Silva Zihin Eğitim Metodu

Hepimiz hayatın stres değeri yüksek ağır olaylarıyla yüz yüze geliyor ve bazan çözümsüz kaldığımızı durumlar oluyor. Baş etme konusunda farklı arayışlarımız, çözümlerimiz olabiliyor.

İşte bu alternatiflerden birisi olan Silva Zihin Eğitim Metodunu Şevval İlkay Şamlı ile konuştuk.

UĞUR CANBOLAT

___

Silva zihin eğitim metodu nedir?

-İnsanlara alfa frekansında işlevsel olmayı öğreten ilk programdır. Alfa beyin frekansı aktiviteleri, içsel bilinç seviyeleri, huzur, dinlenme ve rahatlama ile ilişkilidir. Aynı zamanda esinlenim, yaratıcılık, hızlı iyileşme, odaklanma, öğrenme ve psişik yeteneklerle de ilgilidir. Alfa frekansı seviyesinde kişiler, sağ beyin loblarıyla etkin, kaliteli ve yaratıcı düşünce üretirken aynı zamanda sol loblarının mantıksal ve rasyonel bakış açısını da kullanırlar.

Dünyada ve Türkiye’de yaygınlık derecesi nedir?           

-Metodun kurucusu Meksika asıllı bir Amerikalı olan Jose Silva’dır. Araştırmaları 1944-1966 yılları arasında 22 yıl sürdü. 1966 yılından itibaren önce Amerika Birleşik Devletleri’nde ve daha sonra tüm dünyada yayılmaya başladı. Bugün 117 ülkede 20 milyonu aşkın insan metotla tanışmış durumda. 56 Amerikan Üniversitesinde ders olarak okutulmuş, hakkında 40’tan fazla kitap yazılmış ve 37 farklı dile çevrilmiş bir metottur. 2007 yılından itibaren de Türkiye Direktörü Ayşen Edis Hanımefendi metodu Türkiye’de tanıtmaya başladı.   

Sizin buna ilgi duymanız nasıl oldu?

-Bir ara uykusuzluk sorunum vardı. Silva Eğitimi almış bir doktor hanım bana Silva Uyku Tekniğini anlattı. Silva Zihin Kontrol Metodu kitabını okudum ve eğitimi almaya karar verdim.

NLP çalışan birisi olarak Silva’da sizi çeken esas şey nedir?

-Silva Metodu, NLP ve birçok kişisel gelişim metodunun temelidir. Bununla birlikte NLP’den çok daha zengin ve yoğun içerikte teknikler aktarılır.  Eğitim iki bölümden oluşur. 1.Silva Yaşam Sistemi; günlük yaşamda ihtiyacımız olan teknikler aktarılır. Derin rahatlama, Uyku, Saat Kontrol, Uyanık Kalma, Rüya Kontrol, Baş Ağrısı, Bellek Oltaları, Anestezi Eldiveni, Zihinsel Ekran, 3 Parmak, Zihin Aynası, Alışkanlık Kontrolü, Kısıtlayıcı İnançları değiştirme teknikleri gibi… Bu teknikler öğrenilirken amaç zihin kapasitesini giderek genişletmektir. 2.Silva Sezgi Sistemi; fiziksel olarak kullandığımız duyu organlarımızı subjektif alanda istediğimiz herhangi bir objeye, metale, bitkiye, hayvana, insana yansıtarak bilgi edinebilir hale gelinir. İnsana, zihninin kapasitesini bu yoğunlukta farkına vardıran bir eğitim yok açıkçası.

Ne kadar eğitim aldınız?

– Eğitim 4 tam gün. Fakat ben “Eğitimci Eğitimini” bir sene boyunca aldım.

Bu eğitimlerinize kimler katılıyor?

– Her meslek grubundan, her kademede çalışanlar, emekliler, öğrenciler, 16 yaş üzerindeki kendini geliştirmeyi, tanımayı, dünyaya farklı bir gözle bakmayı ve yaşam kalitesini yükseltmek isteyen herkes Silva Metodu eğitimini alabilir.

Bu eğitimle tam olarak neler amaçlanıyor?

– Sağ ve sol beyin lobları arasındaki farkları tespit eden ünlü nörolog Roger W. Sperry, 1981 yılında Nobel Ödülünü kazanmıştır. Konuyu merak edenler daha detaylı araştırabilir. Sol Beyin Lobu, kendi kendine söylenme, kendi kabullerinin dışına taşan her şeyi kusur olarak görme eğilimindedir. Bu kabullerin birçoğu da tüm yaşamı boyunca yakın, uzak çevresinden duyduğu ve yaşadığı olaylardan öğrendiklerinden oluşur. Kendine göre tespit ettiği bu kusurlarla mücadele ve kontrol arzusunun yarattığı sınırlamalar ve gerilimden dolayı insanlar onun hapishanesinde yaşarlar. Bu bir nevi “Hastalık” durumunun tedavisi için Sağ Beyin Lobunun devreye sokulması ve her ikisinin de dengeli bir şekilde çalıştırılması gerekir. Sağ beyin lobu, baskıcı değildir, sınırlamayı bilmez, sanatsal faaliyetlerin merkezidir, bütünsel kavrar, ağaca değil ormana bakar. Sonsuz sayıda çözüm bulabilir. Hayal gücü, zihinde canlandırmalar, rüyada çözüm bulmalar hep sağ beyin işlevleridir. İşte Silva Metodu, ilk önce bu sol beyin tarafından yaratılan baskıdan kurtulabilmek için bilinçli ve uyanık bir halde iken beyni Alfa Frekansına sokan Derin Rahatlama egzersizi ile başlar. Sonra bahsini ettiğim teknikler ile sağ beyin lobunun devreye girmesini sağlar. Böylece kendimizi kısıtladığımız inançlarımızı, kabullerimizi fark ettirir. Zararlı alışkanlıklardan kurtulma imkanını aktarır. Her iki beyin lobu dengeli kullanıldığında, zihnin muhteşem kapasitesi fark edilir. Bu kapasitenin sadece özel insanlara ait olmadığını, sıradan bir insan olmanın yeterli olduğunu tecrübe etmek bence çok önemli ve büyük bir imkân.

Zamanı doğru ve yararlı kullanma konusunda etkili mi?

-Tabi. Hatta zaruriyetler karşısında kendinizi takatsiz hissettiğiniz anlarda dahi zihninize verdiğiniz komutlar ile o işi tamamlayacak duruma gelebiliyorsunuz. İfade ettiğimiz gibi zihin bir araç, onu nasıl kullanmamız gerektiğini fark ettiğimizde işimiz kolaylaşıyor aslında.

Zorlu hayat olayları ile baş etme hususunda nasıl bir öğretisi var?

– Önce durumu kabul etmek tabii ki. Burada Jose Silva’dan kısaca bahsetmek isterim. Kendisi 1914 Teksas / Laredo doğumlu. Küçük yaşta babasını kaybediyor, annesi başkasıyla evlenip, üvey baba da onu ve 2 kardeşini istemediği için büyükanne ve babasının yanına yerleşiyor. Maddi kısıtlılıklar neden ile 6 yaşında çalışmaya başlıyor. Okuma yazmayı okula giden kardeşlerinden öğreniyor. O zamanlar bazı eğitimler haftalık dergilerle verilirmiş. 15- 16 yaşlarında iken berberde sıra beklerken Radyo Tamirciliği Eğitimi dergisini görüp, berberden ödünç vermesini istiyor. Berber de 1 dolar karşılığında ve sınava da kendi yerine girmesi şartı ile dergileri verebileceğini söylüyor. Jose kabul ediyor, nihayetinde diploma berberin duvarına asılıyor. Jose bu bilgileri sayesinde askerde iken Haber Alma Bölümüne girip, elektronik eğitimi de alma imkanına sahip oluyor. Askerliği bitince de Radyo Tamirciliği yapmak üzere dükkân açıyor. Çok zeki ve meraklı bir adam. Çağın ünlü psikiyatri uzmanlarının çalışmalarını takip ediyor, hipnoz ile ilgileniyor. Dokuz çocuğu oluyor ve çocukların karne notları kötü gelmeye başlayınca çözüm aramaya başlıyor. Mesleğini icra ederken, ideal bir devrenin en az dirence yani rezistansa sahip olan devre olduğunu ve böyle bir devrenin elektrik enerjisinden maksimum seviyede yararlandığını fark ediyor. Metodun araştırmaları işte bu farkındalıkla başlıyor. Olaylara gösterdiğiniz direnç ne kadar az olursa, o olayın size kazandırdığı imkânları da mesajları da ve dahi çözümünü de daha kolay fark ediyorsunuz. Kendisinin hayatı da hiç kolay geçmemiş fakat her tıkandığını, bittiğini zannettiği noktada, yeni bir tekniği bulmasına vesile olan sıkışıklıklar yaşadığını anlamış.

Bu kadar mı?

-Hayır. İkinci olarak, olayla karşılaşıldığında panik olmamak, sol beynin kabulleri ile tekrar hapishaneye girmemek çok önemli bir adım. Çözüme yönelik tavsiyeleri ve destekleri sağ beyni işin içine soktuğunuzda almaya başlıyorsunuz.  Kendisinin şu cümlesi eğitimi almaya karar vermemde çok etkili oldu; “Hayatta bazı adımlar rutin değildir. Bu yüzden beş duyu ile alamadığım bazı bilgilere ihtiyaç duyduğumda Yüksek Zekaya başvururum. Kimi zaman da olağan sınırların çok ötesine geçen bir öneriye ihtiyaç duyduğumda da Tanrı’ya başvurup, dua ederim.” Çok inançlı bir insan. Yaratıcı karşısında acizliğinin de insan olarak kapasitesinin de farkında ve bu kapasiteyi sürekli artırmayı hedefleyen bir insan. Faydalı olmak ve hizmet etmek gayretinden hiç vaz geçmemiş. Bu hassasiyeti beni çok etkiledi. Şu anda günümüzde maalesef insanlara abuk sabuk söylemlerle olmayacak şeyleri vaat eden eğitimler var. İnsanlarda fazla zahmete girmeden, sihirli değneklerle sıkıntılarından sıyrılmayı bekliyorlar. Her birimizin bu dünyaya gönderilmesinde Yaratıcının bir niyeti olduğunu, bunu anlamak için de Onu dinlemeye, Onu anlamaya ve Onunla bir olmaya gayret etmenin “insan” olarak değerli bir kazanım olduğuna inanıyorum.

Kişiye güçlü ve zayıf yönlerini görmesinde nasıl bir etkisi var?

-“Zayıf Yön” ve “Güçlü Yön” tanımını incelemek lazım önce.  Bunlar gerçekten zayıf mı, güçlü mü? Yoksa yine ailemizin, sosyal çevremizin ve toplumun dayatmaları ile mi öyle olduklarına karar veriyoruz. Bu yönlerin ne zaman ne şekilde hangi şartlar altında ortaya çıktığını tespit eden bir teknik var. Bu tespitten sonra düzenli olarak bu durumdan kendinizi kurtulmuş ve yerine koymak istediğiniz yeni halinizle kendinizi Zihin Aynanızda hayal etmeye başlıyorsunuz. Beyin gördüğü, duyduğu, hissettiği şeyleri her zaman gerçek olarak algılıyor. Tıpkı rüya gibi… Orada gördüklerimizi de gerçekten ayırt edemiyoruz.  Rüya Alfa Frekansı seviyesinde görülüyor. Siz bilinçli olarak Alfa Seviyesine girdiğinizde, bu arzu ettiğiniz yeni durumunuzla ilgili kendinizi gözlemlediğinizde, o durumun faydalarını tüm hücrelerinizle hissettiğinizde bu durum bir müddet sonra subjektif alandan çıkıp objektif yani fiziksel alanda vücut bulmaya başlıyor. Yoğun tekrarlarla yapılan çalışmalar buna imkân sağlıyor. Size zarar veren bir kabulü terk edip, bilinçli iradeniz ile aldığınız bir kararı hayatınıza geçiriyorsunuz.

Bu metotla insan gizli kalmış yeteneklerini nasıl açığa çıkarıyor?

– İnsan beyni 4 dalga boyunda faaliyet gösteriyor. Anne karnında ilk kalp atımından yaklaşık 1-2 yaşlarına kadar DELTA frekans seviyesinde titreşimde bulunuyor. Bu dönem daha ziyade uyku ile geçiyor. Yaklaşık 1-2 yaşından 7 yaşına kadar TETA dalga seviyesinde seyrediliyor. Bu dönem yakın çevremizin bizi hipnoz ettiği çok önemli bir dönem. Birçok kabulümüz, alışkanlığımız bu dönemde bilinç dışına kaydediliyor. Sonra hayatımız boyunca burayı temizlemeye çalışıyoruz. 7 yaşından 13-14 yaşına kadar da ALFA frekans seviyesinde oluyoruz. Ergenlikle birlikte BETA frekansına girip, Sol Beyin lobunu yücelten faaliyetler içine itiliyor ve burada gösterdiğimiz başarı doğrultusunda da değer görüyoruz. Halbuki bir insan ergenlik dönemine kadar Sağ ve Sol Beyin loblarını daha eşit kullanabiliyor. Bu aynı zamanda dâhi insanların da bir özelliği. Burada Einstein’a ait iki kıymetli sözü paylaşmak istiyorum; “Hayal kurma bilgiden çok daha önemlidir.” “Sezgisel beyin kutsal bir armağan, mantıksal beyin ise sadık bir hizmetçidir. Ne acıdır ki modern yaşam anlayışında bizler hizmetçiye tapıp, Tanrısal gücü bozup kirletmekteyiz.” İşte Silva Metodu beynin bilinçli bir şekilde Alfa Frekansına girmesini ve zihnin hayal gücü kuvveti ile arzu edilen şekilde eğitilmesine imkân sağlıyor. Eğer sizin potansiyel alanınızda mümkün olan fakat sizin bir takım kısıtlı kabullerinizden dolayı ortaya çıkaramadığınız yetenekleriniz varsa bunları fark ediyor ve hem zihnen hem de fiziken gerekli çalışmaları yaparak o cevheri madeninden dışarı çıkarıyorsunuz. Bu konuda yapılmış birçok deney var. İki basket takımı iki hafta süre ile düzenli olarak her gün aynı sürede çalışma yapmışlar. Yalnız takımın biri sahada fiziksel olarak çalışmış, diğeri ise aynı sürede zihinlerinde aynı antrenmanı yaptıklarını hayal etmişler. Sonuçta fiziksel olarak çalışan takımın performansı %24 artarken, zihinlerinde hayal ederek çalışma yapan takımın performansı %23 artmıştır. Buna benzer birçok deney mevcuttur.

Sizin tıbbi aromatik bitkiler konusunda da çalışmalarınız vardı değil mi?

– Evet. Ben 1 yaşından itibaren sürekli solunum yolu ve sindirim sistemi kaynaklı rahatsızlıklar tecrübe ettim. Kendimi bildim bileli de hastalıklarımı önlemek için tıbbi bitkileri merak ettim ve araştırdım. Birkaç sene önce de lenf sistemimle ilgili sıkıntılı tecrübelerim oldu. Bu yüzden daha sistemli bir şekilde eğitim almak istedim. Bütüncül sağlığın fiziksel, ruhsal, duygusal ve zihinsel enerjilerin dengesi ile vücut bulacağını düşünüyorum. Gerek akademik gerek kişisel gelişim üzerine aldığım tüm eğitimleri bu minval üzerine alıyorum. Bu alanda da insanlara hizmet vermeye çalışıyorum.

Silva zihin eğitim metodu kişiye ifrat ve tefritten kurtulup dengelenmesi için neler sunuyor?

