KEDER zamanı uzun, saadet vakti kısadır. Öyle gelir insana.
Eteğine tutunup sinesine sığındıklarınızın yanında geçirdiğiniz mutluluk anlarınız ne kadar uzun olursa olsun bir çırpıda geçmiş gibidir. Anlayamazsınız nasıl aktığını, bir bakmışsınız ki bitivermiş.
Duygularımız zamanımızın akışını değiştirir sanki. Başka türlü hissedilir.
Yanında bulunmaktan hazzetmediğiniz birinin yanında bir dakika bile kalmak azapların çetini olabilir.
Hepimiz deneyimlemişizdir.
Ya sevdiğimiz, muhabbet ettiğimiz, yüreğinde salıncaklar kurup sallandığımız kişilerin muhabbet deminde geçirdiğimiz zaman hep kısadır. Doyamayız günler geceler sürse bile.
Buna hissedilen zaman diyebiliriz. Hissedilen hava sıcaklığı mevcut olan sıcaklıktan farklı olması gibi. Kimi ateşler içinde harlanırken bazıları üşüdüğünden sıkıca giyinir.
Sevilenin yanında zaman hızlı akar.
Mutluluklar koşar adımdır.
Saadetli vakitler tez geçer.
Stresli, kederli, elemli, sıkıntılı, ağrılı vakitler ise geçmek bilmez. Dakikalar ilmek ilmek birbirine eklenir de beklenen ana kavuşulması uzadıkça uzar. Hastanın sabahı beklemesi, sevenin sevdiğini pencere önünde beklemesi gibi.
Hasretin, firkatin dakikaları başkadır, vuslatın başka.
Zaman yaşam olaylarına göre değişkenlik gösterir. Duygularımız akışı belirler. Ya coşkumuzla akar ya da tıkanıklığımızla yavaşlar.
Siz buna isterseniz gönlün fay hatları da diyebilirsiniz.
07.12.2019