DAHA İYİ İÇİN DAHA AZ İYİDEN VAZGEÇMEK: FIRSAT MALİYETİ

UĞUR CANBOLAT

İKTİSAT değil elbette konumuz.

Hayat üzerinden bu konuyu değerlendirebilir miyiz acaba?

Yaşarken fırsat maliyetini göz önünde bulunduruyor muyuz?

Bu konu üzerinde şimdiye kadar hiç düşündük mü, yoksa hayatı önümüze geldiği gibi mi yaşıyoruz?

“Kendimizi akışa bırakalım” fikri ilk elden kulağa hoş geliyor ama bu hangi akış?

Tersine bir akış ise ne yapacağız?

Fıtrata ters ve onu zorlayan bir akış ise öncelediğimiz, kayıplarımızı nasıl telafi edebileceğimiz hususunda bir fikrimiz var mı?

Bir plan yapabildik mi?

Toparlamak için “Hasar tespiti” çalışmamız var mı?

Eğer varsa bunu hangi aşamalara ayırdık ve ne gibi bir sürece tâbi olarak planladık?

VAZGEÇMEK demek bir yanıyla fırsat maliyeti…

Vazgeçtiklerimizden ne uğruna vazgeçtik?

Doğru bir hesaplama yapabildik mi?

Ardından bir muhasebeye giriştik mi?

“Süreç analizini” başarabildik mi?

Kazançlarımız ve kayıplarımızı birbirinden soyutlayabildik mi?

FIRSAT MALİYETİNİ ikinci en iyi alternatifi tercih etmek şeklinde tarif edebiliriz.

Mevcut olanları daha iyisi ile değiştirmek de diyebileceğimiz bu tercih kesinlikle sorgulanmalıdır.

İpin ucu bırakılmamalıdır, aksi halde kayıplarımız çok olabilir.

Konuyu biraz daha anlayabilmek için izahlarımıza şu cümleyi de ekleyebiliriz.

Daha iyi için daha az iyiden vazgeçmek.

Ama bunu kanıta ve doğru verilere dayalı olarak yapabilmek.

Mesela akla uygun olmalı.

Gönül kabul etmeli.

Hayatın gerçeklerine uygunluk göstermeli.

Marufa ters olmamalı…

FERAGAT etmeye değmeli yapılan tercih.

Vazgeçtiklerin kazandıklarından daha altta kalmalı.

Kazancın üstün gelmeli.

Daha iyiye ve güzele eriştirmeli.

Bir “Tık” bile olsa yukarıya taşıyabilmeli.

Madem bir fedakârlık yaptım bu gerçekçi ve kazandırıcı olmalı.

KIYMET sorgulaması yapmak demektir fırsat maliyeti.

Örneğin uykumuzu terk ettik ama ne için?

Oyun ve eğlence için mi heba ettik bunu, yoksa ilme mi ayırdık?

Tefekküre mi yönelttik?

Kazanç ve kayıp muhasebesini doğru yapabildiğimiz vakit kârlı çıkacağız.

KONU üzerinde biraz dikkatli düşündüğümüzde ne yazık ki, bu hususta geri düşüyoruz.

Şirk ve tevhit muhasebesini tam yapamadık.

İlim ile malumat arasındaki farkı gözetemedik.

Tefekkür ile olur olmaz şeylere düşünce adını vermenin arasındaki ince ve kıyıcı nüansı ayrıştıramadık.

Kur’an-ı Kerim’in kesin bilgisi ile beşer yorumlarını müsavi tutma gafletine düştüğümüzü idrak edemedik.

Dahası çoğu defa bunları hüccet olarak kabul ettik.

İlahî emre uymak ile aslında heva’dan kaynaklanan heveslerimizi ve bize doğru olarak dikte edilenleri birbirine karıştırdık.

Esas dururken nafile işler ile doldurduk günlerimizi.

Anlamak ile ezberlemek arasındaki derin farkı düşünmeye değer bulmadık.

Kendimizin efendisi olmak ile başkalarına köle olmanın ayırdına bile varamadık.

Şeytanın uyuşturucu neferlerinin yaptığı işlemlere sessizce teslim olduk.

Rehaveti tercih ettik.

Ruhumuza eziyet çektiren hususları konfor olarak tanımladık.

Yanımıza melek gibi yaklaşan hilebazları kutsadık ve bundan hiç kuşkulanmadık.

Kısacası; fırsat maliyetini tersine uyguladık.

Değmeyecekleri baş tacı yaptık.

Gönlümüzün üstünde müftehirâne taşımamız gerekenleri ise ayaklar altına aldık.

Yaman yanıldık.

Fena çuvalladık.

Şimdiden tezi yok konuyu ciddi biçimde gündeme almalı ve doğru bir sorgulama ile gerçek sonuçlara ulaşmak için gayrete gelmeliyiz.

Ya Selâm!

14.11.2022

https://www.istiklal.com.tr/kose-yazisi/daha-iyi-icin-daha-az-iyiden-vazgecmek-firsat-maliyeti/721979

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir