SİYAHLARLA DOLUYUM USTA

UĞUR CANBOLAT

BEMBEYAZ bulutlar vardı gökyüzünde.

Bakmaya bile kıyılamayacak türdendi bugün berraklıkları.

Onları seyretmek, hareketlerini takip etmek, üzerinde düşünmek başlı başına bir sohbetti ama usta konuyu bulutlara ve oradan beyazlığa getirdi.

Beyaz ve beyazlık konusunda bu kadar sözü bir arada daha evvel işitmemiştim.

O beyazı anlattıkça benim zihnim siyahlıklarla meşgul oldu.

Ne kadar kuşatıldığımı fark etmeye başladım.

Her vurguda başım biraz daha aşağıya eğildi.

Kendimi zifiri karanlıklarda buldum. Siz buna isterseniz dipsiz kara kuyular da diyebilirsiniz.

Tutmam için uzanan beyaz ipin ne kadar ehemmiyetli olduğunu kavradım.

Karanlıklar sonsuz değildir, kuyular da dipsiz.

Yeter ki ışığa meylet. Beyazlıklara yönel.

Uzanacak ipin duacısı ol.

Kendimi dibinde bulduğum karanlık kuyuya uzanan o merhametli elin tuttuğu bembeyaz ipliği günahlı ellerimle kirletmekten korkmadım desem yalan olur.

Korktum.

Kısa bir tereddüt geçirdim.

Sonunda “Madem bir şefkat ışığı doğdu beyaz bulutlardan karanlıklarda kalmış ruhuma tutmalıyım” dedim ve uzattım elimi.

Daldığım halden uyanır gibi oldum ve istemsiz biçimde “Siyahlarla doluyum usta” dedim.

“Fark etmek ilk adımdır” dedi.

“Tut ipi ve bırakma. Duy bulutların çağrısını.”

“Duydum” dedim ve ipe sarıldım.

İÇİMİZDEKİ YAZILIM

ONU okuyamamak, anlayamamak, idrake getirememek, tutunup yükselememek ah ne acı.

Bu kendini anlamamak ve çalıştıramamak manasına da geliyor diğer yanıyla.

Muhteşem bir yazılımsın ama bunun farkında değilsin.

İçinde muhteşem bir cevher var ama sen tüm zamanını çer çöp içinde geçiriyorsun.

Yüzün gözün kir ve pas içinde.

Dayanılacak gibi değil aslına bakarsanız ama bir garip gaflet içindeyiz.

Nuru baki olsun usta öyle demişti.:

“İnsanın iç dünyasında bir Kur’an vardır. Onu okudukça insanın iç dünyasındaki şalterler düşerek 3Adeta onu yaşar.”

Rilke bunu “Herkesin içinde bir mektup var” şeklinde formüle etmişti.

Bir yazılımız biz.

İçimizde ilahi mektup var.

Bizi bize anlatıyor.

Hayatı, hakikati işaret ediyor.

Hakikatin çağırıcıları bizi kendi yazılımımızı okumaya ve anlamaya dâvet ediyor.

Biz ise bundan bigâneyiz.

Uzağız.

Fıtrat da diyebileceğimizi tabiatımızın, özümüzün farkına vararak iç yazılımımızı açığa çıkarmanın, onu evren kitabıyla birlikte okuyup anlamanın vakti gelmedi mi hâlâ?

Ya Selâm!

06.05.2023

https://www.istiklal.com.tr/kose-yazisi/siyahlarla-doluyum-usta/758451

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir