YAPMA bunu, açık bırakma kapıyı, aç.
Açık bırakılan kapıdan herkes girebilir ve bu sağlıklı bir durum değil, biliyorsun.
Ama kapıyı açmak başkadır, bambaşkadır.
Özel olarak açılır. Buyur edilir.
Ve bu layık olana yapılır.
Sen kapıyı açık bırakma, aç.
Ve ben senin açık bıraktığın kapıdan değil benim için hususi olarak açtığın kapıdan girmeliyim.
Evlere kapılarından girilir, insana ise kalbinden.
Ben ise kalbine benim için açtığın o kapıdan tam açtığın vakit gireceğim.
Ve diyeceğim ki, “Beni iyileştirebilir misin?”
Sen de bana kısılmış gözlerinle bin yıl beklemiş bir eda ile bakarak “Evet” diyeceksin, “evet.”
Ne ben sana neden bu kadar bekledin diye soracağım ne sen bana neredeydin bunca zaman diye sormayacaksın.
Biz soruların değil bulunmuş cevapların tadını çıkaracağız.
Muhabbetimiz aramak ve bulmak üzerine olacak.
Soranlar olacak elbette, ikimize de soracaklar meraklı bakışlarla.
Ve biz onlara şöyle diyeceğiz.
“Sen birini tek soru sormayacak kadar sevdin mi hiç?”
01.02.2020