NİFAKIN İNFİLAKI

Ramazan Günlüğü-10

NİFAKIN İNFİLAKI

UĞUR CANBOLAT

RAMAZAN ayında en büyük görevlerimizden birisi nifakı infilak ettirmek olmalıdır. Bu görevden kaçınmak kendimiz olmaktan kaçmak demektir. İçinde bulunduğumuz şu mübarek günler kendilik bilincine ulaşmak için altın bir fırsattır. Rabbimizin ömrümüze lütfettiği bu güzel vakti, nifakı tahrip edip ortadan kaldırmak için elimizden gelenden fazlasını yapmakla memuruz.

NİFAK imanla yaşadığımız hayatın tarla faresidir.

Her şeyi tahrip eder. Bozar. Kullanılamaz hâle getirir. Ürünleri fesada uğratır.

Bizden olmadığı halde bize yakın olmak, bizi içeriden kemirmek için kılık değiştirir. İnanmadığı halde duygularımızı taklit ederek inanmış gibi görünüyor. Bizden yana saf tuttuğuna inandırır. Saflığımızı alabildiğine kullanır. Sonunda da safiyetimizi bozarak ikiyüzlü olmaya teşvik eder.

ÇİFTE ŞAHSİYETLİ olmak demektir nifak…

Farenin deliğe girerken başka bir renk, yedek olarak hazırladığı diğer kaçış kapılarından çıkıp kaçarken başka bir renge bürünmesi misalinde olduğu gibi duruma, zamana ve zemine göre farklı maskeler takmak, lisanını buna göre değiştirmek demektir. Oturduğu masaya göre fikir değiştirmek şeklinde de tarif edebileceğimiz münafıklığı anlatır.

İKİRCİKLİĞİ gidermek için bir asla bir esasa sahip olmamız gerek.

Bunu elde edebilmek için sağlam bir niyet oluşturup nifakı infilak ettirmeye azimli olmalıyız. Dinin bir kapısından sahih görünümle girip başka bir kapısından farklı inanç libaslarıyla çıkmayı önlemek başka türlü mümkün olmayacak.

KUR’AN-I KERİM’DE nifak kavramı otuz iki yerde geçmektedir. Ayrıca münafıklıkla ilgili müstakil bir sûre vardır. Bu sebeple nifak ehlinin psikolojik yapılarını ve sosyal düzeni nasıl zehirlediklerini yüce kitabımızdan esaslı bir biçimde öğrenmeye mecburuz. Başka türlü onu infilak ettirmemiz mümkün olmayacağından infilak olan bizim ebedi hayatımız olacaktır.

İTİKADIMIZIN ne kadar sağlam olduğunu vahiyden teyit etmek ve eğer nifak illetine ucundan kıyısından bulaşmış olsak bile imanımızı boğacak olan bu sinsi şeytani kurttan kurtulmak için ahlaken nerelerde bozulduğumuza, nerelerde zaafa düştüğümüze bakmamız, tespit etmemiz lazım. Reddetmek değil kabul etmek bize çıkış kapısını işaret edecektir. O sebeple yan çizmemeliyiz.

NİFAKA düşmüş münafıkların nasıl bir ruh hâli içinde olduğunu teşhis etmek, bu durumun ne kadar bizlerin üzerine oturup oturmadığını da görme şansı verecektir. Bu sebeple hayatidir.

Yüce kitabımıza dikkatle baktığımızda aslında inanmadıkları, iman etmedikleri halde Allah’a ve hesap gününe inandıklarını söyleyenler olduğu gibi zihin bulanıklığı, bilgide yetersizlik, iradesini kullanıp özgürce karar veremeyen, başkalarının etkisi altına girmiş, kendisinin efendisi olamadığından metin olmayı kaybetmiş, güdülenmeye müsait olduğundan bundan boynunu kurtaramamış, psikolojik iyi oluş halini kaybetmiş olmasından ötürü imanla küfür arasında gidip gelen, hakikatte karar kılamamış bir diğer tipi vardır. Şüphelerin asitli denizinde esasen can çekişen ama bunun tam farkına varamamış olması nedeniyle nifaka yenik ve düşen kalbi hastalanmış olan bir tipolojiye ne kadar uyup uymadığımızı kendimize hile yapmadan tespit etmezsek eğer nifakı infilak ettiremeyiz.

KUR’AN’A inandığımız halde sorunlarımızı çözme hususunda O’na müracaat etmeyi düşünmememiz ve yine Fahr-i Kâinat Efendimizin sünnet-i seniyyesinin takipçisi olduğumuzu var saydığımız halde esasen ahlaki açıdan fersah fersah uzak düşmüş olmamız bizi ihtizaza getirmeli, titretmelidir.

Yoksa endişelerimiz sönmeyecek. Korkularımız bitmeyecek. Psikolojik sorunlarımızla baş edemeyeceğimiz gibi ne yazık ki, çevremizi de rahatsız etmeyi sürdüreceğiz. Yani nifak bizi infilak ettirmeyi sürdürecek. Cimriliğimiz azalmayacak. Yalancılığımız artacak. Kibirli davranışlarımız şahlandıkça şahlanacak. Gösteriş her zaman önceliğimiz olacak. Namaz kılmakta ve hayatın zorluklarında yanına sabrı eklemekte hep ihmalkâr, hep yavaş kalacağız. Menfaatimiz her yarışta yine birinciliği sürdürecek. Kötülüğe engel olmadığımız, olamadığımız gibi onu arttırıp iyiliği öldürmeyi sürdüreceğiz. Kin duygumuz semirecek, inananları içten içten aşağılayıp dalga geçecek, kötü haberlerden beslenmeyi arttıracak, bocalayacak ve günaha dost olmaya devam edeceğiz.

OLUMSUZ düşüncelerin ve algıların boyunduruğunu kıramadığımız, ön anlamalar ve önyargılardan vazgeçemediğimiz için iman ve ikrar bakımından fukara kalacağız. Manevi rızkımızı çoğaltıp bereketlendiremeyeceğiz. Ruhi yaralarımız sağalmayacak ve iman zafiyetimiz giderilemeyecek.

Rabbimizin El Mâcid esmasının sırrına bürünüp bu çemberi kırmaya ve nifakı infilak ettirmeye bugünlerde muvaffak olmayacaksak bunu ne zaman yapacağız?

Kalbin amelini tamamlayıp iffetini kazanması için nifakı infilak ettirmeye mecburuz.

Bunun yegâne yollarından birisi ise infaktır. İnfak ile nifakı infilak ettirmeye ne dersiniz?

Ya Selam!

10.03.2025

https://www.istiklal.com.tr/nifakin-infilaki

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir