BİR KALBİN VAR UNUTMA


KİŞİ KALBİNİ nasıl unutur diye itiraz etmeyin. Düşünün lütfen. En çok kalbimizi unutmaktayız.

Bir kalbimiz olduğunu unutmaktayız.

Daha doğrusu başkalarının da bizim gibi bir kalbi olduğunu unutuyoruz. Yalın kılıç bodoslama dalışlarımızın sebebi biraz da bu değil mi?

Kızgınlık gösterdiğimiz kişinin de bizim gibi kırılabilen, incinebilen bir kalbi olduğunu unutmuyor muyuz? Yapmıyor muyuz bunu?

Başkasının kalbi olduğunu unutan kendi kalbini de unutmuş sayılmaz mı? Kalpler bezer şeylerle sevinir, aynı şeylerle kedere gark olmazlar mı? Bir kalbim var diyen kişilerin hakkı bir kalbin var diyebilmek değil midir?

Öyledir elbet, öyledir. Ancak diyemiyoruz.

Ramazan işte bunu hatırlatıyor biraz da bize. Bir kalbin var. Unutma onu. Sev, besle. İhtimam göster. Harla ateşini. Geliştir sevme potansiyelini.

Bunu ancak başkalarının da aynı senin gibi bir kalbi olduğunu unutmadığın zaman başarabilirsin.

Kalbini sevebilmen için başka kalpleri de sevmelisin.

Kalbinin incinmemesi için başka kalpleri incitmeyen bir kalbin olmalı.

Unutma, kırdığın kalp başkasının değil kendi kalbindir. Attığın taş da sanadır, gül de.

07.05.2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir