NİYET VE EYLEM

ÇAĞIMIZIN en büyük belası budur denilse, sezadır.

Zira bizleri benlik kuyularına yuvarlayıp üstümüzü de sıkıca kapatan davranışlar ne yazık ki, bilinçli bireylilik konusunda sınıfta kalmışlığımızdır.

Ötesini berisini kurcalayıp ömür törpülemek yerine gelin bu konuları bir daha düşünelim.

Öz ve söz birliğimizin neden olmadığını teşrih masasına yatıralım.

Niyet ve eylem birlikteliğinin noksanlığı üzerinde ciddi şekilde düşünelim.

Kimlik kazanan kişidir insan denilen varlık… Diğeri ne zaman ne yapacağını kendisinin bile bile bilemediği beşeriyet basamağında kalakalmak hâlidir.

Acınasıdır.

Bilinçli bireysellik bireyci olmak değildir. Bencillikten kurtulmuş olmaktır. Sürü serbestliği değil hür olmanın, irade kullanmanın, ihtiyar yani tercih etmenin ve dayanışma içinde yaşamanın pusulasını gösterir.

Kendilik bilicine ulaşmak kişi olma yolunda düşünce ile ilerleyerek, öğrendiklerini hazmederek hizmete sunmak demektir. Yıkmayı değil kalkındırmayı öğütler. İmha değil inşa yanlısıdır.

Niyet ve eylem birliği dürüst insanlardan açığa çıkar. İnanmış olduğu değerler manzumesine yani o inancın emrettiği ahlâkî ilkelere uymakla târiflenir.

Diğeri dürüstlük zannı yani kuruntusudur.

Niyetimiz özümüz, eylemimiz sözümüzdür.

03.07.2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir