SES VE KELİMELER


GÖLGESİNDE yaşıyordum, hâlen de öyleyim. Bundan mutluydum ve yine öyleyim. O nereye giderse ben de oraya doğru seğirtirdim. Bu böyle devam edip gitti.

Onun ses ve kelimeleri beni diriltiyordu sanki. Sesinde başka bir mânâ, kelimelerinde farklı bir kavrayıcılık sezilirdi. Bir ikramdı bu elbette. Aynı söz ve kelimeleri başkalarından işittiğimizde en küçük bir titreşime sebep olmazken ondan dinlediğimde sesime ses katar, kelimelerimi çoğaltırdı.

Sadece bana mıydı bu? Hayır. Herkese etki ediyordu. Sordum bir gün sebebini “Kereme uğramışlık” diye cevap verdi üzerine almadı.

Onun ses ve kelimelerini üstüme yorganı örter gibi örterdim. Nur olurdu bana. Isınırdım. Üşütmezdi onlar beni. O güne kadar hiç hissetmediğim bir şefkatti bu.

Bir gün ses vermemi istediler mikrofondan. Ürktüm. Geri çekildim. Destursuz olmazdı zaten. Sordum hayır demesini bekleyerek. Beklediğim cevap gelmedi. Yap dedi. Yaparsan en güzelini yaparsın. Sesin ve kelimelerin bereketlensin.

Arkadaşım bunları anlattı ve o gün bugündür ustamın sesini içime alarak ses veriyorum. Beni bilenlerin sen bu kelimeleri ne zaman nereden öğrendin, suskun bir âdemdin demelerini aktardı.

Bir güzelin sesinin sesin olması, kelimelerinin kelimelerin olması ne güzel dedim.

Sesin hep çağıldasın sînelerde, kelimelerin uçuşsun daima bereketle.

05.03.2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir