BİR RÜYA GÖRDÜM

NİCEDİR gözleri uyku ile barışık değildi. Firar etmişti, kovalasa da yetişip yakalayamıyordu.

Aylar, yıllar bu şekildi ardı sıra devrilip gitmişti.

Saçlar beyaza boyanmaya yüz tutmuştu. İlkin şakaklarından kendini gösterin bu kar tanesi gibi saçlar zamanla fırtına dönüşme eğilimine girmişti. “Boyatsam iyi olacak” diye düşündüyse de bir türlü karar veremedi. Boyatsa hangi renge boyatacaktı. O renk tenine uygun düşecek miydi? Görenler ona nasıl yaklaşacak, neler diyecekti? Aklına buna benzer onlarca soru sıraya girdikçe bu fikrinden vazgeçip erteliyordu.

O gün dere tepe dolaşmış, kendiyle esaslı konuşmalar yapmıştı. Ayakları kendisini taşımaktan vazgeçmek üzere olduğunu fark ettiğinde dere kenarında sırtını söğüt ağacına dayayıp biraz daha düşünmek istedi. “O da ne” diye söylenmeye başladı belli belirsiz. İlk defa göz kapaklarına sanki koca kayalar konulmuşçasına kapanıyor ne kadar mücadele etse de kapanmalarına mani olamıyordu. “Geceleri bile senelerdir uyuyamayan ben gündüz vakti mi uyuyacağım” diyor hayretler ediyordu.

Şırıl şırıl akan derenin suyunun oluşturduğu gevşeme ve rahatlama da haline eklenince daha fazla direnemedi ve bulunduğu yerde uykuya daldı.

Böyle ne kadar süre geçtiğini kolunda bir saati olmadığından bilemedi ama gece yarısının geçmiş olduğundan da şüphe etmedi. Düşe kalka eve ulaştı. Eve girip anne babasını uyandırmamak için müstakil köy odasında yatan dedesinin yanına gitmeyi yeğledi. Sessiz olmaya itina ederek içeri süzülmüş olmasına rağmen dedesinin sesiyle karşılandı.

“Ben bir rüya gördüm dede” dediğinde aldığı cevap şaşkınlık barındırıyordu. “Uyumadan nasıl rüya görülür evlat?”

Anlattı olanı biteni bir bir…

“Gece mavisi gözlerim kapandığında gördüm” dedi. Devam etti, “Simsiyah üzüm gibi saçlarım vardı. Rüzgâra bıraktı kendini. Dalgalandı, dalgalandı. Yüreğim bulutlara kadar yükseldi. Yukarıdan dalgalanan ve geceye renk katan saçlarımı gördüm tel tel. Oysa ben onlara hiç özen göstermezdim. Yüreğim o saçlara takıldı kaldı dede.”

Dede onu hiç kesmeden dinlemişti. Mutluydu. “Yorumun nedir rüyana?” diye sordu.

“Sende kendimi gördüm dede” diyerek cevapladı.

İkisi de sabaha kadar uyumadılar.

05.02.2020

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir