Dağa Yaslanmış Şehir Gibiyim

UĞUR CANBOLAT

SEN dağsın…

Bense sana yaslanmış şehir.

Dağ şehrin yücesindedir. Uludur. Göklere yükselir.

Güçlenmek için sırtımı sana veririm. Yaslanırım.

Yaslandıkça yaslarım biter, kederlerim son bulur, hüzünlerim buharlaşır.

Çünkü sen dağsın…

Bense sana yaslanmış bir şehir.

ŞEHRİN sokakları dağa açılır.

Yollar sana yönelir ve bulur. Sende birleşir yollar ve birlenir.

Kasvetini sende atar, sıkışmışlıklarını sende feraha kavuşturur şehir.

Hararetini senin serinliğinle izale eder.

Çünkü sen dağsın…

Bense sana yaslanmış bir şehir.

DÜZLÜKLERİN geniştir. Engindir.

Daralmaz kalbin, sıkışmaz. Strese yüz vermez.

Ne yana koşsam sana koşmuş olurum.

Ne tarafa ses versem, ünlesem aynı tonda bana döner sesim.

Seslenirsin çünkü, boş geçmezsin. Talebimi geri çevirmezsin.

Senin düzlüklerinde çıkıntılarımı törpülerim. Düzlerim fazlalıklarımı.

Çünkü sen dağsın…

Bense sana yaslanmış bir şehir.

ZİRVELERİN şekillidir.

Tek düzeliğe prim vermezsin. Durağanlık görülmez sende.

Her şeklin bendeki bir duyguya denk gelir.

Onlarla bana şekil verirsin. Düzenlersin.

Şekilsizlikten kurtarırsın beni.

Çünkü sen dağsın…

Bense sana yaslanmış bir şehir.

BUZLARIN vardır eriyen.

Benim de buzlarım var erimesi lazım gelen.

Seninle birlikte eririm.

Buz tutmuş yanlarımı ve yönlerimi, katılaşmış taraflarımı eritip merhamete erişirim seninle.

Sevdaya kanat açarım.

Çünkü sen dağsın…

Bense sana yaslanmış bir şehir.

İKLİMİN değişir. Hep aynı kalmazsın.

Bende seninle kararmış, körelmiş, üşüten iklimlilerimi bahara dönüştürürüm.

Çiçek açarım. Kuşlar konar üzerime ve kelebekler…

Sulanır toprağım şefkatle.

Çünkü sen dağsın…

Bense sana yaslanmış bir şehir.

GÖKYÜZÜ adasına dönüşürsün benim için.

Semanın muhteşem enginliğinde kendi gönül göğümle tanıştırırsın.

Eko sistemin dengeler beni… Nem ve rutubetten arınırım.

Görülmeye değer muhteşem manzaralara bakmayı, baktığımı görmeyi, gördüğümü tefekkür etmeyi belletirsin bana.

Senden kendime bakarım. Kendimden sana sonra.

Bu bakışlar helezonlar gibi iç içe geçer ardından. Muhabbetin renk cümbüşüne dönüşür.

Kıvrımlarının kalp damarlarıma denk geldiği gibi.

Kibri kırıp, ego barındırmayan yüceliği talim ederim sende.

Hira’m olursun. Saklarsın, bağrına basarsın beni. Konuşursun her daim başkalarının duymadığı kelimelerle.

Ermişler sende ermediler mi erdiklerine…

İşte bende sana erdim. Erdir beni kendime.

Çünkü sen dağsın.

Bense sana yaslanmış bir şehir.

Kapıları sana açılan ve yolları hep sana çıkan bir şehir…

06.12.2024

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir