GÜZELE MAHKÛM İNSANLAR

UĞUR CANBOLAT

KENDİLERİNİ dert etmeyi ayıp belleyen insanlardır onlar.

Daima başkalarını düşünürler.

Sıra kendilerine hiç gelmez.

O kadar yoğunlardır ki, bunu düşünmeye hiç fırsatları olmaz.

Onlar güzele mahkûm insanlardır.

HAYATIN güzelliği onlardır.

Güzeldirler ve hep güzelden yanadırlar.

Güzellik ekip güzellik biçerler.

Şer uzaktır onlara.

Onlar güzele mahkûm insanlardır.

HÜSNAYI tasdik için gönderilmiş iyiliğin temsilcileridir onlar.

Allah güzelliğini onaylarlar daima.

Olan biten her işte güzelliği ilk onlar görürler.

Bize kötü görünen işler onlara hüsün görünür.

Dillerinden düşmeyen virdleri şudur:

“Vallahi güzel etmiş,

Billahi güzel etmiş,

Tallahi güzel etmiş,

Allah görelim netmiş,

Netmişse güzel etmiş…”

Onlar güzele mahkûm insanlardır.

SÖZ terzisidirler.

Cümleler üzerinde tasarrufta bulunurlar.

İğnesiz dikerler.

Kılçıksız konuşurlar.

Onlar güzele mahkûm insanlardır.

BU zamanda bu zeminin tercümanıdırlar.

Kelimeleri boşa gitmez.

Çünkü boş konuşmazlar.

Boşluğa konuşmazlar.

Kelimeleri, cümleleri doğru vakitte doğru gönüllere bırakıverirler.

Onlar güzele mahkûm insanlardır.

EMREDİCİ konuşmazlar.

Dayatmacı söylemleri yoktur onların.

Misyoner yaklaşımı ile yandan dolaşarak dikte edici bir yaklaşım göstermezler.

Zira gizli ajandaları yoktur.

Sadedirler.

Sahicidirler.

Onlar güzele mahkûm insanlardır.

AYRIM gözetmezler.

Tanımlamalar yaparak Allah’ın Müslüman ismi verdiği topluluğu harici ikincil isimlerle tesmiye etmezler.

Mü’min olmak yeterlidir bağrına basması için.

Meslek ve meşrep tasnifçisi gibi davranıp birini yakın ötekini ırak görmezler.

Mesafeleri kişi, meşrep, ırk vs üzerinden değildir.

İnsan olma, gerçek insan olmak üzerinden iletişim kurarlar herkesle.

Onlar güzele mahkûm insanlardır.

BİLGİ kaynakları sağlamdır.

Düşünceleri vahyin eksininden inhiraf etmez.

Odak noktası Hakkın kelamı ve onun tebliğcisi Fahr-i Kâinat Efendimizin mübarek yaşayışıdır.

Zihnini şekillendiren fikirleri Kur’an’a doğrulatmak gibi yanlış çabalara girip tahrif tahripçiliği yapmazlar.

Yüce kitabımızın doğruladığı bilgileri benimserler.

Onlar güzele mahkûm insanlardır.

AKLIN düşünme ilkelerine göre davranır.

Mantığı elden bırakmaz.

Gönlün coşkusunu da bunlara ilave ederek üçlü bir mekanizması ile hareket eder.

Ezberci değildir.

Anlam arayıcıdır.

Onlar güzele mahkûm insanlardır.

KANDİL gibidirler.

Ürkütmeden aydınlatma yaparlar.

Rahatsız etmezler.

Kendi hallerince usulca yanarlar.

Ama yakmazlar.

Onlar güzele mahkûm insanlardır.

SARRAF titizliği ile yaşama tutunurlar.

Kılı kırk yararlar.

Ayıklayıcıdırlar.

İyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, hayrı şerden, güzeli çirkinden maharetle ayrıştırırlar.

Furkan olma sırrına ermiş nasiplilerdendirler.

Onlar güzele mahkûm insanlardır.

FETÂDIRLAR.

Genç, yiğit, mert, delikanlı…

Yerinde, zamanında, dozunda…

Kabalığa meydan vermeden zarafetle iş görürler.

Onlar güzele mahkûm insanlardır.

ÖFKEYİ yutarlar.

Düğüm düğümdür boğazları.

Ham söz çıkmaz ağızlarından.

Kem iş çıkmaz ellerinden.

Gül bahçesindeki bahçıvan gibidirler.

Gülü gül, dikeni diken bilir buna göre davranırlar.

Gülü incitmezler.

Dikenden de incinmezler.

Onlar güzele mahkûm insanlardır.

İhtişamları tevazu içerir.

Tevazuları vakar…

Cesaret ve merhameti aynı anda taşırlar kalplerinde.

Ne taşkın olurlar ne de ürkek…

Onlar güzele mahkûm insanlardır.

ACININ kıymetini bilirler.

Onunla olgunlaşırlar.

Kıvam elde ederler.

Deneyimlerinden ders çıkarmayı başarmışlardır.

Onlar güzele mahkûm insanlardır.

NEREDE bunlar demeyiniz.

Güzel düşünmeye, güzel konuşmaya, hâsılı güzel yaşamaya mahkûm olan bu insanlar belki de yanı başımızdadırlar.

Onlara uzak sayılmaz.

Zira içimizdedirler.

Gönlümüzü uyandırdığımız vakit bunu daha berrak görebileceğiz.

Başımızı soktuğumuz gereksiz gündemlerin kumundan çıkartabilmeyi başarabilirsek o güzel çehrelerin tebessümü bizi selamlayacak.

İnanın.

Ya Selam!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir