SEN biliyorsun aslında benim ne kadar sana müştak olduğu mu?
Bilmiyormuş gibi yapıyorsun dedi.
Tersinden motivasyon diyorlar galiba buna diye de ilave etti.
Aslında; ben tembel değilim.
Aslında; ben umarsız değilim.
Aslında; ben seninle ilgili hususları kulak arkası yapan biri değilim.
Aslında; ben seni umursamayan biri değilim.
Aslında; ben seni yok sayan biri de değilim.
Cümleler bu minval uzayıp gitti. Bende dalıp gitmişim. Dünyama avdet ettiğimde onlar hâlâ sözü birbirine eklemeye devam ediyorlardı.
Neden olumsuzluk çağrıştıran cümlelerle iyi şeyler söylemeye çalışıyor diye düşünmedim diyemem.
Düşündüm.
Anlamaya çalıştım.
Yine de hak verdim diyemem. Sadece herkesin kendine göre bir retoriği vardır. Bir konuşma tarzı, alışık olduğu bir söz saçma tavrı vardır diyebildim.
Hemen ardından sen olsan bu cümleyi o halde nasıl kurardın diye sordum kendime? Mademki, beğenmedin. Sen söyle de beğenelim beyim dedim.
Şimdi kendi sorumun altında kalıp ezilmek olmaz. Söylemeliyim.
Şöyle derdim en kestirme yoldan.
Aslında; sen benim aslımsın.
Ben ise senin istediğin zamanlar da ayrıntılarını açabileceğin faslın.
Bir asıl olmalı bir de onun faslı.
Kısanın kısası şu: Aslında; aslına fasılım, aslıma fasılsın.
17.04.2018