Köyde doğup büyümüş bir insan olarak köy okullarımızın yaşamış olduğu zorlukları ve bu sebeple hiç fark edilmeden sönüp giden yetenekleri düşünürüm çok defa. Fırsat eşitliğinin yeterince olmayışı bu sonucu getiriyor. Bu derin acıyı düşünün başkaları da var. Üstelik sadece düşünmekle kalmamış eyleme geçmiş. Koşmuş ve yanında başkalarının da koşmasını sağlamış. İyiliği arttırma yarışı bu. İyiliği çoğaltma ve kötülüğün karanlığını söndürme faaliyetleri çok kıymetli ve çok kritik.
İşte bu koşucu ve koşturuculardan biriyle tanıştırmak istiyorum sizi.
“Paylaştıkça Çoğalıyoruz Platformu” kurucusu ve eğitimci Melike Buğday sorularımızı içtenlikle cevapladı.
Karanlığa bir ışıkta siz yakın lütfen.
UĞUR CANBOLAT
——-
“Paylaştıkça çoğalıyoruz” platformu ile hikâyesi nasıl başladı?
– Hayatımın en güzel hikâyesi bu. İçinde var olmaktan mutluyum. Başkalarının mutluluklarına şahit oldukça çoğalan bir mutluluk bu. Bir öğretmen olarak mesleğimin de vermiş olduğu kutsallığın etkisi bu hikâyede yer almama etkisi çok büyük.
Kaç yılıydı?
-2017 yılıydı. O zamandan bu yana çeşitli girişimlerde bulunarak köy okullarına destek ve yardımda bulunmak istedim. Çocukları, kitapların renkli dünyası ile buluşturmak isteğiyle yola çıktık. O gün bugündür gayret etmeye devam ediyoruz.
Götürüp çocukları buluşturduğunuz kitapları nasıl ediniyorsunuz?
-Kitapları, çevremizden temin ettik önce. Eş dost, arkadaş ve tanıdıklardan…
Bu kadarı yeterli olmamıştır sanırım…
-Evet, bununla yetinmedik. Sosyal medyada paylaşımlar yaptık. Bununla birçok gönüllü insanlara ulaştık. Kitap, oyuncak ve materyal desteği sağlamış olduk böylece.
Buradaki temel amaç neydi?
-Türkiye’de yaşayan bütün çocukların aynı eşit seviyede eğitim olanaklarına sahip olabilmelerine destek amacıyla bir çözüm üretmek istedik. Temel amacımız, hareket noktamız bu oldu. Sosyal sorumluluk projelerimizi başlatarak bu işi sistemleştirmek istedik. Adına “Paylaştıkça Çoğalıyoruz Platformu” dedik. Yüksek bir heyecanla bu platform üzerinden çocuklarımıza destek sağlamaya başladık. Ulaştığımız her okul, yüzü gülen her çocuk kalbimizi güldürüyor. Çünkü onların kalbi gülüyor. Yüzü gülüyor. Hayallerine kapılar aralanıyor.
Bu hayal konusu önemli değil mi?
-Evet, olmaz mı, çok önemli. Onların elinden imkânsızlık nedeniyle alınan hayalleri verebilmek için fırsat oluşturmaya çabalıyoruz. Fırsat eşitliği konusu her zaman hayatın her kesitinde çok önemli.
Bu güzel hizmet nasıl yürüyor, gideceğiniz okulları nasıl tespit ediyorsunuz?
– Okullarımızda görev yapan öğretmen arkadaşlarımız sağ olsunlar. Onlara minnettarız. Yeri gelmişken buradan sizin aracılığınızla teşekkürlerimi iletmek isteriz. Bize sosyal medya üzerinden ulaşarak iletişime geçtiler. Okul ihtiyaçlarını belirttiler. Bizde değerlendirmeye alıp planladık.
Önceliğiniz neydi?
-Önceliğimiz köy okulları oldu. Buraların daha çok ihtiyacı olduğunu gözlemledik. Araştırmalarımız bizi buraya taşıdı zaten. Bunu baz alarak destekte bulunmaya çalışıyoruz.
Çocukların yüzlerini neler götürerek güldürüyorsunuz?
-Kitap önceliğimiz. Oyuncak çocuklarımızın en çok yüzünü en çok güldüren malzemelerden. Aynı şekilde kırtasiye malzemesi. Bununla beraber ihtiyaca göre bot, ayakkabı ve pasta projemiz ile destek sağlayarak çocuklarımızın yüzünü güldürüyoruz.
Gönderme işlemini nasıl yapıyorsunuz?
-Çocuklarımız için bize ulaşan malzemelerimizi önce depoluyoruz. Onlara ulaştırdığımız bu hediyeleri işte depomuzda tek tek koliliyoruz. Okullarımıza buradan gönderiyoruz.
-Kargo ile mi gönderiyorsunuz, kendiniz gitmiyor musunuz?
– Gitmez olur muyuz hiç. Fırsat buldukça da hazırladığımız hediyeleri okullara bizzat ve diğer gönüllü arkadaşlarımızla birlikte götürüyoruz. Çocuklarımızın sevinçlerine her birlikte tanık oluyoruz.
Gönüllülerimiz dediniz?
-Evet, böyle işler başka türlü yürümez zaten. Gönüllü arkadaşlarımızın içten destekleri, fedakarlıkları, yorulmak bilmeyişleri, desteklerini tüm kalpleriyle vermeleri bizim ve ulaştığımız çocuklar için çok önemli.
Gönüllülerle beraber severek yapıyorsunuz…
-Elbette. Bu gibi iyilik hareketlerinde kalpte yanan bitmeyen bir sevgi enerjisi gerekiyor. Böyle olunca severek yapılıyor. Başka şeylerden fedakârlık yapılıyor. Aileleriniz, evlerini, konforlarını bırakarak bu işe el atmaları sevgi olmadan gerçekleşemez. Gerçekten bu işi severek yapıyoruz. Arkadaşlarımız bu işi çok seviyorlar, bunda eminiz. Farklı branşlardaki arkadaşlarımız bir araya gelerek, birlikte süreci belirliyoruz. Gönüllülerimiz müsait zamanlarına göre kendilerini ayarlayarak projelerimize ve faaliyetlerimize katılıyorlar. Kendilerine teşekkür ediyorum.
Gönüllülük nedir?
-Gönüllülük, zamanını, bilgisini, emeğini maddi karşılık beklemeden toplumun yararına sunmaktır. Gönüllü ise bunu yapan kişidir. Gönüllülük gönlünü koymaktır, bir karşılık beklemeden yardımlaşmak ve yapması gerekeni yapmaktır. Gönüllülüğün sosyal, toplumsal ve kurumsal yaşamın değerli bir parçası olduğuna ve sosyal fayda üretiminin dayanışmayla mümkün olacağına inanıyorum. “Gönüllülük daha farkında ve daha sürdürülebilir olsun.” cümlesine inanıyorum.
İlk olarak köylerden başladığınızı söylemiştiniz. Peki, şu an farklı bölgelerde mi projeye devam ediyorsunuz yoksa tek bir bölgedeki okullara mı yoğunlaşarak yardımda bulunuyorsunuz?
-Öncelikle destekte bulunmak istediğimiz bölgeler, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesindeki şehirlerimizdi. Çevremizden de destekler gelmeye başlayınca, Türkiye’nin dört bir yanındaki köy okullarına ulaşmaya başladık ve şu an Türkiye’nin her bölgesindeki köy okullarına destek sağlamaya devam ediyoruz.
Hedefleriniz neler?
– Projelerimizdeki amacımız, minik kalplerin yüzünü güldürmek ve onlara daha iyi eğitim olanakları sağlamak. Çocukların kitap okuma alışkanlıklarını geliştirerek yaratıcı düşünme, hayal gücünü geliştirme ve kendini ifade edebilme gelişimlerine katkı sunmaktır. Bunları hedefleyerek, bu düşünceleri geliştirerek çocukların erken yaşta kitap alışkanlığı kazanabilmesini sağladık.
Başlangıç ve bugünü birlikte değerlendirecek olursak neler söylersiniz?
-Sosyal sorumluluk projelerimize başladığımız ilk yıllarda, Anadolu’nun bir köyündeki okulumuza kütüphane yapmak ilk hedeflerimiz arasındaydı. Gönüllülerimizin de desteği ile geçtiğimiz 6 ay sürecinde, Sakarya’da iki farklı köy okulumuza, içerisinde zekâ oyunlarının da olduğu iki kütüphane yaptık. Şu an üzerinde çalıştığımız projemiz ise, yine kütüphane projesi olarak, bir köy okulumuza üçüncü donanımlı bir kütüphane yapıyoruz. Kış aylarında devam eden bir diğer projemiz ise, minikler üşümesin diyerek, gönüllülerimizin vermiş olduğu özveri ve destekle ördüğü atkı ve bere ile yoğun kış şartlarından dolayı çocuklarımız üşümesinler diye atkı bere çorap gönderiyoruz.
Nakdi destekler de geliyor mu peki?
-Evet. Nakdi yardımlar da geliyor. Sosyal medyadan ulaşan hayırseverler oluyor. Çevreden vesile olan hayırsever insanlar aracılığıyla da bize ulaşanlar oluyor. Temin ettiklerimizi fiş, dekont, kaşe, kişisel bilgiler (ad soyad imza) vs. bunların gönderimini sağlıyoruz. Şeffaf olmak bu konuda çok önemli. Gelir gider gibi yapılan her şeyi paylaşarak güven sağlıyoruz. Sosyal sorumluluk projelerimiz okul öğrenci bazlı olduğu için süreç bu şekilde ilerliyor.
Projelerinizi uygularken ve çocuklarla buluştuğunuzda ne gibi farklı gözlemleriniz var?
-Öğrencilerin hayal kurmakta güçlük çektiği ve hedeflerini bu yüzden tam olarak belirleyemediklerini görüyoruz. Bu bizi üzüyor, etkiliyor. Kısıtlı imkânlarla yapmak istediklerini yapamıyorlar. Kendilerini gerçekleştirip yeteneklerini açığa çıkartamıyorlar. Kendilerini bulma ne oldukları ne olmak istedikleri, neler yapmak istedikleri, hayata nasıl katkı sunabilecekleri konusunda zorluklar yaşayabiliyorlar.
İdeallerini tam gerçekleştiremedikleri için mutsuz oldukları farklı konumlarda kalıyorlar.
Bu sizi yeni çalışmalara yönlendiriyor mu peki?
-Elbette. Gözlemlerimiz tespit ettiğimiz ihtiyaçlar gönüllülerimizle birlikte bizleri yönlendiriyor. Bu sebeple yeni projelerimiz ile çocukların hayallerinin neler olduğunu yerinde net olarak tespit ediyor ve bu hayallerine nasıl sahip olabileceklerine dair farklı çalışmalar geliştiriyoruz. Farklı bölgelerdeki çocuklarla görüşmeler yapıp onlara dokunmayı sağlayarak projelerimizi bu yönde geliştirip netleştiriyoruz.
Bu çalışmalardan mutluluk duyduğunuz anlaşılıyor…
-Kesinlikle. Ekip arkadaşlarımız ile farklı bölgedeki çocuklar ile tanışmak, onlarla bilgi, kültür ve tecrübe paylaşmak olağanüstü bir zenginlik katıyor bize. Onlardan gelen soruları duymak, yaklaşımları görmek bizleri çok mutlu ediyor. Kurduğumuz bağlar, geliştirdiğimiz iletişimler bizlere paha biçilemez deneyimler sağlıyor. Bu ise gerçekten bizim mutluluk kaynağımız.
Sosyal sorumluk projeleri yapmak isteyen, size destek olmak isteyen öğrencilere ve yetişkin gönüllülere tavsiyeleriniz nelerdir, neler önerirsiniz?
-Sosyal sorumluluk projeleri yapacak arkadaşlar gönüllülüğün ne olduğunu çok iyi kavramalı. Bu projeleri yaparken insan ilişkilerinde büyük tecrübeler ediniyoruz. Sadece başkaları için değil kendimiz için de birçok şey öğreniyoruz. Bunun bilincine sahip olunması gerekir. “Paylaştıkça Çoğalıyoruz Platformu” gönüllüsü olmak hem kendinize hem de çocuklara yapacağınız en güzel şeylerden biri. Bunun için bu platformumuz gönüllülerimize ve gençlerimize mükemmel fırsatlar sağlıyor. Kendiniz ve çocuklar için hayatınızda mutlaka bu alanı oluşturun ve bu zamanı yaratın. Sonrasında hem çocukların hayatında hem de kendi hayatınızda unutamayacağınız anılar biriktiriyor ve izler bırakıyorsunuz.
Köy okullarında görev yapan öğretmenlerin sizlere ilettikleri zorluklar, sıkıntılar nelerdir?
-Birçok köy öğretmeni okulların fiziksel şartları ve materyal eksikliğiyle ilgili sıkıntılarını bize dile getiriyorlar. Örneğin kâğıt, temizlik malzemeleri, bilgisayar gibi birçok temel malzemeyi bulmak için bile öğretmenlerin çaba göstermesi gerekebiliyor. Böyle durumlarda çoğu öğretmen öncelikli olarak, ailelerin kapısını çalıyor onların destekleriyle okulun eksiklerini tamamlamak istiyor. Köyde yaşayan birçok ailenin ekonomik imkanları iyi değil. Bazı ailelerin ekonomik imkanları iyi olsa bile okul için ekstra kaynak harcamayı istemeyebiliyorlar. Bu durumda öğretmenlerin motivasyonunu çoğu zaman olumsuz etkiliyor. Öğretmen arkadaşlarımız bizlere sosyal medya aracılığı ile ulaşıp, iletişime geçip ihtiyaçlarını belirtiyorlar bizlerde gerekli araştırmaları yapıp onlara destek sağlıyoruz.
Şikâyetler bunlarla mı sınırlı?
-Hayır. Sadece okul ihtiyaçlarının giderilmesi konusunda değil zorlukları, talepleri. Devamsızlıklar, çocuğun akademik başarısının öğretmeninin beklentilerinden daha düşük olmasından yakınıyorlar. Veli toplantılarına katılımın düşüklüğü yine bizimle paylaştıkları bir konu. Bu ve benzeri birçok konuyla ilgili olarak köy öğretmenleri velilerden yana hayal kırıklığı yaşayabiliyorlar. Öğretmenlerin en çok zorlandıkları konulardan birinin ise çocukların eğitimi konusunda ailelerle birlikte çalışma, onların desteğini almakta yaşadıkları zorluklar ve destek eksikliği olduğunu söyleyebilirim.
Son olarak eklemek istediklerimiz var mı?
-Çocuklar için güzel bir dünya istiyoruz, bu yolda 7’den 70’ e binlerce hikâyemiz var. Bu güzel yardımseverlik yolunda, hikâyelerimizin çoğalması ümidiyle elimizin değmediği köy okulu kalmasın istiyoruz.
MELİKE BUĞDAY KİMDİR?
İstanbul’un Üsküdar ilçesinde doğdu ve Üsküdar’da büyüdü. Fatih Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünü ve ardından Anadolu Üniversitesi Ekonomi bölümünü İstanbul’da tamamladı. Çeşitli özel ve devlet okullarında görev yaptı. Kişisel eğitim bazında drama, diksiyon, tiyatro, yabancı dil, enstrüman eğitimler aldı. Sosyal ve kültürel etkinliklere katılarak sosyal sorumluluk projelerinde yer aldı. Daha sonra Proje Kurucusu ve Koordinatörlüğünü yaptığı Paylaştıkça Çoğalıyoruz Platformu’nu kurdu. Sosyal sorumluluk bilinci doğrultusunda, köy okullarında eğitim gören çocukların toplumun yararına, çağdaş, sürdürülebilir yardımlaşma ve dayanışma ağları oluşturarak geleceğimiz, çocuklarımızın eğitimlerine ve bireysel gelişimlerine önem verip bu amaçla sosyal sorumluluk projeleri üretmeye başladı.
İyi insan, iyi toplum inşasına hizmet ederek yoluna devam ediyor.
Instagram: melikebgg
Telefon: 0536 390 20 86
24.04.2024