BAŞKASININ ÇÖZÜMÜNÜ KABUL ETMEK

UĞUR CANBOLAT

BAŞIMIZIN en püsküllü belası budur.

Başkasının bizlere sunduğu çözümleri kesin ve şaşmaz doğru kabul ederek kendimizi tembelliğin serin sularına bırakmaya alışmışız.

Buna konfor diyenlerimiz çıkabilir ama yalanın anaforunda oluşan rehavete konfor denebilir mi, bilmiyorum.

Belki buna gafletin dayanılmaz hafifliği diyebiliriz ama maliyetini hesaba kattığımız vakit bu teşhis yine isabetli olmaz. Zira hakikatte hafiflik değil ağırlık getirir.

ESKİDEN tatillerde ağır ödevler verilirdi ve çok zorlardı bizleri.

Çaresi yok muydu, vardı elbette.

Bu hususta mahir olan arkadaşlarımızın görev bilinciyle yaptığı ödevleri hiç sorgulamadan kendi defterimize geçirirdik. Sonra defterimizi kapatır tatil süresince bir daha açmaz oyun ve yaramazlık peşinde koşardık.

Yine böyle olmuştu.

Geriye kalan süreyi çocukluk heyecanının verdiği şamatalara vakit ayırabilmek için kopyalayarak defterin kapağını kapatmıştım ki, dedem seslendi arkadan.

Tüm süreci izlemişti. Sonuna kadar sabretti, ortalarda müdahale etmeyi uygun bulmamıştı.

Sordu, cevapladım.

Sonunda hâlâ kulaklarımda tazeliğini kaybetmeyen şu nasihatte bulunmuştu:

“Oğlum başkalarının çözümü kendi çözümün değildir. Anlamadan yaptığın ödev yapılmış sayılmaz. Ayrıca doğru da olmayabilir. Velev ki, doğru olsun yine de sana ait olmadığı için hayatta işine yaramaz sadece sınıf geçmeni sağlar.”

BÜYÜK bir hayat dersiydi tabi.

Ama o yıllarda bunu idrak edemdim doğal olarak.

Aklımız, fikrimiz oyunda olduğu için edeple dinledim ama gereğini yerine getiremedim.

Yaş kemale doğru ilerlerken eski mevzular nasıl oluyorsa oluyor kendini güncelliyor işte.

İyi de oluyor.

MESELE aklıma takıldığı için sabaha kadar uyuyamadım, dönüp durdum divane bir beygir misali.

Şu yaşa eriştim acaba bugüne kadar kendime ait kaç çözümüm, kaç çözümlemem var sorusu kalbimde büyük bir yara açtı ki, onulmaz mı, onulmaz.

Hep başkalarının sunduğu hazır çözümlere rağbet göstermişim.

Kendime özgü, şahsıma özel bir gayretim, emeğim, çalışmam olmamış.

Hep başkalarının pişirdiği yemekle doymuşum. Ne verildiyse buna rıza göstermişim.

Gayretin değil tembelliğin efendisi olmayı yeğlemişim.

Başkalarının çözümünü hiç sorgulamadan, doğrulamadan, gerçek kaynağına götürüp sağlamasını yapmadan kabul etmiş olmam hayatımı kopya üzerine inşa ettiğimi gösteriyor.

Bu ise acılar pazarında acı beğenmek gibi oldu şimdi.

OYSA Rabbimiz bizden aklımızı kullanmamızı istiyordu.

Fikretmemiz gerekiyordu. Tefekkürden ırak düşmememiz icap ediyordu. Ölçüp biçmemiz lazımdı.

Bize sunulan çözümlerin sahte olup olmadığını idrak etmemiz en önemli birinci vazifemizdi.

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in kesin ve şaşmaz ölçülerine vurmamız mümin olmamızın bir gereğiydi.

Biz ne yaptık peki? Hazırcılığı yeğledik.

Dinlediğimiz her hatibin doğruları bize aktardığını sandık.

Okuduğumuz her kitabın gerçekleri açıkladığına inandık.

Kulağımıza hakikat diye üflenenlerin batıl olabileceğine hiç ihtimal vermedik.

Şeytanın yolumuza oturup yanlışları doğruymuş gibi söyleyeceği uyarısını yüce kitabımız bize söylediği halde hiç oralı olmadık.

Doğru kılığına bürünmüş her şeyi doğru telakki ettik. Zarfa bakmakla yetinip içerini açıp mütalaa etme zahmetine hiç katlanmadık.

Konformist müminler, konformist dervişler kervanına katıldık.

Ne zaman ki, biraz ötesini berisini kurcalamaya başladık, vahye danışmayı akıl ettik işte o zaman büyük bir yalanın kundağında uyuşturucu ninnilerle büyütüldüğümüzü görmeye başladık.

En doğru sandıklarımızın en büyük yalancı olduğu gerçeği yüzümüzde bir şamar olarak patladı.

En sahih saydıklarımızın sahteliğin nirvanası olduğunu görüp acılara gark olduk.

Geç mi kaldık, evet, ama çaresiz değiliz.

Acılarımızı kendi çözümlerimizi Kur’an’dan ve Sevgili Nebi’mizin uygulamalarından arayıp bularak ancak dindirebiliriz.

Madem henüz son nefesimizi vermedik sahih bir niyet ve samimi gayret ile kendi çözümlerimizi bulmaya girişebiliriz.

Ya Selâm!

02.10.2023

https://www.istiklal.com.tr/kose-yazisi/baskasinin-cozumunu-kabul-etmek/794056

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir