KENDİNDEN UZUN YAŞA

İTİRAZ etmeyin hemen, zira ilkin bende aynı şeyi yaptım ve yanıldım.

Uzun bir yürüyüş sonrasıydı. İndiğimiz rampaları, çıktığımız yokuşları hatırlamıyorum bile. Tabiatla iç içe geçen uzun bir günün akşamıydı.

Yorulmuştuk. Kulübemize sığışmış çayın demini almasını beklemeye koyulmuştuk. Tek başıma olsam onu bile beklemem bir köşecikte kıvrılır uyurdum. Ama sohbetin tadı ve yeni şeyler öğrenmenin verdiği zihni dirilik buna maniydi. Sırtımızı duvara vermiş gözlerimizi dinlendiriyorduk. Buna gördüğümüz manzaraları kaydetme seansı da diyebiliriz aslında. Ya da onların üzerinden geçme işlemi…

Kendimi sessizliğin dinlendirici kollarında salıncakta gibi sallıyordum ki o söz çıkageldi. Kendinden uzun yaşa nazarım.

Konforum bozulmadı, keyfim kaçmadı dersem doğruyu söylememiş olurum. Kaçtı. Nereden çıktı bu şimdi duygusu kapladı ruhumu. Aklımın yiv ve setleri arasında mücadele çıktı. Gözlerimi açtım, doğrulup kendisine baktım. Onun gözleri dinlenme eylemini sürdürüyordu.

Tam bu ne demek diye sormaya hazırlanıyordum ki, devamı geldi. İyilikler insandan uzun yaşar. İyilikleriyle yaşayanlar kendinden uzun yaşarlar. Ömür biter, insan ölür, iyilikler ise sürer. Buna sâlih amel denilir. Sâlih amellerinin devam etmesini istiyorsan, Salihlerle dem tut. Onların yolunu gözet. Gözet ki, uzun yaşayasın. Salih bereketli yaşamaktır, kevser olmaktır.

Çayları servis ettim ve tekrar yaslandım doğrulduğum yere. Bir yudum almıştım ki, şunu da unutma dedi. Kur’an’ın bize bahsettiği isimler üzerinde bu açıdan düşün. Mesela peygamberlerden bahsederken neden sâlih kullarımızdan ifadesi kullanılır?

Anlaşıldı, gece uzun olacaktı.

Ve böyle geceler insanın kendinden uzun yaşaması için gerekliydi.

22.06.2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir