlayalım. Çevremizde bulunan isimlere dikkat ettiğimizde bize önemli açılımlar yapabilir. O isimleri taşıyanların bizi çevrelemesi anlamsız mıdır, tesadüf müdür? Bu kanaatte değilim. Yaşamanın psikolojik derinliklerini anlayıp kavramakta bize mühim ipuçları verebilir. Pozitif atmosferler oluşturabilir. Sosyal ilişkilerimize olumlu yön verebilir. Ruh sağlığımıza bir ferahlık kapısı aralayabilir. Bilgelik yolculuğumuzu motive edebilir. Hayata uyumlanmamızda kolaylık sağlayabilir. Psikolojik yaralanmalarımızda sağaltıcı etkiler sunup bizi dengeye taşıyabilir.

NEREDE başlayıp nereye geldik. Bu yazı da böyle olsun ne yapalım…

Neticeye bağlamadan bitirmeyelim ama. “Ayışığım” programına başladık ama üç ay sonra nihayetlendi. Annesinin rahatsızlığı sebebiyle arkadaşım memleketi olan Urfa’ya dönmek zorunda kaldı. Şu anda ne yapıyor haberdar değilim, epey zamandır koptuk. Belki bu yazıdan sonra ses verir, kim bilir?

Ya Selam!

10.05.2025

https://www.istiklal.com.tr/ayisigim-selen

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir