“BİLESİN bunu, kuşlar çerçeveye sığmazlar. Onlar göğün kanat çırpan özgür süsleridir” demişti söze başlarken. Günlerdir çevirip duruyorum içimde bu sözü.
“Kuşlar çerçeveye sığmazlar.”
Biz ne yapıyoruz? Onları sınırlamaya, dondurmaya, çizdiğimiz çerçeveye hapsetmeye çabalıyoruz.
Yanlış bu, çok yanlış.
Biz çerçeveye sığıyor muyuz? Bizim için biçilen sınırların sınırlamalarına rıza gösteriyor muyuz? Bunu ruhumuz kabul eder mi hiç?
Kuşlar semada uçmalılar. Kafese, çerçeveye alınmamalı.
Duygularımız da bizim kuşlarımızdır. Onlar gönül göğünün en güzel renkleri, süsleridirler. Prangaya rıza göstermezler. Çerçeveye girmezler. Sınırların sınırlamalarına karşı çıkarlar.
Onları özgür bırakmalıyız. Meşru dairede kaldıkları sürece ne yana isterlerse uçabilmeliler. İstediği ağaca konuk kalkabilmeli, dilediği uçuş manevralarını serbestçe yapabilmelidirler.
Onlar özgür olursa biz özgün oluruz.
Onların getirdiği yeni his ve bilgilerle donanır kendi uçuşlarımızı da kolaylaştırmış oluruz.
Ne dersiniz?
Kuşlar çerçeveye sığar mı?
05.12.2019