– Kendi tecrübemi aktarayım; İçinde büyüdüğüm ortam son derece huzursuz bir ortamdı. Temel güven kaynağı olması gereken figürler, hayata ve geleceğe karşı güvenimi sürekli sarsarlardı. Bu sebeple onları aşan bir güce sığınma ihtiyacı ben de erken yaşta ortaya çıktı. Küçük yaşlardan itibaren haberci rüyalar gören, sorularına cevap alan bir çocuktum. Aile içinde dini vecibelere hassasiyet olmamasına rağmen ben de 13 yaşlarında bu eğilim gelişti. Fakat öyle korkular ve güvensizlikler kodlanmış ki bilinçdışıma, ister istemez hayatıma bu korkuları diri tutmasına sebep olacak tecrübeleri de çektim. Sonuçta Allah’a teslim olmayı da tam olarak güvenmeyi de beceremedim. Ve 34 yaşımda iki küçük çocuk sahibi iken “Kuran’da Allah’a Teslimiyet Olgusu ve İbni Arabi’nin Yorumu” üzerine araştırma yapmak için yüksek lisansa başladım. Yine de o endişe ve korku durumunun üzerinden tam olarak gelemedim. Babamı iki sene önce kaybettik. Hayatım boyunca sorunların birçoğunun sebebinin o olduğunu kabul etmiştim. Ölümünün ardından, annemin bilinçsizce yarattığı tahribatın çok daha ağır olduğunu derin bir üzüntü ile fark ettim. Kendi yetişme ortamı ve yaşam şartları düşünüldüğünde annemi anlıyordum fakat durumundan zevk alıp beni de aynı çukurun içine sürekli çekmeye çalışmasını ruhen daha fazla kaldırmam mümkün olmadı ve kendisi ile aramızda çok büyük ve yıkıcı bir tartışma yaşandı. Yaşadığım ağır stres nedeni ile uykusuzluk çekmeye başladım. Derdime çare ararken de Silva Metodu eğitiminden haberdar oldum. Silva Metodu ile endişe ve korku içine düşmekten kendimi kolayca alıkoymaya başladım. Hatta dışarıdan o korkunun ve endişenin yoğun bir şekilde pompa edildiğinde dahi onlarla aramda görünmez bir kalkan varmış gibi “DUR” diyebildim. Bu benim için çok önemli ve büyük değişim oldu. Çünkü daha önce dışarıya fark ettirmesem de içimde fırtınalar kopar ve bu durum bedenimde sağlık sorunları ile kendini ifade etmeye çalışırdı. Tezimi yazarken, Teslimiyet aşamalarının çok uzun ve çok zor olduğunu düşünmüştüm. Çünkü başkalarının tecrübeleri doğrultusunda edinilmiş aktarımlardı hepsi… Fakat Metot bu zorlukların “BİR ANDA” aşılabileceğini bana kanıtladığında geçen yıllarıma da çok üzüldüm. Bu “bir an” için dünyadan el etek çekmeye, özel bir insan olmaya gerek yok. Fakat bilinçli bir farkındalıkla insan olduğumuzu ve Yaratıcı karşısındaki konumumuzu bilmeye ihtiyacımız var. Yaratıcının isim ve sıfatlarından oluşan ve adına KUANTUM denen bir enerji okyanusunda hep birlikte yüzüyoruz. Biz de o okyanustan birer damlayız. Yaratıcının isim ve sıfatlarını tanıdığımızda, kendi payımıza düşen kadarı ile bizler de kendi alanımızı biçimlendirebiliriz. Kendi potansiyelimiz dahilinde imkânsız diye bir şey yok. İfrattan da tefritten de kurtulup dengeye gelmek kesinlikle mümkün yani…

-Baş ağrısı gibi fiziksel ağrılarda etkili mi?

– Evet sadece baş ağrıları değil çeşitli vücut ağrılarında da etkin. Özellikle migren ağrısına getirdiği çözüm tüm Amerika’da ün yapmasına vesile olmuştur.

Zihin kontrolünden de bahsetmek mümkün mü ve kişinin sadece kendisine mi yönelik?           

– Bu soru için teşekkür ederim. “Kontrol” kelimesi korku yaratabiliyor. Çalışma zihinde subjektif alanda yapıldığı için çekim gücü oluşturuluyor. Yani ip ile bir şey çekmek gibi. Bir başkası için kötü bir şey düşünüp, gerçekleştirmeniz mümkün değil, çünkü düşündüğünüz o enerjiyi iple çeker gibi kendinize çekiyorsunuz. Ama zihninizi bir başkasına yansıttığınızda, onun ruhsal, fiziksel özelliklerini ve özellikle hastalıklarını görebiliyorsunuz. Yine aynı şekilde zihinsel alanda yaptığınız çalışma ile sağlığına kavuşmasına vesile olabiliyorsunuz. Ayrıca kullandığımız eşyalara ve yaşadığımız ortama enerjimiz ve bizimle ilgili bilgiler sindiği için eşyalardan da insanlara ait bilgiler elde edilebiliyor. Eğitimde bunlarla ilgili çok ilginç örnekler paylaşıp, uygulamalar yapıyoruz. Eğitimin 3.gününün sonunda katılımcılar, Alfa Seviyesine girerek ellerine verilen objelerin kime ait olduğunu zihinsel alanlarında görüp, o kişi ile ilgili detaylı bilgi verebilir hale geliyor. Sadece objelere ve insanlara değil, bitkilere, hayvanlara, metallere de zihninizi yansıtarak bilgi alabiliyorsunuz.

Eğitimlerinize katılmak isteyenler size nasıl ulaşıyor?

– 0 505 796 19 19 numaralı cep telefonundan, info@sevvalilkaysamli.com , https://www.istagram.com/sevvalilkaysamli adreslerinden ulaşabilirler.  

Ön bilgi olması bakımından önerebileceğiniz kitaplar var mı?

-Evet, ZİHİN KONTROLÜ SİLVA METODU kitabını okuyabilirler.

ŞEVVAL İLKAY ŞAMLI KİMDİR?

Bir Şevval ayının yeni ay döneminde Üsküdar’da dünyaya geldi. Eşi ve iki oğlu ile Üsküdar’da yaşıyor. Küçük yaşlardan itibaren haberci rüyalar gören ve el sanatları ile uğraşmaya meyyal biri oldu ve bu özellikleri tüm hayatını şekillendirdi.

Lisansını Ç.Ü. İ.İ.B. Fak. Mersin Turizm Otelcilik ve İşletmecilikte tamamladı ve on yıl turizm sektöründe çalıştı. Ebru Sanatçısı Hikmet Barutçugil’in atölyesinde Ebru Sanatı eğitimi aldı ve kariyerine eğitmen olarak devam etti. On yıla yakın süren sanat eğitmenliği dönemi de Roma’da gerçekleşen kişisel bir sergiyle taçlandı.

Kariyeri esnasında sembollere olan merakı kendisini önce insan dinamiklerini anlamak üzere astroloji ile tanıştırdı. Sembollerden ayetlere geçerek Kur’an-ı Kerîm meal ve tefsir okumalarına yöneldi. Sonrasında K.S.Ü. İlahiyat Fakültesi Tefsir A.B.D. Yüksek Lisansa başladı. Mezuniyet tezinin konusu “Kur’an’da Allah’a Teslimiyet Olgusu ve İbn-i Arabi’nin Yorumu” oldu.

Ardından İ.Ü. İlahiyat Fakültesi İslam Sanatı ve Tarihinde Doktora eğitimi ve onun ardından da Ü.Ü. S.H.M.Y.O. Tıbbi Aromatik Bitkiler Bölümünde Ön Lisans eğitimi aldı.

Akademik eğitimlerinin yanı sıra NLP ve EFT Profesyonel Uygulayıcı, Holistik Beslenme, Mineral Terapi ve Sağlık Koçluğu ve ICF İleri Seviye Koçluk eğitimlerini aldı. Son olarak Silva Zihin Eğitim Metodunu eğitimini aldı ve eğitmen eğitimini de tamamlayarak kariyerine Silva Metodu eğitmeni olarak devam etmeye başladı.

Kısaca “İnsanı” ve “Var Oluşu”, ruhsal, duygusal, zihinsel, fiziksel olarak bütüncül şekilde anlamaya gayret etti ve inşallah devam edecektir.

29.11.2023

https://www.istiklal.com.tr/haber/silva-zihin-egitim-metodu/807561?fbclid=IwAR2abVE3tuVVkU3KCTBA0bC4mkNoY4ZlQk4d3JMfCTSFIUc01TRgvTSN8NQ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir