ÇOĞU defa hepimizin söylediği umutsuz bir cümledir ama doğru değildir.
Hepimiz ne yapacağımızı bal gibi biliriz. Zira doğruluk ruhumuzda kayıtlıdır. Buna siz fıtrat da diyebilirsiniz.
Dünyanın en kötü, en sefil insanı bile esasında neyin kötü neyin iyi olduğunu bilir. Ne yapacağını bilir yani.
İyilik evrenseldir. Doğruluk, dürüstlük, yardımseverlik, adil olmak gerektiği gibi meseleler insandan insana değişmez. Sadece bazılarımız kendimizi kandırmayı yeğleriz ve sığındığımız cümleler kurmaya çalışırız.
O cümlelerin kurtarıcı olmadığını, vicdanımızın bunları onaylamadığını da yine bal gibi biliriz.
Kısacası; kendimiz kendimize münafıklık yaparız.
Ve bunu kimileri ömrü boyunca sürdürür.
Yanlış yapınca özür dilenmesi gerektiğini herkes bilir ama bazıları tercih etmez.
Her günahın tövbe icap ettirdiğini her fıtrat kabul eder ama pek çoğu bunu ya yapmaz ya da erteler.
Hırsızlar hırsızlığın ne kadar adi olduğunu başkalarından daha iyi bilir ama yine de devam eder.
Yalan söyleyenler bunun yıkıcılığına daima başkalarından daha fazla tanık olmuşlardır.
Ne yapması gerektiğini bilir yani.
Kendine hile yapan kişiden daha büyük hilebaz yoktur aslında.
Ve ne yazık ki, bundan ırak olanlarımız pek azınlıktadır.
Ne yapmamız lazım geldiğini herkesten daha kuvvetli bildiğimiz halde kendimize olan münafıklığımız sürdüğünden bunu yapmıyoruzdur.
Biraz düşününce kaçıp saklanacak yerimiz var mı, yok!
Biliriz ne yapacağımızı.
29.02.2020