ÖFKE ÖDÜL DEĞİLDİR AMA…

KESİNLİKLE katılırım bu söze…

Öfke sahibini de yakan bir ateştir… Kimi zaman yüksek sesle başlanılan tartışmalarda karşı tarafın “Ona uymayayım, efendilik bende kalsın” şeklinde düşünüp geri çekilmesiyle sonuçlanması sebebiyle bu tarzı devam ettirir.

Sonuç aldığını düşünür.

Onu gören yakınları da öğrenilmişlik sebebiyle bu yöntemi sürdürür.

Nihayetinde bu böyle devam edip gider ama kişiye uzun vadede hayır getirmez.

Kim ister sevilmek ve saygı görmek yerine kendisinden korkulmasını, çekinilmesini?

Burada bir hesap yanlışı var.

Muhakeme problemi mevcut.

Esasında kişi öfke duygunu kullanmak istiyorsa evvela bunu kendine yöneltmelidir.

İnsanın hizaya sokacağı, dengeye getireceği, öfkelenmek istiyorsa bunu yöneltebileceği ne çok yanlışı var.

Öfke ödül değildir, buna sarılmamak lazım ancak kişi hiddetini dengeye getirir olumsuz duygularını törpülemekte kullanırsa şahsı için bir kazanca dönebilir.

İşte o zaman buna bir nevi ödül diyebiliriz.

Yine de kendisine yönelttiği öfke acımasız ve yıkıcı olursa burada öz saygısını kaybetmek gibi bir durumla karşılaşabilir ki, bu kişi için ciddi bir risktir.

Kendini yetersiz, değersiz, başarısız görmeye başlar ki, psikiyatrik durumlara doğru gidişin kapısını aralar.

Yapabiliyorsak onu ehlileştirmeyi denemeliyiz. Öfkeyi efendimiz olmaktan çıkarıp onun emirlerini alıp uygulamak vazgeçmeliyiz. Bunun yerine onun efendisi olarak yönlendirmeyi deneyebiliriz.

Belki o zaman kendimizi ödüllendirmiş oluruz.

20.11.2020

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir