GEÇMİŞİN BÜYÜSÜ

KENDİ halimde yaşayıp gidiyordum. Geçmişe dair hatıralarımı canlı tutarak yapıyordum bunu.

Sürekli eski günlerin eleğinin üstünde kalanları anlatıyor bundan kendimce müthiş bir haz alıyordum.

Dostlarım da büyük bir keyifle dinliyorlardı.

Hatta bazılarını ben istediğim için tekrar ediyordum bir kısmını onlar yeniden anlat dedikleri için bir daha aktarıyordum.

Bir süre sonra bugünü yaşamadığımı daima eskilere takılı kaldığımı acı içinde fark ettim.

Bu elbette önceyi inkâr değildi. Değersiz bulmak manasına gelmiyordu. Ama ne kadar doğruydu bunu sorgulamaya başladım.

Yorgunlukla duvar dibine çöküp çayımla hemdem olduğum bir vakitti. Yan taburelerde günlerini boşuna geçirmediği konuşması, hali ve tavrından anlaşılan bir ihtiyarın sözleri kulağıma ilişti.

“Geçmiş büyülüdür. Uçup gitmez. Tekrar gelir konar kalbine. Vefa açısından önemlidir ama dozunu kaçırırsanız sürekli orada yaşamaya başlar şimdiyi kaçırırsınız. Şimdiyi idrak etmeyenler ise geleceğin umudunu göremezler…”

Günlerdir takıldığım konuyu tanımadığım birinin gençlere nasihatinde bulmuştum.

Geçmişin büyüsü, şimdi ve geleceğin umudu…

Bu üç halkayı birbirine geçirmedikçe hayat bize sır kapısını açmayacak galiba!

08.06.2020

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir