ASLINDA beklenti içinde olan biri değildi. O kadar ki kendisine yapılan her şey onu şaşırtırdı. Küçücük bir söz bile olsa.
Onun bu hâlini bilmeyenler bu olgunluğa nasıl eriştiğini merak ederlerdi.
Yıllar öncesiymiş.
Gönlü sevda ateşine düşmüş.
Sevmiş.
Sevilmiş mi ya da ne kadar sevilmiş bunu bilen yoktu.
Gönlünde çiçek açan kişiye karşı her zaman iltifatkâr olmuş. Bu memnuniyet uyandırması gerekirken tam tersi sonuç vermiş.
“Boyuma, posuma, giyimime, görünüşüme önem vermen bana yetmiyor” demiş. Hatta “Talebim bu değil” ilavesinde bulunmuş.
“Ben ruhuma, gönlüme, özüme, duygularıma, inançlarıma ihtimam istiyorum” demiş.
İşte o gün bir donum noktası olmuş.
Ne yanlış noktalara iltifatkâr vurgular yapmış ne de kendisi için insanlardan bir beklentiye girmiş.
Sadelik içinde yaşayıp gitmiş.
Konuyu izah ederken bazı tespitlerde bulundu ki, ben de bunları kulağa küpe belledim.
İnsanın vazgeçilmez noktaları var, bunlara özen göstermek gerekiyor.
Kişinin dokunulmaz hassasiyetleri var, bunlara da dikkatli yaklaşılması gerekiyor.
İhtimam önemli…
Özen, ilgi, itina, dikkat, önem her zaman mühim ama bazı alanlarda daha da vazgeçilmez olmalı.
“Ne isterim senden?” sualinin cevabı ihtimam…
Sadece ihtimam.
16.10.2020