SAZIM düzen tutmuyor. Akordum sürekli kaçıyor. Hâl böyle olunca ahenkli bir ses bulmak kolay olmuyor tabi.
Kendimle bir türlü tam bir mutabakat sağlayamıyorum. Bir yanım aydınlığa talip ve izini sürüyor hakikatin. Diğer yanım ise karanlığa meftun. Zorlasam da çıkası gelmiyor bu kesif kuyulardan.
Bir yanım bilgide kesinlik problemini çözmek için çırpınırken diğer tarafım konforundan vazgeçmiyor. Âdetlerini değiştirmeye yanaşmıyor.
İzler var üzerimde. Bu kimi zaman melek nefesi gibi içimi aydınlatıyorken bazı vakitlerde ise nefsin hileli oyunlarına yenik düşüyor.
Bir öyle bir böyleyim yani.
Hem perdeyi yırtmaya çalışan benim hem de üstüne kat kat yeni perdeler ilave edende…
Dedim ya bir mutabakat sorunu yaşıyorum.
Eskilerin marifetü’n nefs dedikleri kendini tanıma eylemi biten bir çaba değil. Sürekli galip ile mağlup yer değiştiriyor. Tam hakikati yakaladım diyerek sevinmeye başlıyorum ki, gördüğümün eksik olduğu ortaya çıkıyor. Yine de insan olmanın var olan her şeye âşina olmak demek olduğunu öğrendiğimden beri bu gayretimden vazgeçmiş değilim.
Beni bekleyen yine bensem bu mutabakat problemini çözmem gerekiyor. Bunun ilk adımıysa zannını bilgi sanmayı terk etmek…
Bildim, bunu amel dediğimiz eyleme dönüştürerek ahlaka ulaştım ve marifet elde ederek kendi hakikatime gerçekten erdim diyebildiğim zaman sanırım bu mutabakat sorunu çözülmüş olacak.
Bir gün olur inşallah!
23.07.2020