BAZI hususlar çok sonra anlaşılıyor. Söylenilen vakitte meseleye vakıf olmak mı daha iyi yoksa sonra idrak etmek mi karar veremiyorum. Belki de zamanla bir hazım oluşuyor ve her şey yerli yerine oturuyor.
Bağ dönüşüydü. Tozlu toprak yolda sohbeti koyulaştırmış anlatıyordu dedem. Aralarda türküler vardı elbette. Merak edersiniz diye belirttim. Ama esası o değil hadisenin. O gün dedem daha farklıydı. Yalnız oluşumuzdan mı ya da bilmediğim başka bir sebepten mi kestiremedim ama aralarda durum “Sen benim icmalimsin” demişti.
Anlayamadım tabi ki meramını. Üzerinde durmadım, soru da sormadım. Bugün bir arkadaşımla ofiste sohbet ederken muhasebeci olduğu için “Günün icmali” deyiverdi. Birden duygu hafızam aktif oldu ve sabahtan beri etkisi altınayım.
“Ben senin özünüm, sen benim özetimsin, icmalimsin” sözü yankılanıyor gönlümün kulağında. Bir yandan mutluluk verici kahramanın olan birisinin özeti olmak diğer taraftan da sorumluluk yüklüyor.
Aslında hepimiz nelerin toplamıyız kim bilir?
Hangi günahların özeti hangi sevapların icmaliyiz?
Hangi kırılmaların, yılgınlıkların veya hangi kırmışlıkların, örselemelerin toplamıyız?
Ruhumuzda sevdanın izleri mi var, kaçışların, pişmanlıkların mı?
Nedir hayattan hülasamız? Muhtasarımızda nelerin izdüşümleri var? Hayrın, güzelliklerin mi, şerrin, çirkinliklerin mi?
Günün sorusu? Nelerin özü ve özetiyiz?
02.02.2019