BİR ÂYET BİR HADİS
Ramazan ayı, insanlara yol gösteren, hidayeti, doğruyu ve yanlışı ayırt edip açıklayan Kur’an’ın indirildiği aydır. İçinizden kim o aya yetişirse oruç tutsun.
Bakara Sûresi Âyet 185
Her kim inanarak ve karşılığını yalnız Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.
Peygamberimiz (sav)
___
HOŞ GELDİN RAMAZAN
Bizleri bu güzel aya tekrar kavuşturan Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun.
Ramazanı gözleyip dururduk.
Nicedir hem gözümüz yoruldu hem gönlümüz gamlandı.
Depremle sallandık, acılarla sarsıldık.
Ve…
İşte bekleyiş sona erdi ve manevi yaralarımızı sarmak üzere fırsatlar sunan taze bir başlangıç geldi.
Sabrı kuşandığımız, ibadet, rahmeti yüklendiğimiz, kulluk çizgisinde yürümeye ahdettiğimiz, mağfireti ve bereketi yüreğimizde hissettiğimiz bu aya kavuştuğumuz için şükür doluyuz.
Peki, bir yandan derin acılar yaşarken diğer yandan şevkle karşıladığımız bu ayın temel özellikleri nelerdir?
1-Kur’ân-ı Kerîm bu ayda indirilmeye başlanmıştır.
2-Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi bu aydadır.
3. İslâm’ın beş esasından biri olan oruç bu ayda tutulur.
4. Malî bir ibadet olan fitrenin (fıtır sadakası) bu ayın sonunda ve bayramdan önce ödenmesi gerekir. 5-Ramazanda ödenmesi şart olmamakla birlikte Müslümanlar zekâtlarını bu ayda öderler.
6- Bu ayın sonunda itikâfa girmek sünnettir.
7- Kur’an ayı olan Ramazan ayında diğer zamanlarda yeterince yapamadığımız Kur’an-ı Kerimi okuyup tefekkür ederek anlamak öncelenmiştir.
8- Hz. Peygamber’in Cebrâil ile karşılıklı Kur’an-ı Kerim okumasına dayanan mukabele uygulaması da bu aya mahsus geleneklerdendir.
ORUÇ
“Oruç” Farsça kökenli bir sözcüktür. “Rûze” kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Arapça’da oruç ibadeti “savm” ve “sıyâm” kelimeleriyle ifade edilir. “Savm” sözlükte; kişinin kendisini yeme, içme, yürüme ve konuşma gibi herhangi bir söz, eylem ve davranıştan alıkoyması, bir şeyden uzak durması, susması, bir şeye karşı kendini tutması ve engellemesi demektir.
“Savm” kelimesi Kur’ân’da 11 âyette geçmektedir.
Bunlardan, “(Ey Meryem!) Ye, iç, gözün aydın olsun. İnsanlardan herhangi birisini görürsen, ‘şüphesiz ben Rahman’a susmayı (savm) adadım, bugün hiçbir insan ile konuşmayacağım’ de” (Meryem, 19/26) anlamındaki âyette “susmak”, diğer âyetlerde ise terim anlamında kullanılmıştır.
Terim olarak oruç, tan yerinin ağarmasından güneşin batmasına kadar şer‘an belirlenmiş ibadeti yerine getirmek niyetiyle yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmayı ifade eder.
Dinî bir terim olarak “savm” kelimesi; müminin ibadet niyetiyle imsak vaktinden iftar vaktine kadar kendisini yeme, içme ve cinsel ilişkiden alıkoyması demektir. (Ragıb, s. 291)
“İmsak” kelimesi, “kendini tutmak ve engellemek” demektir. “İmsak vakti” tabiri, dilimizde, yeme içme ve cinsel ilişkiden uzak durma ve oruç vaktinin başlangıç anlamında kullanılır. “İmsak vakti”, tan yerinin ağarması vakti olup, bu andan itibaren yatsı namazının vakti çıkmış, sabah namazının vakti girmiş olur. Bu vakit aynı zamanda sahurun sona erip orucun başlama vaktidir.
