KÖZ

KOR halinde bir ateş var içimde…

Ne daha fazla yanmaya dermanım var, ne közü bırakmaya içim elveriyor.

Yanmadan olmaz demiştin.

Közünü içinde taşımadan girme gönül mabedine sözü hala içimin içinde yankılanıp durmada.

İçeride taşınan közü dışarının yağmurları söndürmüyor sevdiğim.

Söndürmesin.

İçinde ateş kırıntıları olan küle de razısın bilirim.

Küçük de olsa kor olmak başka.

Yanarken yakandır kor.

Yürekte közü tutmak mı daha zor, elde tutmak mı bilemedim inan.

Gönlü közden azade olanın elinde tutamayacağını bilirim sade.

El közü taşıyorsa, içerideki alev daha harlıdır.

Yandırır.

Hani diyordun ya nara yanmalı.

Yandım işte.

Geldim işte.

Sadece elimde olan köz ile değil, yüreğimde hiç soğutmadığım kor ile geldim.

Közüme köz, koruma kor olman için geldim.

Gözüme göz olduğun vakit, közüme köz olduğunu bileceğim.

Ve işte o zaman sana gözüm diyeceğim.

Közüm diyeceğim.

Dilimdeki sözüm diyeceğim.

Gözümde gözün, dilimde sözün hiç eksilmeyecek.

Çoğalacak hatta!

26.12.2017

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir