TEYELLENMİŞ

ÇOK mutluydu.

Onu görenler bir farklılık olduğunu hemen anladılar.

Var bunda bir şey diyorlardı ama kimsenin ne olduğu hakkında en ufak bir bilgisi yoktu.

Sevindiğini gören pek olmamıştı bugüne kadar.

Güldüğüne de rastlayan olmamıştı zaten.

Garipti.

Hayatın kıyısında yaşıyordu.

Mecbur muydu buna yoksa bilinçli bir tercih mi bende bilmiyorum.

O gün gerçekten mutluydu.

Gözleriyle yüzü nasılda uyumluydu. Ruh ve beden oryanteydi.

Cahilin cesur oluşu haline sığındım yaklaştım yanına, oturdum.

Selam verdim. Teyellenmiş dedi.

Bu nasıl cevap ey divane diyesim geldi ama dilime yol vermedim.

Belli ki duymamıştı beni. Kendi derununda yaşıyordu.

Tekrar etti: Teyellenmiş.

Anlamadım dedim, ne teyellenmiş?

Sevdiğim dedi, sevdiğim teyellenmiş.

Nereye dedim, nereye?

Sağ elini kalbine götürdü ve vurdu birkaç kez. Ahanda buraya dedi, buraya.

Mutlu yersiz değilmiş.

Yerli bir mutlulukmuş. Gönülden kaynaklanan bir sürur.

Sevdiğin gönlüne teyellenmiş, oraya tutunmuş, oraya tutulmuş…

Daha ne olsun.

O dedi, o buraya teyellendi ya bir kere. Bu bana yeter dedi.

Ben onu gayret ve muhabbet iğnesiyle öyle bir bekitirim ki, bir daha asla sökülmez.

Kıyamete kadar orada kalır.

Öncesi ona ait, sonrası bana…

O geldi yüreğime teyellendi ya, bu yeter. Gerisi benim işim.

Sarstı beni. Düşündürdü.

İçimizde nice gönlü kırık âşık var. Bir teyellenmeye razı olan.

01.03.2018

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir