ALDANMAMAK gerekir. Alkışın besleyici olduğuna inananlardan değilim ben demiş ve şöyle devam etmişti. Öldürecekleri kişiyi alkışlarlar.
Çünkü sıradan biriyle kim uğraşmak ister. Bu nedenle sonradan düşmanlaştırıp canına kast edecekleri kişileri büyütürler. Yükseltirler. Herkesin gözünde önemli birisi olmasını sağlarlar, değerli olmasa bile.
Taş atmanın yolları alkış taşlarıyla döşenir.
Bu böyledir deyip sustu.
Bunları anlatan mühim bir kitap okumuştum. “Önce Alkışladılar, Sonra Öldürdüler” kitabı ilk okuduklarımdandı. Etkisi çok oldu üzerimdi.
Şimdi işte ustam da aynı şeyleri söylüyordu.
Överler, beğenilerini cömertçe sunarlar, başını arşa değecek kadar seni yukarı kaldırıp havalandırırlar sonra da bırakıverirler.
Tarih en çok buna şehadet eder.
Bakın çevrenize. Göreceksiniz. Size böyle yaklaşıp aynı sonla neticelenen nice hatıralar gelecektir zihninize. Dilerseniz kendi üzerimizden de bir okuma yapabiliriz. Kendimiz de bu günahtan ari değiliz. Biraz dikkat görmek için yetecektir.
Önce sizi mutlu ederler, bunu gözlerler, gizli mutluluk duyarlar. Sonra da kırılıp parçalanmanızdan daha büyük ve çıldırtıcı bir haz alırlar.
Bizim nefsimiz de yapar bunu. İtiraz etmeyin. Zira nefsin cevheri aynıdır. Ona yaptıran sana da yaptırıyor.
İşte bu sebeple ilk taşı bir masumun atması istenmiştir.
Sizi bilmem ama ben ustama katılıyorum. Önce alkışlar sonra öldürürler.
26.11.2018