GERÇEĞE giden yolda aşamadığımız en büyük engel yine kendimizdir.
Dünyanın merkezine yerleşip her şeyin etrafımızda pervane gibi dönmesini istiyor olmamız olumlu duygularımıza engel koymaktır.
Aşamadığımız kendi ego varlığımızdır. Bir vehimden, zandan ibaret olan yani var olmayanı varmış gibi kabul ederek kendimizi yükselttiğimizi sandığımız kürsülerden hadiselere bakıyor olmamız yolu tıkamaktır.
Bu gönle giden yoldur.
Bu akla çıkan yoldur.
Bu merhamete, şefkate, özdeş olmaya varan yoldur. Engel olan, tıkayan bizden başkası değil.
Rahmet kapısını çoğu defa bu yanlış algılarımız sonucu kapatıyoruz, bununla da kalmıyor çiviliyoruz.
Fiziki engeller için hekimler bazı yöntemler geliştiriyor ve hayatı kolaylaştırıyorlar.
Ya varsayım varlığımızla kendimize koyduğumuz manevi engeller nasıl ortadan kaldırılacak?
Düşünmemiz gereken bir husus değil midir bu? Yok saymakla yok olur mu, küçük görmekle küçülür mü?
Kendimize yapacağımız en büyük iyilik bunlardan vazgeçmektir. Vazgeçebilmektir.
Ama nasıl?
Sizin öneriniz nedir bilmiyorum ama en büyük dayanağımız kalbimizdir.
Kalbimizin önünde durum güzel hasletlerin girmesine izin verdiğimizde zamanla koyduğumuz engeller yıpranacak ve kendimize ulaşmamış daha fazla gecikmeyecektir.
Unutmamamız gereken diğer önemli husus ise şudur. Kalbimizi engellemek kötücül kuvvetlerin yolunu açmaktır. Sistem ters orantılı işlemektedir. Bir tarafı açtığımız vakit diğer yanımız tıkanmaktadır.
Hangi yanımızı koyduğumuz engellerle tıkayıp hangi yanımızı açtığımıza bir defa daha bakmamız yararlı olacaktır.
03.12.2019