MERHAMET Kİ; insanın en büyük zenginliğidir. Tüm insani davranışları neredeyse altında toplayan kuşatıcı bir şemsiye gibidir.
Ya kaybı, yokluğu ne anlama gelir?
Kaybı, kaybedişlerin en büyüğüdür. Fukaralığın en dibidir.
Merhametin yoksunu olan kişide hangi güzellik çiçekleri açabilir ki?
Ne gibi iyi davranışlar zuhura gelebilir ki?
Ne yazık ki, en küçük bir yararlı iş görülemez. İhsandan, ikramdan bahis açılamaz.
Kupkuru kalmaktır, tamtakır olmaktır. Çöle dönmektir.
Merhametini yitirmiş birinden sevgi beklenebilir mi? Onun gönlünden güneşe, aya iyilik kementleri atıp yürek salıncakları kurulabilir mi?
Merhamet fukarasından faydalılık pınarları akar mı?
Bunların hiç birisi olmaz nazarım dedi sorduğumda. En küçük bir kırıntısına dahi rastlanmaz.
O sebeple en çok saklamanız gereken, koruyup kollamanız gereken, yeşertip büyütmeniz gereken duygunuz budur. Başarabilirseniz diğer güzel duygular onun kanatları altında serpilip gelişecek, can bulacaktır.
Düşebilirsiniz yerlere, yara bere içinde kalabilirsiniz, yaralanabilirsiniz. Aç ve susuz da kalabilirsiniz. Bunların tümü telafi edilebilir şeylerdir.
Ne zaman böyledir?
Sığınabileceğiniz, kendinizi onarabileceğiniz merhamet olduğu vakit böyledir.
Unutmayın dedi devamında. Hepimiz merhametin sığınmacısıyız.
Beşeriyetimizin gereği olarak uzak duramadığımız kabahatlerimizden sonra “Ben Senin merhametine sığındım” diyebilme zenginliğini kaybetmeyin.
Ve birbirinizin merhametli sinesinde Hakkın merhametine sığındığınızı da aklınızdan çıkarmayın.
24.12.2018