ANLAYAMADIM diyerek cevapladım.
Uzun zaman sonra ilk karşılaşmamızda bu sorudan daha çok “Nasılsın?” şeklinde karşılanmayı beklerdim doğrusu.
Ama öyle olmadı. “Ne kadar sağlamsın?” sorusu selamlaşmanın ardından…
Sıklıkla kullandığı ve alışık olduğum hitap cümleleri olan “Kurbanım” ve “Cananım” kelimelerini henüz duyamamıştım. Bu sebeple irkilir gibi oldum. Bir kusur arayıp durdum kendimde.
“Ne çok özledim sizi” dediğimde mutat bir karşılaması vardı: “Oyy Kurbanım”
Belli ki, bugün mesaj öne alınmış…
Şoklama sonrası bakalım neler gelecek diye beklemeye başladım.
Söz zayıflık, eksiklik ve psikolojik sağlamlık gibi mevzular etrafında döndü durdu. Demek ki, mühim olan sadece bedenen sağlamlık değildi. Moral açısından da sağlamlık önemliydi. Buna ‘Psikolojik Sağlamlık’ deniliyormuş.
Ruhun nasıl, gönlün nasıl, duyguların ne durumda gibi anlamlar içeriyor. Kötü duyguların iyi duygularını alt etmişse iyi değilsin. Yenilmişsin.
Dikkat çektiği hususu iyice kavradım. Tekdüze düşünme illetinden kendimi sıyırmaya çabaladım.
Kalkıp vedalaşırken söylediği sözü o ayrılınca hemen not ettim. Şuydu söylediği:
“Zincir en zayıf halkası kadar sağlamdır.”
24.06.2020