“İftar vakti” ise, oruç yasaklarının sona erdiği vakit anlamında olup, güneşin batma vaktidir. Bu vakitle birlikte akşam namazının vakti de girmiş olur.
___
CÖMERTLİK
Üzerinde düşünüp tefekkür ederek hayatımızda aktif hâle getirmemiz gereken cömertlik konusunun kapsamına biraz bakalım.
Cömertlik kavramının anlam alanına giren kelimeler (Îsar, it’am, infak, kerem, ihsan)
Zıt anlamıyla ilgili olan kelimeler (İsraf, küfran-ı nimet, nankörlük)
Kur’an’da maddi ve manevi açısıyla cömertlik ve çerçevesindeki âyetler
Maddi açıdan cömertlik
Manevi açıdan cömertlik
Kur’an’da cömertliğin psiko-sosyal boyutuyla ele alınması
Aile ortamında cömertlik
Toplumsal ilişkilerde cömertlik
—-
HATİCE FAHRUNNİSA
EL KERİM
“Kerame” kökünden türemiş olan el-Kerim ismi; aziz, değerli, asil, iyi, güzel ahlaklı, hoşgörülü, erdemli, nazik, kerem sahibi, cömert olmak, ihsan etmek, hiçbir karşılık beklenmeksizin bol bol vermek anlamlarına gelmektedir. Fakat ıstılahta her güzelliği, iyiliği hayrı ve bağışı yapan anlamına gelir. Allah’ın el-Kerim esması bütün bu erdemleri kapsayan bir isimdir.
El-Kerim ismi hayrı ve bağışı bol olan, kullarına cömertçe ve karşılık beklemeden verendir. Her türlü şerefi, izzeti, değeri zatında toplayandır. Hoşgörülüdür, naziktir. Kullarının günahlarını affeder ve cezalandırmakta acele etmez. Bütün bunları celal tecellilerle değil rahmeti ile yapar.
Kerim ismi diğer mahlûka izafe edilebilir. Ekrem ise sadece Allah’ın zatî bir ismidir.
Rabbimiz Kerim ismini Kur’an’da değerli olan şeyler için kullanmıştır.
Kur’an-ı Kerim, kerimdir.
Kerim olan Allah, yine kerim bir melek aracılığıyla, kerim olan bir rasül olan Peygamberimize indirilmiş kitaptır. Kur’an-ı Kerim’dir.
“Şüphesiz o, Kerim (muhatabına değer yükleyen) bir kitaptır.” Vakıa,77
Peygamberimiz SAV kerimdir.
“Andolsun, onlardan önce Fir’avn toplumunu da (imkânlar vererek) sınadık. Onlara değerli bir elçi geldi.” Duhan,17
Vayhi getiren Cebrail kerimdir.
” (Andolsun bunlara) Ki o, değerli bir elçinin (Cebrail’in) sözüdür.” Tekvir, 19
Mü’minlere verilen rızk kerimdir.
“(Her şeyi apaçık bir Kitapta tespit etmiştir) Ki, inanıp iyi işler yapanları mükâfatlandırsın. Onlar için mağfiret ve güzel rızık vardır.” Sebe, 4
Allah’a güzel borç verenlere verilen ecir ve mükâfat kerimdir.
“Allah’a güzel bir borç verenlere, verdikleri kat kat artırılır ve onlara çok değerli bir mükâfat vardır.” Hadid, 18
Arş kerimdir.
” Hak padişah olan Allah, pek yücedir. O’ndan başka tanrı yoktur. O, Kerim Arş’ın sahibidir.” Mü’minun, 116
Güzel söz kerimdir.
“Rabbin, yalnız kendisine tapmanızı ve anaya babaya, iyilik etmenizi emretti. İkisinden birisi yahut her ikisi, senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşır (ihtiyarlık zamanlarında senin yanında kalırlar)sa sakın onlara “Öf!” deme, onları azarlama! Onlara güzel söz söyle. İsra, 23
Melekler kerimdir.
“Şunu bilin ki üzerinizde muhafızlık yapan değerli kâtipler (melekler) vardır.” İnfitar, 11
İnsanlar yaratılış potansiyelleri açısından kerimdir.
“Andolsun biz, Âdemoğullarına çok ikram ettik: onları karada ve denizde (hayvanlar ve taşıtlar üzerinde) taşıdık. Onları güzel rızıklarla besledik ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün ( mükerrem) kıldık.” İsra, 70
Âyetlere bakınca bu potansiyelle yaratılmış insanoğlunun da üzerine yüklenmiş bir sorumluluğu görüyoruz ki bunların başında takva ve itidal sahibi olmak geliyor. ( Hucurat, 13) Çünkü Allah insana diğer mahlûkata göre kat kat ikram etmiş akıl, mantık, muhakeme, irade, vicdan, konuşma yeteneği vermiştir. Cömert olmak, affedici olmak, anlayışlı olmak hepimizin potansiyelinde olsa da bunu yaşamımıza geçiremediğimiz sürece kerim sıfatının tecellisi olan erdemlerle nitelenemeyiz.
Zira ancak kendi egosundan özgürleşen bir insan kerimdir.
(Yararlanılan Meal: Süleyman Ateş Kur’an-ı Kerim ve Yüce Meali)
___
RAMAZAN PEDAGOJİSİ
DOÇ.DR.AYHAN ÖZ
Pedagoji çocuk eğitimini farklı açılardan ele alan ilmi disiplinin adı. Dolayısıyla Ramazan pedagojisi dediğimizde Ramazan ile çocuğun eğitimi arasındaki ilişki üzerine konuşmuş oluyoruz. Hiç şüphesiz Ramazan ayı sunduğu manevi atmosfer ve zengin dinî pratikler açısından çocuk eğitimine dair önemli fırsatlar sunuyor. Burada anne-babalar başta olmak üzere tüm eğitimcilere önemli görevler düşüyor. Bu sohbetin içinde zannediyorum bunu detaylandırma fırsatımız olacak. Ramazan pedagojisi deyince ikinci bir anlam daha aklımıza gelmeli bana kalırsa. Ramazan, aslında bir yönüyle yetişkinlerin yeniden çocuklaşmasını, çocuktaki saflığı aramasını, yani fıtrata dönüş çabasını ifade ediyor. İslam geleneğinde çocuk saftır, masumdur ve bir yönüyle fıtratı temsil eder. Bazı özellikleri itibariyle terbiye edilmeye ihtiyaç duysalar da birçok yönden yetişkinlerden daha ak-pak bir haldeler diyebiliriz. Henüz üzerlerinde günah kiri yok; kin, nefret ve samimiyetsizlik gibi olumsuz hasletler onlarda tutunamıyor. Ramazan bizler için bir arınma dönemi. Bu açıdan bakıldığında Ramazan pedagojisi biz yetişkinlerin çocuklardan öğreneceğimiz şeyleri de ihtiva eden bir kavrama dönüşüyor. Yani Ramazan’da çocuklara öğreteceklerimiz kadar onlardan öğreneceklerimiz de var.
___
GÜNÜN NİYAZI
Allah’ım günümüzü hayırlı eyle.
Ramazanımızı bereketli eyle.
Ruhumuzu dingin eyle.
Acılarımızı dindirmeyi nasip eyle.
Allah’ım.
Aklımızı keskin eyle.
Zararımıza olan şeyleri yapmaktan muhafaza eyle.
Kalbimizi feyizli eyle.
Kur’an-ı Kerim ile kendini aydınlatanların içine dâhil olmaya muvaffak eyle.
Hisseden bir kalbin sahipleri olmayı nasip eyle.
Ürperen bir kalbin sahibi eyle.
Allah’ım.
Bu günümüzü külli hayırlara açık eyle.
Allah’ım.
Bu günümüzü nurlarla doldur.
Allah’ım.
Bu günümüzü her türlü bereketlere vesile kıl.
Allah’ım.
Lütfun ile maddi manevi şifalar, müjdeler, rızıklar gönder.
Allah’ım.
Hayra giden yolları kolaylaştır ve bizi sıdk ve ihlas üzere daim eyle.
Bizi, ailemizi ve bütün müminleri rızana, muhabbet ve marifetine mazhar eyle.
Aşkı kalbimize yaz.
Yeni acılarla sınama bizi.
Amin!
___
AHİD ŞEREFİ
UĞUR CANBOLAT
AHLÂK-I HASENE yiğitleri ahid şerefine ermiş kişilerdir.
Ahdin şerefi imandır.
İkrardır.
Onlar Cenâb-ı Allah’a Kur’an-ı Kerim üzerinden verdikleri sözde dururlar.
Fıtratlarına konulmuş olan iman etme yeteneğini güçlü biçimde zuhura getirirler ve bunun gereklerini en eksiksiz biçimde yaparlar.
İman onların şeref bayrağıdır.
Sarsılmaz ve yere düşürülmez sancaklarıdır.
Kalplerinin nuru, akıllarının ziyasıdır.
Hayatları boyunca her an hatırda tuttukları zikirleridir.
Güzel ahlak yolcuları vahiy üzerinden Allah ile yaptıkları ahd-i misaklarına yani antlaşmalarına sâdık kalırlar.
Dünyada yaşarlar ama dünyevileşmezler.
Kulluğun kutlu çizgisinden inhiraf etmezler.
Verdikleri kesin sözün üzerine titrerler.
Altına girdikleri yükümlülüklerini ifa etmenin şükrünü her daim gösterirler.
İtaatlerini yalnız Allah’a yaparlar.
Ahitleri gereği başka hiçbir kişiyi, duyguyu, sistemi O’na denk görmezler.
Allah ile başka hiçbir şeyi eşitlemezler.
Şirk koşmazlar.
Ey hakikat yolunun verdiği söze sâdık kalan musaddik yolcusu!
İman senin şerefindir.
İkrar senin şanındır. Kulluk senin görevindir.
Bunları korumak en özel ve önemli sorumluluğundur.
İman şerifini kaybedersen zelil olursun.
Aziz olmaktan çıkarırsın.
Mükerrem bir evren misafiri olarak sana verilen en büyük nimeti heder etmiş olursun.
Bu sebeple şerefine sahip çık ve onu yücelt.
Sözüne bağlı kal.
Allah’a verdiğin taahhüdün Kur’an-ı Kerim’in bütünü olduğunu asla unutma.
Onu parçalara ayırarak kendini şeref yoksunları arasına itme.
Anlam tahrifatı yaparak verdiğin sözden cayma yoluna girme.
Reşit olman vahyi anlamakla mümkündür.
Aklını Hakk kelamı ile işlet.
Kalbine yerleşen imanı sürekli taze tut.
Hayallere değil gerçeklere tâbi ol.
Eğer güzel ahlak yolunda usanç göstermeden yürüyen erdemlilerden olmak istiyorsan ergenlikle beraber verdiğin misakı hep hatırında canlı tut.
Şeytanın şer güçlerinin farklı cephelerden yaptıkları saldırılara karşı kavi ol.
Metanetini bozma.
Taklitte kalmak tehlikelidir. Sürekli kendini Kur’an’la tahkim et ki, hakiki imana eresin.
Nazarını bulandırma.
Dikkatini dağıtma.
En önemli husus ahid olan imanla erdiğin şerefi korumak ve bu iman şerefiyle emaneti sahibine teslim etmendir.
Niyet sonuca etki eder. Senin sahih niyetin ve gayretin bu olduğunda Rabbin onu koruyacaktır.
KATKI VERENLER: Serkant Dervişoğlu, Seval Yılmaz
23.03.2023