Masallar Kapı Kilidine Takılan Anahtarlardır

Kişinin kendisini tanıyabilmesi için yararlanabileceği materyallerden birisi masallardır.

Öteden beri toplumuzu inşa eden bu masallardan yararlanabildiğimiz gibi artık küçülen dünyada yeni ve başka imkânlara da ulaşmamız kolaylaşmıştır. Bu sebeple elimizin altında olan başka metinlerde artık kapımızı çalmaktadır.

Masal anlatıcıları bilindiği gibi kültürümüzde önemli bir yer tutmaktadır. Bu kervana giderek başka meslek alanlarından uzmanların katıldığı ve kitap tahlilleri yaptığı, eğitimler gerçekleştirdiğini görmekteyiz.

Bugün siz İstiklal Gazetesi okuyucuları için bu alanda eğitimler veren Uzman Psikolog, Psikoterapist ve Eğitimci Serap Buharalı ile konuştuk.

Keyifli okumalar.

UĞUR CANBOLAT

___

 Masallar kişinin kendisiyle nasıl bir iletişim kurmasını sağlıyor? İnsan kendisiyle iletişimi ne zaman koparır?

-Masallar zaten iletişimde olduğumuz kendilik parçalarımızla, dinlediğimiz masallardaki karakterleri yoğurarak bir bütün olarak kendimizle iletişimde kalmamızın devamlılığını sağlar aslında. Biraz da rüya alemine benzer, masal aleminde de rüyalarda gördüğümüz kişiler gibi bizim birer parçamızdır. Rüyalarda da durum pek farklı değildir, rüya içindeki insanlar, hayvanlar ya da korkunç yaratıklarla birlikte kişi kendisi yaratır. Rüyalar, kişinin farkında olmadığı bilinç dışıyla iletişimi sürdürürken, masallar kişinin benliğiyle, farkında olduğu dünyasıyla iletişimi sürdürmekte birer araçtır. Dediğim gibi asıl soru nerede bıraktığımız kendimizle olan iletişimi. Oradan tutmak dileğiyle…

Küçüklere masallar, büyüklere masallar ayrımı var mı veya bunu doğru buluyor musunuz?

-Evet, var. Ve olmalı. Fakat bu ayrıma ihtiyaç duyan çocuklar değil bizleriz. Ham bilgiyi artık o kadar da kolay bünyemize alamıyoruz. Kelimeleri ağır ağır ısırıp koparmamız gerekebiliyor. Doğru olan hangisi, çocukların yaptığı mı, bizim yaptığımız mı? Aslında burada doğruyu yanlışı ekleyen de yine bizleriz her yere eklediğimiz gibi.

Örneklendirebilir misiniz?

-Tabi. Çok güzel bir örnek mesela. Çocukların doğrularını yanlışlarını da biz yükleriz. Onlara koşulu biz öğretiriz. Oysa çocuk masallarında dil oldukça hafiftir fakat bazen zamanı olan yetişkinleri bile üzerinde düşünmeye iter.

Nasıl?

-Masallar için şunu söyleyebilirim; orada koşullu bir dünya yoktur. Mutlu masallarda kötüleri öldürürüz ya da pişman ederiz. Her zaman iyi-kötü kavramımız elbette vardır. Bu koşulun dışında bir de ölüme mahkûm ya da değişmeye mahkûm kalırlar hikayenin sonunda… Böyle mecburiyetmiş gibi bahsederken yine zihnimizde kötü tarafa sığdırdık belki de fakat bu biraz da insanın değişebilme arzusundan gelir.

İnsan hangi ortamda değişir peki?

-İnsan mutlu olmadığı yerlerde değişebilir ya da sembolik olarak o parçasını öldürebilir belki de….

Masal çocukluğumuzda genellikle uyumak amaçlı anlatılırdı. Masal uyandırır mı, uyutur mu?

-Masal uykusu olana uyku, uykuya doymuş olana uyanıklık sağlar. Masal herkese ihtiyacı olanı verir…

Yetişkinlerin masal dinlemeye ihtiyacı var mı?

-Yetişkinlerin artık kendilerini dinlemeye ihtiyaçları var, bedenindeki sızıları dinlemeye. Ayak tabanlarınıza odaklanmaya. El ve ayaklarınızdaki soğukluklara, bağırsaklarınızdaki değişimlere veya omurganızdaki titremeye. Bedenimizin bize anlatmak istediklerine uzaksak, masallar dinlemeye elbette ihtiyacımız var. Çünkü masal yalnızca insanın kendi yolculuğunda birer araçtır.

Masalların iyileştirici gücü hakkında görüşünüz nedir?

-Size bir bilgilendirme yaparak anlatmak isterim, biz çocuklarla oyun terapisi yöntemi ile çalışırken çocuğa oyun odasında koşulsuz kabulü ve beraberinde güveni hissettirmeyi amaçlarız. Bunu neden yaparız biliyor musunuz? Çünkü çok etkileyici bir şey vardır. Yaradan’ın bizim içimize mücevher gibi sakladığı “İyileşme arzusu”. Hani az önceki soruda size “En son kendinizle iletişim kurmayı nerede bıraktınız?” dedim ya işte orada bahsetmek istediğimi burada biraz daha detaylandırayım.

