UĞUR CANBOLAT
DEPREM sarsıntılarından bahsediyoruz günlerdir.
Deprem uzmanları, jeofizik mühendisleri ve sismologlar ekranlardan açıklamalarda bulunuyor, harita üzerinden âdeta ders veriyorlar. Bu arada deprem üzerinde konuşan profesörlerin tahminlerinin doğruluğu kıyaslamaları da yapılıyor hatta yer yer takım tutar misali tercih edilen uzmanların görüşleri hararetle savunuluyor. Esasen bu mesele ülkemiz açısından da dünya açısından da yeni değil. Sarsılıp durmaktayız.
…
ZELZELE.
Yer sarsıntısı, şiddetle sarsılmak, vurmak, bir şeyin hareket etmesi, fay kırıkları. Kur’an-ı Kerim’de bu isimde kıyamet sahnelerini anlatan bir sûre mevcut.
Elastiki dalga hareketleri sadece yer kabuğuyla ilgili değil. Yıkılanlar sadece binalardan, çürük yapı stoklarından oluşmuyor.
…
MÜ’MİNLER olarak bizlerin ciddi bir YAPI ANALİZİ yapmamıza ihtiyaç var.
Yapı stoklarımızı âdil bir yaklaşımla gözden geçirmeliyiz. Ancak bu şekilde “İman kırılganlığından” kurtulup “İman diriliğine” erişebiliriz. Bunun için ise ASIL olanı yani vahyi esas almalıyız. Sağlıklı bir neticeye varmak için bunu gerçekleştirirken yüce kitabımızla SADAKAT ilişkisi geliştirmeye mecburuz. Harici yaklaşımlara tevessül edersek eğer beklenen sonucu alamayacağımız binlerce yanlış tecrübeyle sabit zaten. Hepimiz biliyoruz.
…
CAHİLLEŞTİRME operasyonlarını fark edip manevi zelzelelere mâni olmalıyız. Tuğyandan ve tufandan asude kalmak başka türlü çok zor zira.
Mahfuzat ve metrukat dengesini kurarak korunması gerekenleri bihakkın korumalı ve atılması lazım gelenleri, terkedilmesi zaruri olanları ise hiç tereddüt göstermeden atmalıyız.
Peki, bu nasıl olacak? Elbette depremden kaynaklanan İSTİKAMET ŞAŞKINLIĞINI bertaraf ederek…
…
ŞEYTANIN etki ajanları aramızda kılık değiştirerek dolaşıyor. Ondan ders alan nefis ise hileli, cerbezeli tuzaklarını bıkıp usanmadan kurmaya devam ediyor. Kirletilmiş bilgileri zihnimize boca etmekten bir an bile geri durmuyor. Sahih olan bilgiye ulaşmamamız için türlü entrikalar peşinde.
Reyb barındırmayan, şek ve şüpheden arınmış ilahi vahye yaslanmadan iman kırılganlığımızı gidermemiz asla mümkün değil. Bununla yüreğimizi tahkim edemediğimiz sürece ağzımızda cam kırıklarıyla ateş dolu çukurların etrafında dolaşmaktan kendimizi alıkoyamayacağız. Dolayısıyla yakalandığımız “Boş akıl ve boş kalp sendromu”ndan kurtulamayacağız.
…
DAVUT Nebimize lütfedilen sağlam hükümranlığı düşünelim. Bunu kendi vücut, zihin ve düşünce dünyamızda gerçekleştirebilmek için yine ona bahşedilen “Sebepler ilmi” olarak tarif edebileceğimiz kötülüğe engel anlamına gelen “Hikmete” erişmemiz şart. Sonrasında ise yanlıştan, şirkten, nifaktan arınmış, güçlü, hakikatli söz olan “Feslü’l Hitap” sırrına erişebiliriz. Bu ise bizim temyiz gücüne kavuşmamız demektir ki, “Furkan” olmak şeklinde tanımlayabiliriz. Manevi depremlerden korunmanın bir yolu da bu olsa gerek.
Değişim körlüğünü yenmek böyle mümkün. İman tökezlemelerinden kendimizi muhafaza etmenin yolu buradan geçiyor. Şirkin dijital kasırgalarından korunaklı kalmak ancak yine bu şekilde elde edilir. Gevşememe, diri kalma teknikleri geliştirip “Duygu âfetleriyle” baş etmek istiyorsak istikametimiz budur.
…
FAY kırıklarını öğrendik, biliyoruz. Peki, VAY KIRIKLARINI biliyor muyuz?
Manevi vaveylalarımızın sebepleri konusunda ikna edici sonuçlara ulaşabildik mi? Panik ataklar kadar YALAN ATAKLARA ne zaman önem vermeye başlayacağız?
Derin acılarımıza, telafi edilemez pişmanlıklarımıza, kaygılarımıza, korkularımıza, depresyonlarımıza şifayı nerede arayıp bulacağız?
…
VAY KIRIKLARIMIZ yani manevi depremlerimiz neler?
Sevgisizlik, ümitsizlik, temelsiz korkular, cimrilik, merhamet fukaralığı, hamd yoksunluğu, şükürden mahrumiyet, sabırsızlık, acelecilik, kin, öfke, haset, kıskançlık, riya, uçup, vefasızlık, infak ahlakını kaybetme, ilim farzını terk, Kur’an’a hakikatli talebe olma şuurunun kaybı, Fahr-i Cihan Efendimizin sünnetinden bigane kalış, tefekkür ibadetinden uzaklaşma, kibir obezliği, doğruya en yakın yalanların iman nuruyla fark edilemeyişi, ihlasın terk edilişi gibi pek çok manevi zelzelenin sebep olduğu yoksunlukların mağdurları değil miyiz?
…
KISACASI…
YAPI analizi şart. Yapı stoku kontrolü elzem. Şirkin sismik dalgalarına kapılmamak için iman dirliği zaruri. Aklın, kalbin ve ruhun depremlerine karşı deprem çantası gibi bir HAKİKAT ÇANTASINA sahip olmak mecburi. Sismologları dinlediğimiz kadar mânâ hayatımızın bir nevi sismoloğu olan Efendimizi duymamız ve söylediklerine riayet etmemiz kaçınılmaz.
Tuğyan depremlerinden kurtulmak ve küfür denizinin tufanlarından korunmak için fay kırıklarına vakıf olduğumuz kadar VAY KIRIKLARINA da âşina olmamız gerekiyor.
Ya Selam!
07.05.2025