Kısa Kısa

CEVAHİR

YÜKÜN nedir diye sordum. Cevahir dedi. İnandım. Işıl ışıldı gözleri. Bakışlarıysa bir başkaydı gerçekten. Kısa bir tereddüt geçirdim. O mu cevahiri taşıyordu yoksa cevahir mi onu? Bilemedim. Sonra dedim ki kendime, ne fark eder? Mühim olan sonuç değil mi? Gözlerin ışıltısı, bakışın berraklığı, yüreğin ferahlığı, aklın parlaklığı olduktan sonra ne fark eder? Etmezdi hakikaten. Gel …

SATRANÇ TAŞI

ÖYLE hissediyorum bazen. Kendimi sevdiğimin elinde bir satranç taşı gibi görüyorum. Beni bir oraya koyuyor, bir buraya. Bu konulmaların oyunda yenmek ve yenilmek ile de elbette bağlantısı bulunuyor. Diyorum ki; ne önemi var yenmenin, yenilmenin sevdiğinin avuç içinde olduktan sonra. Ne önemi var, onun parmaklarıyla yer değiştirdikten sonra… Hiçbir önemi yok. Benim tek dileğim o …