UĞUR CANBOLAT
AHLÂK-I HASENE erleri istikametli yürüyenler arasından çıkarlar. Onlar gelişi güzel değil gidişi güzel olan yolu tercih edenlerdir.
Hayat sorgulaması yaparak sürekli olayları yorumlarlar ve her an kendilerine çekidüzen verirler.
Asla uyuşukluğa fırsat tanımazlar. Zira bu istikametli yollarını sarpa sardırma ihtimalini içerir.
Bu vartaya düşmemek ve ebedi pişmanlık yaşamamak için Rabbimizin vahyinde bildirdiği anayolu gözetirler.
Doğru ve açık yolu tercih ederler. Dolambaçlı patikalara meyletmezler.
Heveslerine göre değil yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de otuzdan fazla yerde zikredilen kesin bilgiye göre istikamet sürerler.
İstikametli yol dengeli olan yoldur. Aşırılıklardan beridir.
Eğrilik barındırmaz. Pürüzsüzdür. Pütürsüzdür. Hatadan âridir.
Bu özellikleri sebebiyle yaratıcımızın gösterdiği ilahi hedefe kulluk çizgisini muhafaza ederek varılan en kısa selamet yoludur.
Güzel ahlak yolcuları bu yolun nimet verilenlere ait bir yol olduğunu bildikleri için tereddüt etmezler ve fütur getirmezler. Usancın ümitsizliği onlara dokunmaz. Nimet verilenler olarak anladıkları Nebi’lerin şaşmaz kılavuzluğunda sorumluluk bilinciyle yol alırlar.
Kendilerine nimet verilenler adaletten ayrılmazlar. Ayırımcılık yapmazlar.
Kayırmacılığa tevessül etmezler. Her şeyi yerli yerine koyarlar.
Sahip olmadıklarına, hak etmediklerine ne ellerini uzatırlar ne de gönüllerini.
Bulduklarını değil koyduklarını alırlar.
İstikametli yolun erdemli yolcuları ne musibetlerden dolayı ümitlerini kesip kendilerini kahrın pençesine kaptırırlar ne de verilen ihsanlar dolayısıyla şımarıp sınırları aşarlar.
Sabır ve şükrü beraber ifa ederler.
İstikametli yolun Hakka güvenen yolcuları eminlik üzere olurlar zira onlar imanın güven olduğunun bilincindedirler.
Eğrilikleri hemen sezerler. Minik bir dalgalanma yaşasalar bile derhal kalplerini yeniden düzenlerler.
Aklın rehberliğinde âyetleri anladıklarından heveslerine tabi olup Peygamberimizin anlayıp uyguladığı pratiklerden şaşmazlar. Kendilerinin şahsi yorumlarını din yerine koymazlar.
Çelişkilerden birer birer kurtulan güzel ahlak erleri mücadeleden yılmazlar. Cihattan geri durmazlar.
Onlar istikametli yolun ikilik değil teklikten yani tevhitten geçtiğini müdriktirler.
Onlar istikametli yolun cimrilikten değil cömertlikten geçtiğini bilirler.
Tembellikten yana olmayıp yapılması gereken her şeyi yaptıktan sonra tevekküle yönelirler.
İstikametli yol kişiyi şerre değil hayra taşır. Bu sebeple yüksek erdem yolcuları her daim iyilikten, güzellikten, hayırdan, barıştan ve kolaylıktan yana tavır koyarlar.
Ey hakikat yolunun istikameti tutturup yürüyüşünü sapmadan devam ettirmek isteyen kararlı yolcusu.
Sende güzel ahlak yolunda mesafe almak, istikametli yolun mutlu bir bireyi olmak istiyorsan eğer eylemlerin nifaka değil infaka yönelik olmalıdır.
Kirlenmeye, bulanmaya değil tezkiyeye matuf bulunmalıdır.
Duygu, düşünce ve amel üçlüsünü asla birbirinden ayırmadan ilerlemelisin.
Allah’ın doğru yolu üzerinde oturan şeytanın büründüğü kılık kıyafete, senden yanaymış gibi gösterdiği tavırlara, dilini konuşmaya çalışması gibi hilelere yakalanmamalısın.
İşte bu tamda dünyada sırat-ı müstakim köprüsünden geçmek demektir.
Bu dünyada olması gereken sırat köprüsünü öte tarafa hasrederek ertelememelisin. Yani dinin bu dünyada yaşanması gereken bir prensipler umdesi olarak Rabbimizin bizlere lütfettiği gerçeğini ıskalamamalısın.
Fahr-i Kâinat Efendimizin birçok zahmet ve çilelerle, sınamalarla bu dünyada sırat köprüsünü geçerek bizlere yol açtığını asla ve asla bir saniye bile olsa aklından çıkarmamalısın.
Ki, istikametli yolun yöntemi budur.
25.04.2024