HZ. MEVLÂNA VE KONFÜÇYÜS’E GÖRE HAYATIN ANLAMI

UĞUR CANBOLAT

Hayatın anlamının ne olduğu her yaşta önümüzde duran bir soru.

Esaslı bir soru üstelik.

Geçiştirilemez.

Ertelenemez.

Yok sayılamaz.

Eskimeyen derin tefekküre hepimizin ihtiyacı var.

Üstelik her zamandan daha fazla.

İçinde yuvarlandığımız ve giderek tüm düşünce ve hayal dünyamızı işgal eden olumsuzluklardan yakamızı kurtarmamız buna bağlı…

Durup düşünmeliyiz.

Ve artık bir karar vermeliyiz.

Yaşadığımız hercümerç ve anlam yitimine karşı durmak ve yeniden düştüğümüz yerden kalkmamız buna bağlı.

İbrahim Özdemir Hoca bu konuda hayatımızı kolaylaştıracak bir ürün ortaya koydu.

Hz. Mevlana ve Konfüçyüs öğretisine göre hayatın anlamını tartıştığı konuları “Mevlana ve Konfüçyüs: HAYATIN ANLAMI” kitabını bir kuyumcu titizliğinde çalışmış.

Hoca bu çalışmasını evvela Güney Kore’nin Pusan şehrinde düzenlenen bir konferansta tebliğ olarak sunmuş.

Hz. Mevlana ve Konfüçyüs’ün dünya görüşlerini ve öğretilerini incelemek zamanımızın belli-başlı sorunlarını daha iyi kavramaya yardımcı olabileceği düşüncesiyle böyle bir gayrete girişmiş.

Güzel de yapmış.

Metin akıp gidiyor.

Başlangıcı bilimsel bir çalışma ama bizler için sadeleştirilmiş ve teknik kavramlardan mümkün olduğunca arındırılmış.

İbrahim Özdemir Hoca felsefe profesörü.

Çevre felsefesi, çevre ahlakı, çevre-din, çevre-kültür ve çevre bilinci üzerine çalışıyor ve alanda ürünler ortaya koyuyor, kongrelerde tebliğler sunuyor.

“Çevre, İnsan ve Sorumluluklarımız” adıyla felsefi, ahlaki bir incelemesini de kitap halinde yine Akıl Fikir Yayınları aracılığı ile okuyucusuyla buluşturmuş.

Birçok dile çevrilen çalışmaları olan İbrahim Özdemir Hoca İslam kültür mirasından da yoğun biçimde istifade ediyor.

Bir ehl-i dil aynı zamanda.

Muhabbet ehli.

Metinden bunu rahatlıkla anlamak mümkün.

İngiliz Şarkiyatçı Prof. Dr. Arthur J. Arberry’in şu cümlesiyle başlamayı uygun bulmuş:

“Mevlâna, yedi yüzyıl evvel dünyayı büyük bir kargaşadan kurtarmıştır. Günümüzde Avrupa’yı kurtaracak tek şey onun eserleridir.”

İlk bölümde Konfüçyüs’ün öğretisi şu başlıklarla incelenmiş.

Kâinat ve tabiat, Konfüçyüsçü değerler, Her şeyin temeli olarak sevgi, Aile, Musiki.

İkinci bölüm Hz. Mevlâna’ya ayrılmış. Konu başlıkları şu şekilde.

Hayatı, Peki, Şems ne yapmıştı?, Mevlâna’nın vedası, Başlıca eserleri,  Allah ve âlemin yaratılışı, Dinamik bir güç olarak aşk, Hayvan kardeşlerimiz, İnsan: Kâinatın emanetçisi, Aile, Musiki.

Giriş bölümünde iki düşünürün çarpıcı şu cümlelerine yer verilmiş.

“Güneş ve ay için gurup tehlikeli mi?

Sana batıyor görünseler de, onlar doğuyor.” Hz. Mevlâna

“Bilgi insanı kuşkudan, iyilik acı çekmekten, kararlılık korkudan kurtarır.” Konfüçyüs

Her iki bilgede insanlığı soru sormaya ve hayatı sorgulamaya dâvet ediyor.

Doğunun iki büyük temsilcisinin görüşlerini karşılaştırmalı olarak önümüzde görmek işimizi kolaylaştırıyor.

Her ikisinin de kâinat merkezli âlem anlayışları, insan, aile, musiki ve ahlak ile ilgili görüşleri mukayeseli olarak veriliyor.

Düşünmenin yolda olmak olduğunu kabul edersek bize yürüdüğümüz yolda ışık tutan bir muhakeme sunulmuş oluyor.

Sokrates’in “Sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değmez” ilkesinden hareketle önümüze şu sorular konuluyor.

Kimim?

Nereden geliyorum?

Nereye gidiyorum?

Tabiatın anlamı nedir?

Kâinatın anlamı nedir?

İbrahim Özdemir Hoca Konfüçyüs ve Hz Mevlâna’nın dünya görüşlerinde, manevi, felsefi ve toplumsal birçok ortak motif görüldüğü görüşünde.

Bununla beraber her iki düşünürün görüşlerinin tarihteki ve günümüzdeki etkisinin devam ettiği fikrinde.

Çalışmanın çıkış noktası da tam burası zaten.

Konfüçyüs geleneği Çin, Japonya, Kore’den başlayarak Vietnam’a kadar tüm Güney Asya’da çoğunluğun hayatını etkilemiş. Halen davranışlarını, eylemlerini, toplumsal değerlerini oluşturmuş ve oluşturmaya da devam ediyor.

Kuram, kurumlar, toplumsal ilişkiler, ritüeller, eğitim felsefesi ve moral değerler üzerinde etkisi bugün bile devam ediyor.

Hz. Mevlâna’nın Amerika’da tüm zamanların en çok okunan şairi olarak sunulmasını hatırlarsak onlarda evrensel sevgi dilinin etkisini ayrıca anlatmaya ihtiyacımız kalmaz.

Hz. Mevlâna’nın şiirlerini İngilizceye çeviren İranlı Shahram Shira; “Mevlâna kolay anlaşılan biri. Âdete insanlara ulaşmaya hazır. Onlara dokunan, onlara yardım eden ve onları yükselten biri. Onun şiirleri sadece kâğıt üzerindeki güzel kelimelerden ibaret değil. Bu 800 yıl önce yaşamış Mevlâna’nın kozmik gücünün, farklı bir biçimde hâlâ bugün yaşamakta olmasıdır.”

İbrahim Özdemir hoca bizlere Jared Diamond’un dilinden bir çağrı yapıyor.

“Konfüçyüs ve Mevlâna’nın mesajlarına kulak kabartır; insanlığın bu iki büyük evladını anlarsak devasa sorunlarımızı çözmede ve bunların üstesinden gelmede daha etkin olabiliriz.”

Hayatı, hakikati, kendimizi anlamak ve problemlerimizden makul bir çıkış yolu bulabilmek için bu çağrıyı dikkate almalıyız.

“Bugün yeni şeyler söylemek lazım” diyen Hz. Mevlâna’ya “Bugün yeni şeyler anlamalıyız” şeklinde cevap vererek kendilik bilincimizin inşası için bir tuğla daha ilave edebiliriz.

 Hayatımızı ancak böyle yola koyabiliriz.

Teşekkürler İbrahim Özdemir Hocam!

Ya Selam.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir