BUNUN sonsuz denecek kadar nice yolları vardır. Kimi âşık gözüyle konuşur ki; en çok bilinen budur. Hem sevgiyi, hem merhameti kimi vakitte de aynı anda zalimliği barındırır, cevreder. Saçlar mahşerse, gözler de kıyametidir âşığın. Âşığın sabrını, kararını ve aklını yağmaladığı için şairler onlara harami demiştir. Sevgili kırmızı değerli taş olan La’l gibi açtığında ağzını söylenecek söz kalmamıştır.
Âşık alnı ile konuşur. Alnı ay iken sevgilinin yüzü güneştir. Âşığın sevgilisinin gümüş gibi beyaz alnını görünce aşkından ve ayrılıktan dolayı sararıp altına döndüğü söylenir. Âşık sevdiğinin alnını her zaman gümüşten bir taht olarak görür ve oradan hiç inmek istemez. Ona göre sevgilinin alnı yuva, kaşları da burada kanat açmış ve hep kendine doğru uçan hüma gibidir.
Kaşlarıyla konuşur âşık. Onun yüreği okla ve yayla oynamaktan bıkmayan çocuk hep kaşlarına yönelir ve kendini orada okur. Ki; bazen ok olur o kaşlar ve âşık oradan hedefe gelip vurulup can çekişir. Hançerler bu kaşlara benzetilerek yapılmıştır ki, yürek deşerler. Bulut olup konuşur kimi vakitte kaşlar. Saçlar ise yağmurudur.
Âşığın yeteneği de önemlidir. Onlar sevgilinin kaşlarını yaya benzettiğinde bunları “Kabe Kavseyn” diye tanımlar. Onun miraç gecesi gibi saçlarından tırmanır da o kaşlara ulaşır. Kaşlar gamze okunu attığında ondan kurtulan bulunmaz.
İnci gibi dişleriyle konuşur âşık. Dudaklar gonca olunca dişler çiy tanesi olurlar. Çiy tanesi ki, sabahları çiçeklerin üzerine küçük bir damla su gibi düşer.
Diliyle konuşur âşık. Tatlı sözlü bir bülbül gibidir. Aşk nağmeleri buradan duyulur.
Aşığın boynu güzellik ülkesinin başkanı, yüz güzelliği ülkesininse baş askeridir. Güzellik kalesinin burcudur.
Eliyle, parmaklarıyla, boyuyla, posuyla konuşur âşık. Yürüyüşü, endamı ile konuşur.
Ve âşık hep konuşur duyuyorsa sevgili.
Boşuna dememişler ârif konuşursa helak olur, âşık susarsa.
25.10.2019