HER HİKÂYE EŞSİZDİR SENİNKİ DE ÖYLE

SENİN hikâyen bu, benim hikâyem, hepimizin.

Ve her birisi biricik, özel. Bir defa yaşanacak. O sebeple hikâyeni kurarken bu dikkat ve uyanıklık içinde olman gerekiyor. Hikâyemizi oluştururken yabancı bir oyuncu edası ile değil asıl oyuncu kararlılığı ile yer almalı ve her anın tadına vararak yaşanmalıdır.

Beraber yıldızları seyredişimiz eşsiz olmalı. Yan yana oturuşumuz, pencereden birlikte bakışımız, papatyaları öpüşümüz, çiğdemleri toplayışımız, türküleri dinleyişimiz… Hepsi bize özel ve önemli.

Ne kadar kendimizi bilir ve tanırsak hikâyemiz bir o kadar daha derin ve anlamlı olacak. Değişeceğiz, gelişeceğiz birlikte ama asla aslımızı kaybetmeyeceğiz. Bir çakıl taşı gibi zaman ve olaylar bizden bazı şeyler almış olsa bile özümüz, cevherimiz hep asil kalacak. Kalmalı.

Eşsiz hikâyeler biraz da konfor alanının dışına çıkılarak ve ama kendimizin efendisi olmayı sürdürerek yazılabilir.

Uzlaşma kültürü edinerek, gerektiğinde esneyerek, kendi isteklerim değil öncelik senin arzuların diyerek hikâyeyi daha eşsiz hâle getirebiliriz.

Her an etik değerleri dikkate alarak, lekelenen sayfalar varsa onları temize çekerek devam etmeli. Kendimizi doğru ifade etmek, burada kullanacağımız dili özenli seçmek de yine hikâyenim eşsizliğini destekleyecektir.

İyi hikâyeler kimi vakitler de sıfırdan başlayabilmekle mümkündür. İflaslar yaşanabilir, ayaklara ipler dolanabilir. Hep ileri gidilemeyeceğinin idraki ile bazen yana çekilebilmek icap ettiğini bilerek…

Şans denilen lütuflarla gelen imkânlar hayata dikkatle ve birlikte bakmakla da yakalanabilir.

Bu eşsiz hikâyenin içinde gülümseme hep olmalı. Sevme ve sevilme olmalı.

Hayal gücü bulunmalı, sürekli öğrenme ve bilinç aşamalarını birlikte geçmek olmalı. Saygı, güven ve cömertlik yine bu eşsiz hikâyenin ana eksenini oluşturmalı.

Evet, her hikâye eşsizdir. Biz de bu eşsiz hikâyeye iyi eşlik etmeliyiz.

19.11.2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir