SEN BENİM ANZER BALIMSIN

ARANAN olun, bu önemli. Kaçılan, kaçınılan olmayın.

Bulunmadığınız bir ortamda eksikliğiniz hissedilsin. Sağa sola bakılsın ve nerede bu denilsin.

Burada bir noksanlık var denilsin.

Tamamlayan, tamlayan olun. Bölen olmayan. Parçalayan, dağıtan, çevresini kaçıştıran olmayan.

Bu nasıl olur derseniz anlatayım diyerek devam etti. Başını engin rüzgârlara vermiş gibiydi. İçi kabarmıştı belli ki. Sözden imciler çıkarıp dağıtıyor gibiydi gönlünden.

Kulak kesildim.

Anzer balı olun dedi. Sıradan bal olmaya talip olmayın. Sahtesini, katkılısını düşünmeyin bile.

Olacaksanız anzer balı olun.

O zaman aranan, istenen, bulunan ve kendisinden şifalanılan olursunuz.

Şifa olun. Önce kendinize… İçinizde onarmadığınız bir şey kalmasın. Hastalıklar şifa bulsun. Yabanlıklar erisin, gitsin. Gitsin ki, başkalarına ilaç olabilesiniz.

Özel olun. Nadide olun. Ender olun. Yekta olun.

Ama doğallığınızdan, sadeliğinizden kayıplar olmasın. Kibir esir etmesin sizi. İçinizdeki aşk cevherini her daim koruyun ve parlatın. Sahici dostluklar insanın içindeki yabancı maddeleri kovar, temizler.

Sağlıklı sevgiler anzer balı gibi hayata olan bağışıklığımızı güçlendirir. Özgürleştirir. Hayatımızın manevi damarlarını, temizler, kirlilikten arındırır, geliştirir, bilincimizi yükseltir.

Sevgilerinizi hakikatli yapar.

Nadidelerin hakkı nadidelerdir. Ender olanların karşılığı onlar gibi olanlardır.

Biricik olanların sevdikleri de onların gönüllerinin biricikleridir, yektalarıdır.

İncitilmeyen incilerdir. Birbirinizin anzer balı olun.

Olurum dedim, olurum.

Kulağımı gönlüne tuttuğum, kulağını gönlüme tutana sessizce şöyle dedim:

Sen benim anzer balımsın!

Duydu mu ola!

15.12.2018

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir