KÖTÜ durumdaydı. Sessizleşmişti. Avare dolaşıp duruyordu.
Karşılaştığımızda sordum “Nasılsın?”
“Bilişsel çelişki içindeyim” dedi.
Hangimiz değil ki… Çoğumuz bu durumdayız.
Değerlerimiz, inançlarımız ve kültürlerimize muhalif nice durumlarla karşılaşıyoruz. İlk anda tepki göstermiş bile olsak zamanla bir alışma hatta kabul etme noktasına geliyoruz. Bu defa içimizde çarpışmalar başlıyor.
İnandıklarımızla eylemlerimiz farklılaşıyor ve bu açı zamanla genişledikçe genişliyor.
Konuştuğu başka iş tutma şekli daha başka…
Yalanın yalan olduğuna inanıyor ama getirisi sebebiyle bunu işlemeyi sürdürüyor.
Günahın günah olduğunu kabul ediyor ancak hazza yenik düşüp devam ediyor.
Doğruluğa, sadakate sonuna kadar inanıyor ama dürüst ve âdil olmak bedel istediğinden ödememek için yan yatıyor.
Dostluğun arkadaşlığın dünyadaki en mühim değer olduğunu savunuyor ama menfaati söz konusu olduğunda hepsini birden unutabiliyor.
Kendimizle yüzleşme cesareti göstermediğimiz sürece o arkadaşımın itirafı gibi “Bilişsel çelişki” içinde yaşayıp gideceğiz.
Sonunda pişman olacağımızı bile bile üstelik.
17.04.2020