İKTİDAR BOŞLUĞU

UĞUR CANBOLAT

MESELE genellikle siyasi iktidar açısından değerlendirilir. Bunun üzerinden politik argümanlar geliştirilir. Doğru veya yanlış söylemler tek taraflı bir anlayışla kamuoyuna servis edilerek sonuç alınmaya çalışılır.

Buralara girecek değiliz.

Hem bizim işimiz değil hem de anlamayız.

O sebeple bu kısmını ehline bırakıyoruz ama çerçeve bundan ibaret değil.

ÖZGÜRLÜĞÜNÜN farkında olmalısın.

Allah’ın sana, bana, hepimize bahşettiği önemli bir nimettir hür olmak.

Kendi kararlarını hiçbir baskı altında kalmadan verebilmek.

Sonuçlarına katlanmak da zaten ancak böyle olur.

Doğru kullanabildiğinde kulluğun sonsuz şuuru ile mutlu mesut yaşar gidersin.

Yanlış tercihler yaptığında ise acılar cehenneminde kıvranırsın.

Bu bakımdan özgürlük asla terk edilemez.

Başkasına emanet edilemez, bırakılamaz.

Eğer hür değilsen hayatında bir iktidar boşluğu doğar.

Meydana gelen bu boşluk birileri tarafından çok ustaca doldurulur ve kendine hükmetmen engellenerek başkalarının tahakkümü altına girersin.

İraden elinden gittiği için ipotekli olursun.

İnsanın kendine lâyık gördüğü bundan daha büyük bir kötülük düşünebilir misiniz?

TEFEKKÜRDEN uzak kalmak, derinden derine düşünmekten ırak düşmek yine aynı şekilde bir iktidar boşluğu oluşturur.

Tahlil yeteneğin körelir.

Analiz kabiliyetin dumura uğrar.

Çözümleme yetin kaybolur.

Zombi olursun.

Nasıl kurulduysan öyle işlemekten başka bir seçeneğin kalmaz.

Sahibinin sesi olarak sana ezberletilenleri söyleyip durursun.

Üstelik ne anlama geldiklerini bilmeden.

Öyle hazin, öyle hüzün verici bir hâldir ki bu, tarife gelmez.

İzah edilemez.

MUKTEDİR olmalısın kendine.

Nefsine, aklına ve kalbine…

Tüm diğer duygularına da.

Başka efendilerin sana hükmünü icra ettirememesi için senin kendine efendi olabilmen gerekir.

Denge sırrını çözmüş olman icap eder.

Muhalefet etme yeteneğini geliştirmelisin.

Ancak o zaman bir işi yapabilme, başlatabilme, sürdürebilme ve sonuçlandırabilmekten bahsedebiliriz.

Özgürlüğünü kullanmayanların yetenekleri açığa çıkabilir mi?

Çıksa bile geliştirilebilir mi?

Sürekli tâbi olma fikriyle güdülenmiş ve buna alıştırılmış bireyler farklı işler nasıl ortaya koyabilirler ki?

Sînelerinde olanı ne şekilde açığa çıkarabilirler ki?

Deneme ve yanılma olmadan nasıl yetkinleşebilirler ki?

Düşüp kalkmayı bilmeden nasıl uzun mesafe koşuya niyet edebilirler ki?

YÖNETME gücümüzün farkına varmalıyız.

Rabbimizin bunu neden bize ihsan ettiğini düşünmeliyiz.

Hayal ile hakikatin ayırdına ancak böyle ulaşabiliriz. Yalanla doğruyu ancak bu şekilde tefrik edebiliriz.

Tüm bunlar ise rüştümüze işaret eder.

Kâr ve zararını bilmeyene reşit denilebilir mi hiç?

Keder ve hüznünü yönetemezsen iktidar boşluğuna düşersin ve birileri kalbine sızarak bu duygularını kendilerine uygun şekilde yönetirler.

Sevinç ve coşkuların üzerinde tasarruf ederek sınırı aşmama hususunda hüküm verici olabilmelisin.

Ölçülü olma dikkatini ısklamamalısın.

Öğrenme kudretinden vazgeçmemelisin. Anlama becerini ötelememelisin.

MUKTEDİR değilsen kendine, iktidar boşluğu yaşıyorsun demektir.

Sana muktedir olmak isteyenler senin sonuna kadar özgür olduğunu kulağına fısıldayabilirler.

Hatta “O kadar muktedirsin ki, iktidarını bize devrettin” türünde uyuşturucu sözlerle seni kendi konforuna mahkûm edebilirler.

İmanın sende muktedir değilse iktidar boşluğu yaşıyorsun demektir.

Ve bu boşluk muhtemelen mahirane doldurulmuştur.

Allah bizleri imanın iktidarı ile kendine muktedir olanlardan eylesin inşallah.

Ya Selâm!

09.01.2023

https://www.istiklal.com.tr/kose-yazisi/iktidar-boslugu/732240

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir