UĞUR CANBOLAT
HASTALIKLAR için geçerlidir sanılmasın sadece.
Elbette onu da kapsar bu telkin ancak sırf burasıyla sınırlı kaldığında hayatımızın diğer alanları yetim kalmaz mı?
Kenara itilmiş olmaz mı?
Garip bırakılmış anlamına gelmez mi?
Kesinlikle evet, öyle olur.
Yapmamız gereken husus bu cümleyi tüm inanç ve azmimizle yaşamımızın bizi olumsuz etkileyen tüm alanlarına taşımamızdır.
…
BABAM çok despottu.
Ezildim, horlandım, yıprandım.
Hiç adam yerine konulmadım, sözüm dinlenilmedi. İtibar görmedim.
Böyle gördüm bu şekilde deneyimledim.
Çocukluğum bu tahakküm altında geçti.
Bende bu nedenle ondan öğrendiklerimi uyguladım çocuklarıma. Kabahat bende mi?
Evet, kabahat sende.
Çünkü, iyileşme sorumluluğunu almadın.
…
ANNEM çok baskıcıydı.
Sürekli kontrol altında tutardı. Onun istek ve emirleri dışında kendi arzumuza yönelik en küçük bir şeyi bile yapamazdık.
İşgal ederdi annem bizi.
Ve o işgalden kurtulamadığım için evlatlarıma karşı bende işgalci oldum.
Ne yapayım görüp öğrendiğim bunlardı, suç bende mi?
Evet, suç sende.
Çünkü, iyileşme sorumluluğunu almadın.
…
MUHİTİM berbattı.
Arkadaşlarım kural tanımazdı. Her türlü yanlışa bulaşmışlardı ve beni de bunlara ortak ettiler.
Sokakların hâkimi olduk.
İstediğimizi dövdük, dilediğimize sözdük.
Çetecilik oynadık, insanları korkutmayı sevdik. Bunu zorunlu bir saygı tahsilatı gibi gördük.
Bu saatten sonra değişemem ki.
Çıkmak istesem bile bu çemberden kurtulamam ki.
Suç bende mi şimdi?
Evet, suç sende.
Çünkü, iyileşme sorumluluğunu almadın.
…
ATEİST olmuşsam kabahat bende mi?
Tüm kuzenlerim ve akranlarım aynı akıma kapıldılar. Bunu besleyen çevrelerle temasa geçtiler.
Bunların forumlarına girdiler.
Bende bunları yaptım.
Başka bir şey söyleyen, benimle ilgilenen, düzgün anlatan kimse olmadı.
Günah bende mi şimdi?
Evet, günah sende.
Çünkü, iyileşme sorumluluğunu almadın.
…
DEİST olanlar ailesinin sorduğu soruları cevaplamadıklarını söylüyorlar.
Cevaplayanlar bile tatmin edici, akla mantığa uygun, kabul edilebilir şeyler söylemediler ve her defasında sorulardan dolayı kınadılar, korkutmaya çalıştılar.
Kimi aileler ise din adına dine tamamen zıt olan öğretileri sundular çocuklarına.
Akılla inanç olmaz, aklını bırak dediler.
Kopkoyu bir taassuba çağırdılar. İstediklerini elde edemeyince dışladılar çocuklarını.
Hurafelere aklı ve gönlü yatmadığı için Kur’an-ı Kerim’den çözüm arama çabalarını da “Sen Kur’an’ı anlayamazsın, sapıtırsın” diye engel oldular.
Bu tür engellemelere teslim olanlar savruldular.
Çünkü, iyileşme sorumluluğunu almaya cesaret edemediler. Teslim oldular.
…
SAĞLIK konusunda aldığımız iyileşme sorumluluğunu dini konularda, kültür mevzularında, sosyal meselelerde, geleneğe dair marufa uymayan yanlış konularda alamamışsak, almamışsak kabahati başkasına yıkamayız.
Mazeretlere sığınıp avunamayız.
Evet, kabahat bizde, hepimizde.
Çünkü, iyileşme sorumluluğunu almadık, alamadık.
Yapılacak iş bellidir, iyileşme sorumluluğunu almalıyız. Biz istemedikçe kimse bizi iyileştiremez.
Ya Selâm!
23.04.2025