Tabii, buyurun.

-İnsan yenilenebilen bir canlıdır, kendini tamir edebilen.

Travmadan bahsediyorsunuz gibisiniz sanki…

-Evet. Travma dediğimiz de budur aslında. Olaylarla baş edebilmek için kullandığımız birincil kaynak. Geliştirdiğimiz yara bandı. Koşulsuz kabul ve güven hissettiğimizde bedenimiz kendini tıpkı tamir eder, check-up yapar. Masallar bizi işte böyle iyileştirir.

Masallar kişinin yetenek veya eksiklerini görmesinde bir aracı görevi üstelenebilir mi?

-Kesinlikle öyle. Masallar başlı başına birer araçtır. Kendilik parçalarıyla barışan biri için yetenek ve eksiklerini görmemesi kaçınılmazdır.

Masal ile farkındalık kazanmak ne kadar mümkün o zaman?

-Bir yetişkin için masal bittikten sonra, üstüne düşünebildiği kadar farkındalık katar insana… Çünkü yoğurmak gerekir onu. Kendine katabilmek gerekir ağır ağır. Çocuklar dinlerler ve direkt öğrenebilirler.

Masal insanın doğuştan gelen güçlerini tanıması veya kabulü gibi görülebilir mi?

-Evet. İnsanın kendini kabulü olarak görülebilir. İnsan kendini kabul ettiği noktada iyileşme başladığı gibi bunun dışında güçlerini de tanır ve kabul de eder.

Anlatımınızdan sanki insan farklı parçalardan oluşuyor gibi, öyle mi?

– Doğru. İnsanın birçok parçası vardır. Bir masa düşünelim, birçok parçamızla o masaya oturduğumuzu. Masallar tüm parçalarımızla aynı masaya oturmaktır.

Masal insanın yüksek bilince ulaşabilmesi için psikolojisinde ne gibi yolaklar oluşur?

-Yetişkinler zor zamanlarda duygularına, hislerine olan şalterleri kapatır ve kendinden sessizce, zamanla uzaklaşır. Bilinç ve yüksek bilinci engelleyen en büyük duvar savunma mekanizmasıdır.

Masallar buraya mı yöneliyor o zaman?

-Elbette. Masallar yüksek bilince anlatılır direkt. Savunma mekanizmalarından gizli yüksek bilincinize fısıldar. “Korkma, aç şalterleri. Bak açan kişiler hikâyenin sonunda mutlu son yaşıyor” der.

Peki, masal kişiyi hangi nitelikleri sebebiyle etkiler?

-Masal kişinin gelişim dönemlerini besler.

Sıralayabilir misiniz neler olduğunu?

-Memnuniyetle. İşlem Öncesi Dönem (2-7 Yaş): Bu dönem kendi içerisinde Sembolik Dönem (2-4 Yaş) ve Sezgisel Dönem (4-7 Yaş) olmak üzere ikiye ayrılır. Somut İşlemler Dönemi (7-11 Yaş) Soyut İşlemler Dönemi (12 yaş ve üstü) olarak 5’e ayrılır. Masal bu süreçlerin hepsini somut ve soyut olarak etkiler. Yani kişinin birçok özelliğini somut ve soyut olarak besler.

Bizim için biraz daha açabilir misiniz?

-Tabi. Soyut işlevler; düşünce ve varsayımlar üzerine düşünebilme güdülerinin artışa geçtiği bir dönemdir. Somut işlevler; bu dönemde bireyin ayırt etme, değişkenleri belirleme ve kontrol etme, hayal kurma, soyut kavramları algılayabilme gibi becerileri gelişir. Genelleme, tümdengelim, tümevarım gibi zihinsel işlemlerle beslenebilir.

Masallarda yanlış pedagojik ögeler varsa ne yapmalı?

-Pedagog onaylı kitaplar tercih edilebilir çocuklar için veya çocuğun yaş aralığı için kelime değiştirilebilir. Çocukta karşılığı olmayan kelimeler, çocukta endişeye ve kaygıya neden olabilir.

“Kurtlarla Koşan Kadınlar” kitabını analiz eden bir eğitiminiz var. Bu ihtiyacı neden duydunuz?

-Şöyle anlatayım. Savunma mekanizmalarımızdan bahsetmiştim. Zor zamanlarımızda kendimizi kapatıp Nazım Hikmet’in de dediği gibi denizin dibinde yosunlara takılmış, nefessiz hissedebiliyoruz. Gökyüzüne bakmayı unutmamak gerekiyor. Masal bize olduğumuz yerden gökyüzüne bakma imkânı sağlıyor. Bize yavaş yavaş bir yol haritası verir. Yol haritasında somut veya soyut düzeylerde metaforlar ve semboller vardır. Yol haritası bizi denizin dibindeki veya bir gece vakti karanlık bir ormana götürür. Hayatımızda olan kişilerle olan ilişkilerimizle yüzleştirir. İçimizdeki İyi, kötü; kurt, kuzu. Prens prenses, kral, hizmetkar, kahraman, kurtarıcı, kurban. O parçalarla iletişim kurmaya başlatır. Bu parçalarla aynı masaya oturup bir anlaşma imzalamaya bir davettir aslında.

Bu kitap kadın masallarından mı oluşuyor?

-Evet, yetişkin kadın masallarından fakat asla kadınlar ile sınırlı kalmıyor. Sembolik ve metaforik anlamda kapsamlı bir kitap.

Katılımcılar tam olarak ne amaçla katılıyor veya katılmalılar?

-Kendisiyle ve parçalarıyla aynı masaya oturmak isteyen herkes. Kendisini kabul edip parçalarıyla sohbet etmek için davetliler. Fakat şöyle de bir şey söyleyebiliriz, sohbet etmeden de kabul edemeyeceğimiz parçalar var. Parçalarımızın bize masallar yoluyla bağdaşım kurup söyleyecekleri var…

Masalın vermek istediğine her dinleyici veya okuyan ulaşıyor mu?

-Hayır, herkes her parçasıyla tanışmak için hazır olmayabilir. Bu çok iddialı. Parçalarımızla masaya oturmak o kadar da kolay değil elbette… Bu yüzden masallar kapı kilidine takılan anahtarlar gibidir. Bazı masallar amacına zamanı geldiğinde o anahtar döndüğünde ulaşır. Masalın vermek istediği yoktur, kişinin almaya ihtiyaç duyduğu anahtarlar vardır.

Kişinin içinde barındırdığı ego, aşırı beğeni gibi narsist duygularıyla yüzleşmesini sağlayabiliyor mu? -Elbette, sizin de bahsettiğiniz gibi; kişinin barındırdığı… Kişinin barındırdığı her şey kişiye dahildir. Ve bu tür duyguların da kişiye söyleyecekleri varsa o masaya oturduktan sonra söyleyecekleri vardır elbette.

Masal seansları yapılabilir mi?

-Sanat atölyeleri düzenlenmekte, bu tür terapi yöntemleri bulunmakta elbette. “Kurtlarla Koşan Kadınlar” kitabında da bu yöntemlerden yararlanıyoruz. Daha çok grup ile beraber çalışılıyor. “Terapotik (iyileştirici)” hikayeler bulunuyor. Kişinin ruh dünyasına dahil olmanın bir yöntemi olarak kullandığımız bu yöntemin işlenişine örnek verecek olursak; kişi masalı yarıda kesme, çocuğun masalı tamamlaması, birlikte masal oluşturma, çizimlerle masal oluşturma, terapötik duygu kartlarından yararlanma ve rol yapma gibi masal terapisi teknikleri uygulanabilir. Hepsi zihnin işlevlerini harekete geçirmek ve kişiye zarar vermeden kulağına günlük hayatını ve ilişkilerinde işlenişi değiştirebileceği soru işaretleri fısıldamak ve cevapları bulma yolculuğunda tıpkı ormandan yol haritalarıyla çıkmak gibi eşlik etmektir.


SERAP BUHARALI KİMDİR?

Marmara Üniversitesi Okul Öncesi Eğitim Öğretmenliği ve İstanbul Kültür Üniversitesi Psikoloji Bölümlerinde lisans eğitimlerini aldı. Aile Danışmanlığı eğitimini ise Süleyman Demirel Üniversitesi’nde tamamladı.

“Oyun terapisinin çocuklarda duygusal farkındalık ve sosyal uyuma etkisi”ni incelediği teziyle Arel Üniversitesi Uygulamalı Psikoloji Bölümünde yüksek lisans eğitimini tamamladı. Eş zamanlı olarak yedi yıla yakın süren kişisel analiz sürecine devam etti. Tez çalışmalarını İstanbul Ticaret Üniversitesi’nden Prof. Dr. Oya Güngörmüş Özkardeş danışmanlığında yürüttü. Geçerlilik ve güvenilirlik testlerini Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Feyza Çapan’ın yaptığı uygulamaları kullandı.

Türkiye’de düzenlenen, sertifikalı Çocuk Merkezli Oyun Terapisi eğitimine katılarak ve tüm süreçlerini tamamlayarak Uluslararası APT (Association of Play Therapy) onaylı oyun terapisti unvanını aldı.

“İyi Anne Baba Olma Kılavuzu” ve “Çocuk Yetiştirmede Oyun Mucizesi” adında iki kitabı bulunmaktadır.

2013 yılından bu yana kurucusu da olduğu Bistanbul Piskioloji’de çocuk, ergen, yetişkinler üzerinde çalışmakta ve ailelere danışmanlık vermektedir.

 10.01.2024

https://www.istiklal.com.tr/haber/masallar-kapi-kilidine-takilan-anahtarlardir/818200

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir