BU başlangıçtır dedi ustam. Kendini kabul et ve başla. Bende peki diyerek cevapladım.
İlk söylediğinde içime doğan duygu ego içeriyor gibiydi. İzahlarından sonra yanıldığımı anladım. Hem de aldanış seviyesinde bir yanılgıydı bu.
Önce kendini kabul et. Nerede olduğunu bil.
Fikrin ne, bilgin ne kadar, aklın nereye kadar eriyor, gönlünün kapsama alanı nedir bil dedi.
Yanlışını bil, aldanışlarını, kusurlarını, gereksiz ısrarlarını, yetersizliğini, fazlalıklarını bil ve kabul et.
Ancak buradan başlayabilirsin.
Kabul etmediğin, reddettiğin bir kötü davranışını değiştiremezsin.
Önce inkâr değil, ikrar olmalı.
Evvela kusurunu gör, tespitini yap. Ben bu konuda buradayım, şu hususta şuradayım diyebilmelisin. Bu kendini kabuldür.
Değişenler ve değiştirenler bu kabulü yapabilenlerdir.
Kabul fark etmektir evvela, bilincine varmaktır. İdrake getirmektir.
İnkâr olayı ortadan kaldırmaz, göz kapamak geceye delil değildir. Yok görmek, yok etmez bir şeyi.
Hastalığı kabul etmemek ağrı çekmeye engel olmaz. Şikâyeti ortadan kaldırmak kabul etmekle başlar.
Unutma diyerek sürdürdü konuşmasını. Kabul etmek uygun görmek değildir, onaylama, rıza göstermek değildir. Durum tespitidir. Hasar analizini ancak bundan sonra yapabilirsin.
Eyvallah, kabul ediyorum. Kendimi kabul ettim. Farkına vardım. Tahlil ettim eksiğimi, kusurumu, azımı, çoğumu. Pasif olmaktan kurtuldum, aktif oldum. Yeni kapılar araladım.
Ve şunu anladım ki, kabul etmek kişinin kendine kendisini armağan etmesidir. Daha iyi ve güçlü olma azmini harekete geçirmesidir. Sineye değil sigaya çekmesidir. Haydi artık durma demesidir.
Kendisiyle barış sağlaması ve harekete geçmesidir.
01.03.2019