TAYFUN

DENİZE karşı oturur zamanını neredeyse burada geçirirdi. Yaşlanması sebebiyle evden çıkamadığı vakitler yine denize bakan küçük penceresinin önünden ayrıldığı nadir görülürdü. O ise zaruri oluşundandı. İşini bitirdiğinde bir film seyretmek üzere sinemada koltuğuna oturur gibi döner yerini alırdı. Denizi içine döker gibiydi. Kendini dışarıya döktüğü, başkalarına anlattığı ise görülmemişti. Bir garip insandı işte. Sürekli “Tayfun”, …

İZ VE GİZ

BİRLİKTE Mİ, ayrı mı bilmiyordu. Ya da hangisi öncelikli? Önce giz mi gidiyordu? İz kendisini takip edeceklere kolaylık olsun diye onu mu izliyordu? Yoksa izin adımları daha önde ilerliyor ve bu her adım bir gizle mi doluydu? Bilmiyordu. Bilmemesi meraksızlığından değil çözemeyişindendi. İlginç olan şu ki; ne kadar vakıf olmak için uğraşsa işler daha da …